28.BÜLBÜLÜN SEVDALANDIĞI ALTIN KAFES

300 12 0
                                    

Sezen Aksu, Tutuklu

Sezen Aksu, Tutuklu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"28.BÜLBÜLÜN SEVDALANDIĞI ALTIN KAFES"

Küçük bir çocukken bir tırtılı izlemek bile beni gülümsetirdi. Mutlu olurdum, etrafıma neşe saçardım. Bunun büyüdüğümde de devam edeceğini sanmış olsam da yaş aldıkça mutlu olmaktan da uzaklaşmıştım. Gülümsediğim anlar azalmıştı. Gerçekten gülümsediğim anlardan bahsediyordum, azalan onlardı.

Azalan gülümsemelerim nadiren yüzüme uğradığında göğsüm vicdan azabıyla sızlıyordu. Zihnimde bir ses sürekli aynı şeyi fısıldıyordu, mutluluk senin hakkın değil. O sesin haklı olduğunu bilmek gülümsemelerimi yok ediyordu. Sesin haklı olduğunu biliyordum çünkü annem hâlâ bir hastane odasında, cihazlara bağlı şekilde yatıyordu ve onun ne halde olduğunu bilmek mutluluğumu elimden kaçan bir balon gibi söndürüyordu.

Annemin dizlerine kapanmak istiyordum, affet diyerek ağlamayı arzuluyordum. Yanında olamadığım halde gülümsediğim için beni affet anne, lütfen!

Afşin ile tanışmadan hemen önce, elime bir bıçak alıp hislerimi kalbimden soyduğumu düşünmüştüm, pek başarılı olduğum söylenemezdi ama soyamadığım hislerimden kalbimde en çok kalanı vicdan azabıydı. Öyle ki yalnızca annem için değildi bu vicdan azabı. Kendim için, sevdiğim adam için, gölgesi olduğum kadın için... neredeyse tanıdığım herkes için hissediyordum.

Abartılı bir nefesi içime çekerek göğsümü şişirdim. Kafamı iki yana sallayıp vicdan azabını kapı arkası etmeye çabaladım. Zihnimi boşalttım, yavaşça gülümsedim. Gerçek bir gülümseme değildi ama yapacak bir şey yoktu. Hem mutlu olmalıydım, sevdiğim adam yanımdaydı.

Gözlerimi kırpıştırarak dışarıdaki manzaraya baktım. Bir reklam panosunda gördüğüm yemeğin bizi Erzurum'a sürüklemiş olması, mayıs ayında kar yağıyor olması kadar tuhaf olsa da bu tuhaflık hoşuma gitmişti. Gülümsemem gerçekçi bir hal aldı. Nasıl almazdı ki? Sevdiğim adamla ilk kez herkesten uzakta vakit geçirebilmiştik.

Kimse yoktu, yalnızca o ve ben vardık.

Günler, belki de haftalar sonra ilk kez sevdiğim adamın olmuştum. Yarım kalan nefeslerimi kendi nefesleriyle tamamlamıştı. Kolları arasında yenik düştüğüm uykunun ardından güne de onun kollarında uyanmıştım. Dudaklarını şakağıma bastırmış ve "Uyan Gül Güzeli," diye fısıldamıştı kulağıma. "Yeni bir gün bizi bekliyor."

Afşin Mirzaoğlu'yla ilgili anılarımı biriktirdiğim siyah kapaklı defterde boş bir sayfa açılı vermişti. Bungalovda yaptığımız kahvaltının ardından şehri gezmek için sürüklenişim satırlara tane tane dokunmuştu. Gerçi sabahın aksine şimdi iyi ki dediğim durumdaydım. İyi ki beni dinlememişti, odada kalma ısrarımı görmezden gelmişti. Ona bu konuda minnettardım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin