Bölüm 7- Bakıcı Vicky

19 6 0
                                    

Temiz ve bakımları henüz bitirilmiş çimlerin üzerine çıplak ayakla turluyordu Valeria. Üzerindeki ince mor sabahlık ve içindeki saten, mor elbisesi ile belindeki kemerden tek bir düğüm atmıştı. Uyuyamamıştı. Uyuyamıyordu. Dün akşamki yemekte olanları düşündükçe kalbi daha hızlı atıyordu. Kocaman, geniş ve özel tasarımlar ile dekore edilen lüks bahçesinde bir aşağı, bir yukarı ilerlerken, yanındaki süs havuzlarının üzerindeki heykeller dahi artık ilgisini çekmiyordu. Valeria yunan mitolojisine bayılırdı. Abisi Jonathan ile birlikte Zeus, Poseidon, Hades, Artemis, Afrodit, Athena, Hera ve hatta mitolojiye göre yılan saçlı, kendisine bakanı taşa çeviren Medusa dahi heykellerdeki tasarımlarda yerini alıyordu. Göz alıcı, çarpıcı heykellerin ellerinden, ellerinde tuttukları objelerden sular akıyor, muhteşem süs havuzunu bambaşka bir boyuta taşıyordu. Dev yapay havuzun başına geldiğinde, hemen üstündeki kocaman çınar ağacının yapraklarının dağılışı ile ayrı bir hava kattığını düşündü. Ah, kahretsin diyordu içinden. Dikkatini neye verirse versin dağıtamıyordu. Havuzun kenarına oturarak, elini yavaşça suya daldırdı. Su ne soğuk, ne de sıcaktı. Ilık, şeffaf ve parmakları arasından usulca süzülüyordu. Zihnindeki o ses belirdiğinde ürpermişti. Nasıl yaptığını merak ediyordu. Dün geceki organizasyona nasıl ulaşabilmişti? Nasıl etrafındakileri organize edebilmiş, içlerinden birisini kendi lehine çevirebilmişti? Nasıl, nasıl? Anlayamıyordu. Jonathan Wondermoon'un ihanete karşı ayrıca bir öfkesi ve hiddetti vardı. Eğer bir duyarsa, firmayı yerle bir edebilirdi ve o kendisine istemsizce, utana sıkıla bileğinden dokunan, kendisini odaya kapatıp, telefon ile konuşmasını söyleyen Ned yaka kartlı o kişiyi bir ele geçirirse, Allah yardımcısı olsun işler fena şekilde çirkinleşirdi. Her hareketini izlediğini söylemişti Renato. Takibi altında olduğunu dile getirmişti. Bir de yetmezmiş gibi gelip kendisini alacağını söylemişti. Bu mümkün olabilir miydi? Kendisini alabilir miydi? Jonathan'ın kurduğu bu hapishaneden kaçırabilir miydi? Peki ihtimal olsa dahi kendisi onunla gider miydi? Söylediği onca yalandan sonra...

"Uyku tutmadı sanırım." Jonathan, genç kadının arkasından seslendiğinde, Valeria bir anda düşüncelerini noktalamış ve derin bir nefes alarak sakinleşmek için üstün bir çaba harcamıştı. Role gir diyordu zihni. Lanet olası role gir ve hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam et diye gürlüyordu.

"Günaydın Jonathan." Valeria hafifçe kafasını çevirdiğinde kendisine doğru usul usul yaklaşan abisine hafifçe tebessüm etmişti. Allah'ım ona çok kızgındı! İçindeki öfke bir türlü dinmiyordu, o tebessüm bile canını yakmaya devam ediyordu.

"Bu saatte burada ne yapıyorsun?" Jonathan şüpheci, dikkatli ve sorgulamaktan asla vazgeçmezdi.

"Kendi evimin bahçesinde yürümekte mi yasak?" Valeria bozulduğunda, Jonathan bir anlık adımlarına son vermiş ve gözleri ile etrafını taramıştı.

"Elbette böyle bir şey söylemedim. Sen iyi misin?" Devasa heykellerle donatılan lüks süs havuzunun yanına gidip, hemen çaprazındaki kayalığa yerleşti. "Dün geceden beri hiç konuşmadın. Bir sorun mu var?"

"Hayır." Valeria hızlıca söylendi. "Yani, bir sorun yok. Sürekli diken üstünde olmaktan vazgeçmelisin. Ben iyiyim. Hatta süperim! Bugün Sapphire ile birlikte R&F'ye gideceğim ve yeni kreasyonu göreceğim. Aylardır anlata anlata bitiremediği şu gelinlik modellerini artık görmem gerekiyor. Yoksa karın başımın etini yiyecek." Valeria bir anda dikkatleri dağıtmak adına neşeli olmaya özen göstererek, Jonathan'ın tepkisini izlemişti. Konudan konuya ne kadar hızlı geçtiği şüphesizdi.

"Bugün R&F'ye mi gideceksin?" dedi Jonathan. Valeria çığlık atıp, yardım istememek için zor tutuyordu kendini. Allah aşkına gerçekten hapisti. Gerçekten bu sarayın içinde çürümeye mahkum bırakılan bir prensesti. Yüzü asılmıştı. Bunu saklamasına gerek yoktu. "Senin içinde bir değişiklik olur." Jonathan'ın sözleri genç kadının kafasını karıştırmış olacak ki, bakışları şaşkın bir vaziyette ona çevrilmişti. Dün geceki yemekten sonra Sapphire yine kendisiyle sevişmeden önce dakikalarca Valeria hakkında konuşmuş, ona iyi davranmasını, kız kardeşinin hassas bir dönemden geçtiği için ne kadar kırılgan olduğunu ifade etmişti. Ayrıca Valeria'nın silahlı saldırıya uğramasından sonraki ölüm kalım meselesini nadirde olsa açmıştı. Los Angeles'da yaşanılan şeylerin Wondermoon malikanesinde konuşulması kesinlikle yasaktı. Ayrıca Valeria için özel doktorlar getirtiliyor, kurşun yarasındaki etkiler sürekli takip edilmeye devam ediyordu. Valeria'nın eskisi kadar ağır ve acılı durumu olmasa da, hissediliyordu. Özellikle buraya iradesi dışında getirildiği o gün, abisi tarafından doktor muayenesine götürülmüştü. Doktorun sözleri genç kadını mahvetmişti. Belki de uzun yıllar boyunca dans edemeyecekti. Kendisini zorlamayacaktı. Bu sözleri duyan Valeria hayatının ikinci darbesini yemiş gibi kahrından ölmek için nerdeyse yalvarmıştı.

Valeria II LionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin