"Sağlam bir tokat yediğin belli." Yılan gibi bir gülümseme gecenin parlak ışığında göze çarptığında, viskisini yudumluyordu Santanica. Epik kıyafetleri tercih ediyor, her giydiği ruhunu yansıtıyordu. Vahşi, cazibeli, istediğini elde edebilecek bir kadın olduğu şüphesizdi ancak karşısındaki adamın kendisine göz ucuyla dahi bakmadığını biliyordu. Bu durum asla değişmiyordu.
"Hoşuna gitmiş olmalı." Renato geniş terasındaki rahat koltuklardan birinde alkolünün tadını çıkarıyordu. Alkol uzun süredir kullanmamış ancak sevdiği kadının ellerinden alınması ile resmen bir ihtiyaç haline gelmişti. Gri, keskin gözlerini gecenin karanlığını aydınlatan dolunaya çevirdiğinde, yüzündeki sızıyı hissetti. Kahretsin, bunun bir önemi yoktu. Kalbi darmaduman olmuştu. Kollarında bayıldığı anı zihninde silemiyordu. Ona hep zarar veriyordu. Valeria'yı tanıdığı günden beri onun canını yakıyordu. Kendisinden nefret etse de, ona olan aşkı bu dünyadaki tüm önceliklerini ezip geçiyordu.
"Senin aşık olacağına ihtimal vermezdim Kai." Viski bardağına bir yenisini daha doldurarak kafasına dikti esmer güzeli yılan. "Üniversite yıllarımızı düşünüyordum da..."
"Yine başlama, bunları dinlemek istemiyorum." Viski bardağını önündeki geniş cam sehpaya bırakarak, ayağa kalktı Renato. Geniş krem sütunlardan oluşan terasın korkuluğuna kadar yürüdü. Eşsiz dağ ve göl manzarası zihnindeki düşüncelere yoğunlaşmasını sağlıyordu. Bir an sonra iki kolun beline sarıldığını fark ederek, hızlıca tutup kendisinden uzaklaştırdı.
"Eskiden böyle değildin." Kaşlarını çattı esmer yılan. "Beni istediğin şekilde, istediğin yerde, sorgusuz sualsiz becermene izin verirdim. Hala da öyle! Beni becermen için ne yapmam gerekiyor?" Kudurmuş, azmış bir yaratık gibi Renato'nun üzerine geliyordu ancak karşısındaki karanlık prensten de ne olursa olsun korkuyordu.
"Santanica yeter!" Sert uyarısı karşısındaki kadının kendisine gelmesi için yeterdi. "Geçmişte olan şeyler o siktiğimin geçmişinde kalır! Sakın bir daha bana dokunayım deme, çünkü canını yakmak istemiyorum!" Renato gideceği sırada, Santanica'nın söze girmesi adımlarına son verdirmişti.
"Seni ben hariç herhangi bir kadını severken görmek istemiyorum Renato Lions! Seni sadece beni..."
"Böyle bir şey olmayacak." Omzunun üzerine doğru kafasını çevirdi. "Bundan on yıl önce de olmadı, şimdi de olmayacak. İstediğim tek bir kadın var, o da sen değilsin." Yavaşça esmer yılana doğru döndü. "Arkadaşlığına ihtiyacım var, bana bir kez bile ihanet etmediğin için yıllardır etrafımda tuttuğum nadir kişilerden birisin ancak bu şekilde devam edersen, helikopteri çağırtıp gidişini sağlayacağım." Renato'nun sabrı yoktu ve şuan istediği tek şey sevdiği kadını görmek ve kendisini affettirmekti. Eh, tabi bu biraz zor olacaktı ancak artık yanındaydı. Bunu başaracağına dair inancı tamdı. Tabii inatçı sevgilisi canına okuyacaktı.
"Özür dilerim Kai." Santanica başını önüne düşürerek, Renato'nun delici gözlerinden kaçındı.
"Şimdi Valeria'nın doktor kontrolünün bitip, bitmediğini öğrenmeliyim. Sen diğer işleri takip edersin." Renato konuyu değiştirerek, alandan çıktı. Santanica'nın doyumsuz seks iştahı ve kendisine olan düşkünlüğünü biliyordu ancak bu güne kadar kendisine bir kez olsun ihanet etmemiş, yalan söylememişti. Bu sebeple tüm gizli ve kirli işlerini yönetmesi için yıllardır onunla çalışmaktaydı. Üstelik Santanica bir fahişe kadar açık ve rahat giysiler giyip, rahat tavırlar sergilese de, birçok dövüş sanatında kendisini geliştirmiş gizli bir silahtı. Bu sebeple kendisiyle Renato'nun birlikte olması gerektiğini iddia ediyor ve yıllardır bu hayallerinden asla vazgeçmiyordu. Renato'nun Valeria'dan bahsettiği günü hatırladıkça kanı çekiliyordu. O gece aldığı alkol ve uyuşturucu maddenin haddi hesabı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria II Lions
RomanceOnu kazandığı anda kaybetmişti. Şimdi ise daha öfkeli, daha şeytaniydi. Tek hedefi sevdiği kadını geri almak ve bir daha kendisinden koparılmasına izin vermemekti. Acımasızlığının sınırı olmayan Renato için geçmişindeki hayaletler de musallat oldu...