🎼Cem Adrian, Zincir
"1.ŞEYTANIN AVUÇLARINA KONAN KELEBEK"
Aynaya yansıyan bedenimi izlerken bir ruhun intiharına şahitlik ediyormuş gibi hissediyordum. Ben bir gecede rengârenk boyadığı dünyası siyaha boyanan ruhun sahibiydim. Ruhunda barındırdığı hisleri bir bıçağın yardımıyla soyarak hissiz gözlerle karşısındaki aynaya bakmaktan ötesine gidemeyen bedenin sahibi de bendim. Nitekim düşündüğüm kadar hissiz değildim. Hislerimin tamamen kaybolmadığını yüreğimin içerisinde patlak veren yangının gözlerime taşındığını kavradığımda anlayabilmiştim.
Sorun bu değildi; gözlerime taşınan yangın hâlâ yaşadığımın bir göstergesiydi.
Sorun kalbimin hızlı veya yavaş atmasını sağlayan hislerimin başlattığı yangının umurumda olmamasıydı. Umursayamıyordum, muhtemelen elime bıçak alarak soyduğum hislerimden birisi buydu; umursamak.
Ben ruhumun intihar ettiği o geceden beri umursayamıyordum.
Verda.
Annesinin en sevdiği çiçeği isminin anlamı olarak taşımaya mahkûm edilen bedenin ismi buydu.
Verda benim ismimdi.
Ruhumun intihar ettiği o karanlık gece tatilimi yarıda keserek babamın doğum gününü kutlamaya geldiğim güne denk gelen zaman dilimiydi. Hiçbir sağlık sorunu olmayan annem gözlerimin önünde yere yığılmıştı. Ağlayamadan tepki bile veremeden boş gözlerle öylece onun bir ölü gibi yerde uzanan bedenini izleyerek etrafımda yükselen tüm seslere sağır olmuştum; ne babamın sevdiği kadın uğruna attığı haykırışı duymuştum ne de halamın kızının beni kendime getirmek için kurduğu cümleleri. Öylece kaybetmekten korktuğum kadının bir ölüyü andıran bedenini izlemiştim.
Yanağıma indirilen tokat beni kendime geri getirdiğinde başımdan aşağı dökülen sıcak su tanelerini hissederek irkilmiş birkaç damla gözyaşım o su tanelerine eşlik etmişti. Ani bir atakla annemi kucaklayan babamın peşinden koşarak arabaya binmiş, eniştemin sürdüğü arabayla hastaneye gitmiştim. Hastaneye ulaşmamızdan tam tamına yirmi üç dakika sonra babamla benim yanıma yaklaşan orta yaşlı kadın doktorun söylediklerinin altında ezilerek babama sarılmak istemiştim ama ona sarılamadan onun acıyla dizlerinin üstüne düşüşünü izlemek zorunda bırakılmıştım.
Geçmek bilmeyen koskocaman üç günün sonunda nefes alabilmek için babama sarıldığımda yabancısı olduğum bir erkek sesi kulaklarıma dolmuş, babamın bedeni o sese kasılarak cevap vermişti. Benim tanımadığım sesin sahibini babam tanıyordu hatta sadece babam değil annem de tanıyordu.
O sesin sahibi olan yaşlı adam annemin babasıydı, keşke olmasaydı.
Yirmi bir yıllık hayatım boyunca görmediğim hatta hakkında sorular sormaktan çekindiğim ama içten içe hep merak etmiş olduğum adam oğullarıyla birlikte babam ve benim karşıma dikilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
RomanceDudakları hafifçe dudaklarıma temas etti. Nefesi nefesim olacak kadar yakınımdaydı. "Gül Güzeli.." diye fısıldadı. "Hep kal." Hep kalmak isterdim Afşin eğer parmağında başka bir kadının yüzüğü olmasaydı. Zihnimde yankılanan g...