🎼Umut Kaya, Gül Güzeli
"14.GÖKYÜZÜNDE PARILDAYAN GÜL GÜZELİ"
Zaman insanlara ayarlı bir süreklilikti. İnsanların iyi hissettikleri anda hızla akıp giderken kötü hissettikleri anda geçmek nedir bilmezdi.
Bugün 26 Şubat 2019'du. Afşin Mirzaoğlu'yla tanışalı iki ay olmuştu. Kulağa inanması güç geliyordu ama ben sadece iki aydır Mirzaoğlu Konağındaydım. Oysa asırlardır şu an içinde bulunduğum duvarları soğuk konakta yaşıyor gibiydim. Bir cadı tarafından lanetlenmiş olmalıydım. O cadı beni lanetlememiş olsa bile zaman algımı benden çalmıştı. Yalnızca Afşin Mirzaoğlu yanımdayken zaman su gibi akıp gidiyordu ama onun yanımda olmadığı zamanlarda kendimi müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir mahkum gibi hissediyordum. Gökyüzüne kavuşacağım anı bekler gibi onu yanımda görmeyi bekliyordum. Umutsuzca içinde olduğum onsuz andan kurtulmayı arzuluyordum.
Karnımın üstündeki elimi yatağın diğer kısmına uzattım. Boştu. Afşin Mirzaoğlu benimle değildi. Elalarım yatağın soğuk tarafına çevrildi. İki hafta önceki Diyarbakır ziyaretimizden sonra bir gece bile yatağın o kısmı ısınmamıştı. Sıcaklığına ihtiyaç duyduğum adam sevdiği kadının yanındaydı. Uykularını o kadınla paylaşıyordu. Kalbim acıyordu ama sorun değildi. Doğru olan onun sevdiği kadınla olmasıydı, benimle değil.
Elalarımı sıkıca yumarak göğüs kafesimdeki ağırlığın azalmasını umdum. Yatağın soğuk kısmındaki elimi diğer elimin üstüne koydum. Her gece uyumadan önce yaptığım gibi ellerimle karnımı sardım. İçimde bir hayat büyüdüğüne dair şüphelerim hâlâ benimleydi. Konaktan çıkamadığım için hamile olup olmadığımı bilmiyordum ama hissediyordum. Afşin Mirzaoğlu'nun bir parçası benim içimde büyüyordu.
Konaktan çıkmama nedenim keyfi değildi. Ben dahil kimse konaktan çıkamıyordu çünkü Mirza Mirzaoğlu birçok kez Miran Karadağ tarafından ailesi üzerinden tehdit edilmişti. Bundan dolayı konaktan tek başına dışarı çıkmak yasaktı. Bir nevi tüm konak ahalisi zorunlu tutsaklık halindeydik.
Göğsümdeki ağırlığın az da olsa hafiflediğini hissettiğimde gözlerimi açtım. Kahvaltıya inmeliydim. Dün akşam erken bir saatte uyuya kaldığımdan bir şey yiyememiştim. Eğer düşündüğüm gibi hamileysem aç kalmam aptallık olurdu. İki gece önce başıma geldiği gibi yine bir köşede düşer kalırdım.
Yorganı kenara iterek bedenimi altından kurtardım. Doğrularak bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Yataktan kalkmadan üst bedenimi esnettim. Sonrasında yatağın ucuna kayarak oda terliklerimi çıplak ayaklarıma geçirdim. Yavaş adımlarla banyoya doğru yürüdüm. Banyodaki sabah rutinimi yerine getirdikten sonra aynadaki aksime baktım. Saçlarımı toplamayı denedim ama başarılı olmadım. Umutsuzca tanrıdan saçlarımın hemen uzamasını hiç değilse toplanacak kıvama gelmesini diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
RomanceDudakları hafifçe dudaklarıma temas etti. Nefesi nefesim olacak kadar yakınımdaydı. "Gül Güzeli.." diye fısıldadı. "Hep kal." Hep kalmak isterdim Afşin eğer parmağında başka bir kadının yüzüğü olmasaydı. Zihnimde yankılanan g...