6.KAPANA KISILMIŞ YARALI AVCI

714 18 0
                                    

🎼Cihan Mürtazaoğlu, Bir Beyaz Orkide

🎼Cihan Mürtazaoğlu, Bir Beyaz Orkide

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"6.KAPANA KISILMIŞ YARALI AVCI"

Ben ne kadar kendimi hapsetmiş olduğum odanın içerisinde durursam durayım zaman benimle birlikte durmak yerine akıp gitmeye devam ediyordu. Ben onu tutamıyordum. Bir Rus atasözü 'Zaman arkamızda, zaman önümüzde, zaman yanımızda değil.' derdi. Hayatımda şu günüme bu kadar uyan başka bir sözü zihnimde taşıdığımı sanmıyordum.

Mersin'deki o gecenin üstünden günler geçmiş olmasına rağmen ne ben ne de benimle aynı anda ayak bileğine zincir vurulan adam o zincirleri sökmek adına bir araya gelmiştik. Onunla her bir araya geldiğim anda o bedenime dokunmak yerine farkında olmadan ruhuma dokunmuştu. Onun ruhuma olan dokunuşlarından kaçmam gerektiğini biliyor olmama rağmen kaçmak yerine onun dokunuşlarının ruhumu iyileştirmesini dileyerek ömrümden günler eksiltmiştim.

Dün akşam odaya sessizce girip zihnimde zelzeleler meydana getiren adamın komodinin üstüne bıraktığı çikolatayı avuçlarımın arasına alarak karnımın üstüne koymuş, sık nefesler eşliğinde gözlerimi kırpmadan altında uzandığım tavanı izleyerek geceyi sabah etmiştim.

O çikolatayı tuttuğum elimi havaya, gözlerimin önüne kaldırdığımda dudaklarımda bir idam mahkumunun son sözlerinden sonra celladına atmış olduğu tebessüme benzeyen bir kıvrım meydana geldi. Kalbim sanki gelecekte başına neler geleceğini hissetmiş gibi isyan bayraklarını çekerek göğüs kafesimi zorladı. Kendi evinden kaçıp gitmek istedi.

Ela irislerimi yumarak bir süre daha sessizliğin huzur verici varlığında nefeslendim ama sonrasında çikolatayı tutan elim yanıma, yatağın üstüne düştü. Gözlerim aralandı. Ani bir kararla yattığım yorganın içerisinden çıkıp yatağı terk ettim.

Postallarımı gelişigüzel giyip bağcıklarını bağlamadan kendimi odadan dışarı attığımda soğuk hava beni yakalayarak tenimi yaktı. Kısa, sarı saçlarım rüzgarın etkisiyle uçuşurken ela gözlerim avlunun diğer tarafında kalan kapının önünde dikilen adamı buldu.

Saat kaçtı, bilmiyordum ama güneş daha yeni yeni asmanda sevdalısı ayın yerini almıştı. Peki o neden çalışma odasından daha yeni ayrılıyordu? Neden yeni güne sevdiği kadının yanında açmamıştı gözlerini? Bu sorular cevapları bende olmayan sorulardı ama gidip ona meraka düştüğüm şeyleri soramazdım. Beni ilgilendirmezdi.

Arkasında kalan kapıyı içerisinden çıktığı odanın üzerine örtükten sonra benim olduğum yere, odama doğru baktı. Ela irislerim onun kahverengi gözleriyle buluşacağı için heyecanlandı ama gözleri gözlerimle buluşmadı. Sakince, ilk kez görüyormuşçasına tüm bedenimi inceledi. Bir tepki vermeden onun gözlerinin gözlerime değeceği anı beklemeye koyuldum neyse ki bekleyişim uzun sürmedi. Kahverengi gözleri gözlerime değdiğinde onun gözlerinde anlamını bilmediğim bir lisanın yankı uyandırdığına şahit oldum. Sanki o anlamını bilmediğim kelimelerle dolu lisanı kalbime dokunup beni ona doğru çekmeye çalışıyordu. Nitekim hislerimde haksız sayılmazdım. Ayaklarım benden habersizce hareketlenerek ona doğru ilerlemeye başladı.

GÜL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin