Hastane odasında gözümü açmıştım kimse ile konuşmuyor yemek yemiyordum içimdeki acı öyle büyüktü ki dağlara taşlara haykırasım geliyordu. Boşuna demiyorlardı kediyi sev, köpeği sev, ya denizdeki balığı sev, kuşu sev insan hiç sevilir mi yahu Değmez Vallahi...
Değmiyor inan ki değmiyor hocam. Değse bu halde olmazdım sevdiğim adamın hastane çıkışında olurdum kendi ellerimle çorba yapar yedirirdim, üzerine temiz kıyafetlerini kendim giydirirdim. Dikişlerini zorlamasın diye eli olurdum ağzı olurdum kolu olurdum o ne isterse o olurdum ama o beni istemedi en çok da beni sevdiğini söyleyen dudakları başka bir kızın dudaklarına dokunduya beni aşkla öptüğü dudakları, vücudumun her zerresini elleriyle hisseden adamın başka bir kadının bedeninde hayat bulması canımı öyle acıtıyor Du ki. Gözyaşlarımı akıtmaktan göz pınarlarım kurumuştu sanki gözlerimin içi acıyordu Yaptığım tek şey kalkıp hastane manzarasına karşı iç çekip sigara yakmak mete hoca ne kadar yapma ciğerlerine yazık etmek desende bende ciğer kalmamıştı ki yazık edecek. Tek suçum sevmekti, tek özendiğim kişi pınardı sevdiği adamla evlenmiş hamile kalmıştı hemen nerde hata yapıyordum neyi yanlış yapıyordum bilmiyordum ama artık yaşama hevesim kalmamıştı. Kolumdaki serumu çıkartıp ayağa kalktık dolabı açıp içinden pantolon ve crop alıp üzerime giydiğimde spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim. Tam kapıdan çıkacakken onur içeriye girdi.
"Nereye?"
Cevap vermeden yüzüne baktım öylece. Yanında geçip gidecek iken belimden tutup yatağa fırlattı.
"Hiçbir yere gitmiyorsun Yat şuraya delirtme beni güneş"
Günlerdir konuşmadığım için ağzımı açıp konuşmam zor olmuştu biraz.
"Ne yapmamı bekliyorsun Onur? İçimde sönmeyen bir ateş var günden güne bitiyorum izin ver kendi hayatıma kendim son vereyim. Zaten sevilmeyen bir kızdım Oğuzhan bunu tescilledi sadece. Ne olur bırak bitireyim bu işkenceyi onur kurbanın olayım"
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Onur yanıma gelip kolları ile sarmıştı Beni.Saçlarımı seviyordu bunca yıldır kardeş gibi büyümüştük hep yanımdaydı iyi ve kötü günümde.
"Bitecek güzel güneşim herşey yoluna girecek söz veriyorum elimden ne geliyorsa yapacağım"
Odaya Berkay ve Mehmet de girince onlar da önümde durup bacağımı sıkmışlardı hafifçe.
Onur gözyaşlarımı silerken ayağa kalktı bir anda.
"Ben gidip şu piçin ağzını yüzünü dağıtayım yok içim rahat etmeyecek"
Bileğinden tuttum.
"Ne olur yapma onur. Canı acırsa nefes alamam en azından hayatta onunla mutlu ne olur bırak."
Onur sinirle ellerini saçlarından geçirdi Berkay yanıma geldi.
"Güneş niye bunu yapıyorsun kendine senin de kalbin var bak ciğerlerin kötü durumda kendine zarar verince Oğuzhan gelmiyor"
"Hem biz sana yetmiyor muyduk? Ne güzel eğleniyorduk eskiden gecenin bir yarısına kadar içiyorduk sonra bu salağın hareketlerine gülüyorduk. Ne ara bu hale geldin sen güzelim benim. Biz seni ne zaman bu kadar ihmal ettik göremez olduk"
(Yok canım ne ağlaması sadece hormonlarım tavan yaptı jdjx)
Mehmetin elini sıktım hafifçe.
"Siz yanımdayken daha iyiyim ne olur bana bir şey sormayın."
Yatağıma yatırdıktan sonra odadan çıktılar. 1 saat sessizce yattıktan sonra odanın kapısı açıldı onurdur diye düşündüm.
"Dolaptaki battaniyeyi uzatır mısın üşüyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANTEL //+18 TEXTİNG
Teen FictionAlev :Dantellenmiş Geceler Alev:Kan kırmızı Ojeler Alev:Kesik kesik cümleler... Alev:*fotoğraf* Alev :Şarkıyı değil sözlerini yaşamalıyız Batu. Alev:Şarkının ritmiyle sırtına çizikler atmalıyım. Alev:Ah çok fenayım yanıyorum şefim... BATU :Hay sik...