🎼Güneş, NKBİ
"2.ACININ GÖLGESİNE KONUMLANMIŞ BEDENLER"
Cehenneme sürgün edilmiş ruhumun gizlendiği bedenimin her bir uzvu acıyla sızlarken zihnim kaybettiğim bilincimi elinden tutarak bana doğru yaklaştırdı. Göz kapaklarım aralanmak adına titredi, tüm bedenim uyanmak için mücadele etti. Göz kapaklarım sonunda titreyerek gözlerimin üzerinden çekildiğinde ela irislerim beyaz bir tavanı göz odağına aldı. Kaşlarım çatıldı. Ben neredeydim?
Gözlerimi kırpıştırarak ela irislerimi altında uzandığım tavandan çekip bulunduğum yeri incelemeye aldım. Tanıdık mekân zihnimde bir kasırga kopmasına neden oldu, hastanedeydim. İçerisinde bulunduğum hastane odası annemin yattığı hastanenin odalarından birisiydi. Peki ben burada ne arıyordum? Neden buradaydım? Bana ne olmuştu?
Zihnimde yaşattığım küçük kız çocuğu yaşlı gözleriyle bana bakarak kulağıma doğru eğildi, onun cılız sesi kulağımdan içeri süzüldüğünde gözlerim kapandı artık bir hastane odasında değildim; hastanenin hemen önündeydim. Bedenimi hiç düşünmeden bir arabanın önüne atarak ölmeye çabalıyordum fakat araba ani bir frenle duruyor içerisinden beni cehenneme götürecek olan adam iniyordu. İsmim onun dudaklarından dökülürken sadece onu izlemekle yetiniyordum daha sonra onun isminin dudaklarımı yakmasına izin veriyordum. Onu tanıdığımın farkına varıyordu, bana yaklaşıyordu ve benim güçsüz düşen bedenim onun kollarının arasına yığılıyordu.
Ben Verda Ahıskalı evlenmek zorunda olduğum adam olan Afşin Mirzaoğlu'nun kollarında ölüme susamıştım.
Gözlerimi aralayarak hızla yattığım hasta yatağında doğrulduğumda başıma giren keskin ağrı acı içinde inleyerek tekrar doğrulduğum yatağa geri yatmama neden oldu. Bir elimi alnıma götürüp ovaladım, dişlerimi sıkmama neden olacak kadar keskin olan ağrının hemencecik geçmesini diledim.
Odanın aralanan kapısının sesini işittiğimde gözlerim kapıya doğru çevrildi. O buradaydı, gitmemişti oysa ben onun gittiğini düşünmüştüm. Zorlukla açık tutmayı başarabildiğim gözlerimi kırpmamaya çalışarak onu izlemeye başladım. Uzun bedenini açtığı kapıdan içeri sokarken bana doğru bakma gereksinimi duymamıştı. Tüm dikkatini arkasında kalan açık kapıyı ses çıkarmamaya çabalayarak kapatmaya vermişti. Kapıyı kapatıp bana doğru döndüğünde kahverengi gözleri gözlerimle kesişti. Yüzünde kısa bir anlığına şaşkınlığın ayak izleri belirirken "Uyandın mı?" diye fısıldadığını işittim. Muhtemelen yüzünde beliren şaşkınlığın etkisi altında kalmıştı.
Gözlerimi kırpıştırdım, o neden hâlâ buradaydı?
Zihnimdeki kız çocuğu kıkırdadı, onun kıkırdayışı kaşlarımın çatılmasına neden olurken kız çocuğu gülen gözlerle gözlerime bakıp hâlâ gitmemiş olduğuna şaşırmış olduğum adamın Mardin'den Antalya'ya benimle evlenmek için geldiğini bana hatırlattı elbette beni öylece bırakıp gidemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL GÜZELİ
Roman d'amourDudakları hafifçe dudaklarıma temas etti. Nefesi nefesim olacak kadar yakınımdaydı. "Gül Güzeli.." diye fısıldadı. "Hep kal." Hep kalmak isterdim Afşin eğer parmağında başka bir kadının yüzüğü olmasaydı. Zihnimde yankılanan g...