Mabel Matiz, Müphem
"17.GEÇMİŞİN GİZLENDİĞİ TOZLU RAF"
Bir aralık gecesinde hayatım altüst olmuştu.
Kendimi bildiğimden beri uzun kullanmayı tercih ettiğim saçlarıma dokundurduğum makas, ruhumdaki hisleri soyan bıçağın yol arkadaşıydı. İkisi birlikte benim tanıdığım hayat dolu kadını benden söküp almışlardı... ya da ben öyle sanmıştım. Yanıldığımı etrafımdaki yeni insanlar sayesinde anlamıştım. O insanlar yeni bana bakıp eski beni görmüşlerdi. Çocuk inadıyla inkar ettiğim masallarla büyütülmüş olduğum gerçeği kısa bir süre ışığı sönen gözlerimden belli oluyordu.
Hayatımı, geçmişin kirini zihnimde taşımadan mutlu bir aile tablosunun içinde yaşamıştım. Öyle ki annem hastalandığında bile o mutlu aile portresi yere çakılmamıştı. Katlettiğimi düşündüğüm o neşe saçan kadın içimde yaşamaya devam etmişti. Elini tutmak zorunda bırakıldığım adam, bir gece ansızın hislerini soyduğum ruhuma onları geri vermişti. Işığı söndürülmüş ela gözlerim o adama bakarken yeniden ışıl ışıl parıldamaya başlamıştı.
Afşin Mirzaoğlu bana beni geri vermişti. Aramızdaki görünmez duvara defalarca çarpmış olduğum halde onu sevmemin nedeni buydu. Gözlerimden dökülen her bir damla yaşın onun parmaklarının altında yok olacağını, ne zaman düşecek olsam beni tutmak için hemen arkamda olacağını biliyordum.
Onun benim için cennetteki yasak elmadan farkı yoktu. Bana değil bir başkasına aitti ama biliyordum ki içine düştüğüm cendere de o olmasaydı hayatta kalamazdım. Zamanla anneme ne olacağı korkusu bana aklımı kaybettirirdi. Benim bildiğimi Tanrı da biliyor olmalıydı ki Afşin Mirzaoğlu'nu bana yollamıştı.
Ağzımdaki metalik tada rağmen dudaklarımı iki yana oynattım. İşin aslı gülümsedim. Bir elimi karnımın üstüne koyup bebeğimi hissetmek istedim ama o bana tepki veremeyecek kadar minik olduğundan istediğim tepkiyi alamadım. Fakat ona dokunmak ruhuma iyi geldi. Hemen doğsa çok güzel olurdu. Hem benim yüzümden bir kez daha hırpalanmamış olurdu.
Gözlerimi açalı henüz dakika olmamışken yeniden kapamak istedim ama o sırada diğer kolumun üstündeki ağırlığı hissettim. Kafamı yana çevirip kolumun üstünde uyuyakalmış adama baktım. Kalbim gördüğüm manzara karşısında acıyla sızladı. Yatağın yanına çökmüş olan adama bakmak aptallığımla yüzleşmeme neden oldu. Geçmişte yaşanıp sona ermiş bir olay yüzünden kendimi, bebeğimi, bebeğimin babasını harap etmiştim ama elimde değildi. Mevzu bahis annemdi.
Karnımın üstündeki, biraz önce bebeğimizi sevdiğim, elimi kaldırıp sevdiğim adama doğru sürükledim. Onu uyandırmamak amacıyla hafif bir dokunuşla saçlarını okşadım. Yine de tüy kadar hafif olduğunu düşündüğüm dokunuşum onun irkilmesine neden oldu. Hızla kafasını kaldırıp gözlerini yüzüme dikti. "Uyandın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
RomanceDudakları hafifçe dudaklarıma temas etti. Nefesi nefesim olacak kadar yakınımdaydı. "Gül Güzeli.." diye fısıldadı. "Hep kal." Hep kalmak isterdim Afşin eğer parmağında başka bir kadının yüzüğü olmasaydı. Zihnimde yankılanan g...