🎼Zack Hemsey, The Way
20.08.21.
19.03"GÜL GÜZELİ"
Güneş gökyüzüne doğarken yağmur yağıyordu.
Cennetin ilahi güzelliğinden kovulmuş olan şeytanın mırıldandığı ninni yeryüzüne düşen yağmur damlalarına eşlik ederken gökyüzünün akıttığı gözyaşları kanatlarına dokundukları kelebekleri ölüme terk ediyordu. Ölümün küf kokulu nefesini ensesinde hisseden kelebeğin kanatları acıyordu; ona cenneti müjdeleyen melek hiç acımadan onun görünmez kanatlarını koparıyordu.
Korkunun eşelediği kalp bozuk bir plak gibi sadece aynı sözleri başa sarıp duruyordu. Kalbin sahibi olan beden kuvvetli bir esintiyle hırpalanan çaresiz bir yaprak gibi tir tir titriyordu. Kulakları uğulduyordu. Bir hastane köşesinde titreyen ellerinden birisinin avucunu kalbine bastırarak geçmeyen zamanın gürültülü sesine eşlik eden kalbinin susmasını diliyordu.
Genç kadının canı yanıyordu. Ela gözlerinde yakıcı bir acı dolaşırken o ağlamamak için fazlasıyla direnmiş hatta acıya savaş açmıştı ama zaman geçtikçe güçten düşerek savaşı kaybetmişti. Acı artık onun için uzaktan gelen bir akraba gibiydi; ona hem yabancıydı hem de bir o kadar tanıdık.
Kadının bedeni de en az ruhu kadar yara almıştı açtığı savaşın sonunda. Günlerdir ayakta kalarak mecbur kalmadıkça oturmamıştı ve bacakları artık onu taşımakta zorlanmaya başlamıştı. Ağır olan bedeni değildi ağır olan acıya açmış olduğu savaşın ardında bıraktığı enkazdı.
Kadın düşünmeyi reddederek sırtını hastanenin beyaz duvarına yasladı. Yavaşça, kontrollü bir şekilde bedenini yere kaydırdı. Duvarın kenarına çöktü. Gözlerini sıkıca yumarak bacaklarını karnına doğru çekip kollarını onlara doladı.
Ensesinde ölümün nefesini hissediyordu sanki ölüm annesiyle değil de kadının kendisiyle saklambaç oynuyordu. Kadını bulduğu anda nefesini kesecek onu ölüme kavuşturacaktı.
Zihni genç kadına oyun oynayarak onu üç gün öncesine, huzuru en son hissettiği güne geri götürdü. O gün kadın için önemli bir gündü çünkü babası kırk yedi yaşına basacaktı. Kadın babasına sürpriz yapabilmek için iki saatlik bir otobüs yolculuğuna katlanarak tatilini kısa kesip ailesinin evine dönmüştü. Annesine doğum günü pastası yapması için yardımcı olduktan sonra heyecanla babasının gelmesini beklemiş, öğretmenlik yaptığı okuldan yorgun bir şekilde dönen babasına kapıyı bizzat kendisi açmıştı. Onu görmeyi beklemeyen babasının şaşkınlığının geçmesini beklemeden babasına sarılmış, doğum gününü kutlamıştı.
Korhan Ahıskalı üzerindeki şaşkınlıktan sıyrılır sıyrılmaz kendisine sürpriz hazırlayan kızının alnını öpmüş daha sonra onunla birlikte masanın başında kendisini bekleyen karısının ve kız kardeşinin ailesinin yanına gitmişti. O andan itibaren dışarıdaki soğuk havanın aksine evlerinde sıcak bir aile ortamı oluşmuştu. Hep birlikte neşeli bir sohbetin dibini bulmuşlardı. Her şey öylesine güzel ilerlemekteydi ki genç kadın bu anı telefonunun kamerasıyla ölümsüzleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
RomanceDudakları hafifçe dudaklarıma temas etti. Nefesi nefesim olacak kadar yakınımdaydı. "Gül Güzeli.." diye fısıldadı. "Hep kal." Hep kalmak isterdim Afşin eğer parmağında başka bir kadının yüzüğü olmasaydı. Zihnimde yankılanan g...