Bölüm 13- Alınan Karar

19 7 0
                                    

"Söylediklerini yanlış mı anlıyorum? Daha geçen gün bana tam şurada..." Elini hızlıca geniş salondaki gümüş koltukların bulunduğu alanı işaret ederek, sallamaya başladı. "İstemediğin saçma sapan şeyler söylememem için bağırıp durdun! Ve şimdi ne? Gitmemi mi..." Valeria sapsarı uzun saçlarını geriye doğru atarak, abisinin kendisinden istediği ve asla anlam veremediği sözlere takılı kalmıştı. Üstelik son iki gündür ortalıkta pek gözükmüyor, arenada yaşanan futbol maçı sonrasında anlamsızca davranıyordu. Bir yanı için için korkuyordu. Lüks tuvaletin birinde Renato ile seks yaptığını öğrense şuan kendisine neler yapacağını tahmin bile edemezdi ancak bu anlamsız ve açıklayamadığı tavırlarda adeta ödünü koparıyordu.

"Sana ne söylediğimi biliyorum Valeria. Ancak işler değişti." Jonathan burnundan soluyordu. Karısının tripleri yetmezmiş gibi ki, haklı olduğu kısımlar olduğunu biliyordu ancak şimdilik bunu ona itiraf edemezdi çünkü planını hızlıca devreye sokması gerekmekteydi. "Gitmeni istiyorum."

"Jonathan!" Sapphire salondaki devasa akvaryumun yanından geçerken, onlarca renkli balık için özel olarak tasarlanan ışıkların gölgeleri kızıl saçlarına yansıyor, nefes kesici güzelliğini öne çıkarıyordu. "Gitmeni istiyorum da ne demek?"

"Allah aşkına siz kadınlara anlam verebilmek imkansız değil mi?" Simsiyah saçlarının arasından sertçe parmaklarını geçirerek, derin bir nefes aldı Jonathan. "Kaç gündür sırf Valeria'yı rahat bırakmadığım için yatağımızda sırtını dönüp uyuyorsun!" Sapphire'in gözlerinin içine aşkla ancak öfkeyle bakıyordu. "Kaç gündür sana bir şeyler isteyip de izin vermediğim için yemek salonuna bile inmiyorsun!" Kız kardeşine kafasını çevirerek, sorgulayıcı gözlerle baktı. Sapphire ve Valeria neler olduğuna dair en ufak bir fikirleri olmadığından bir an için sessiz kalıp, kirpiklerini kırpıştırdılar. İkisi de Jonathan'ı çok iyi tanıyordu ve aldığı bu kararın arkasında çok ciddi bir durum olduğunu biliyorlardı.

"Neler oluyor Jon?" dedi Valeria. "Daha fazla sır yok. Yalan yok. Doğru bir şekilde aklından geçenleri söyleyebilirsin. Lütfen artık..." Gözlerini kapatıp, derin bir nefes aldı. Kolaylaşmıyordu. Lanet hiçbir dakika kolaylaşmıyordu. Adeta boğuluyor, an be an yok oluyordu. "Bir şeyleri saklama." Sesi çaresizce zayıf çıktı. Sapphire ile Jonathan'ın sessizliği bir süre devam etse de, kızıl mankenin özel koleksiyon topukluları ile Valeria'ya doğru attığı adımlar ortamdaki boşluğu delip geçiyordu. Onu kolları arasına alarak, sıkıca sardı. Valeria ise aynı şekilde ancak daha güçsüz bir tavırla kendisini saran ince ancak sevdikleri için her şeyi yapabilecek olan en yakın dostunu kucakladı. Jonathan bu sahnenin her bir anına tanık olurken, zihninden geçen planların bir kez daha kalbindeki o hassas oyuklarda dolaşmasına, canını yakmasına izin veriyordu. Vermek zorundaydı. Yoksa kız kardeşini sonsuza dek kaybedeceğini biliyordu. Hiç istemese de aldığı kararın arkasında olacaktı. Mecburdu. Şeytan dışarıdaydı. Hayır, içlerine kadar girmişti. Bunu düşünmek bile şuan için ortalığı yakıp yıkması için yeterliydi. Eğer bir kızı olmasaydı şuan çoktan dünyayı ateşe vermişti. Çünkü kızının geleceği her şeyden daha önemliydi.

"Sizi endişelendirmek istemedim ancak evimize kadar giren bir hain tespit edildi." Jonathan'ın itirafı ile iki genç kadında aniden kas katı kesildi. Özellikle Valeria'nın kalp atışları hızlanıyor, işin ucunun kendisine geleceğini düşünüyordu. Günlerce Vicky adındaki bakıcı olarak bilinen ajanı evlerinde barındırmışlardı. Çok uzun bir süre değildi ancak burada kendileri ile birlikte bir dakikasının dahi geçmesi büyük problemlere sebepti. Evin en küçük ve en gözde üyesi ile ilgilenmek dadıların göreviydi ancak Valeria onları hiç yalnız bırakmamış, bir nevi Renato'nun dileği gerçekleşmişti. Sürekli ajan gözetimine girmişti. İkisi de bir süre birbirlerini izlemişti.

Valeria II LionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin