13. KARANLIK PERDE

590 58 208
                                    

Şarkı : Vancouver Sleep Coinic - Unworthy

Şarkı : Vancouver Sleep Coinic - Unworthy

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





🍷13. KARANLIK PERDE 🍷



Ruhum, ölü insanların çürüyüp çamur olmuş bedenlerin altında açılan mezarın içinde duruyordu. Üstüme atılan toprakların bir geçmişi vardı. Ve benim ruhum o kadar geçmişin içinde gömülüp öldürülüyordu. Ruhum, o toprağa karışmasada artık kendini o çukura ait hissediyordu...

Barlas'ın elinden damlayan kanlar cam kırıkların üstüne damlıyordu. O kan damlaları Barlastı, yerde paramparça olan cam kırıkları ise bendim. Barlas benim üstüme işte böyle damlıyordu, yavaş yavaş. Düşen her damlanın cam kırıkların üstünde yayıldığı gibi, içimde yayılıyordu. Beni böyle kirletiyordu. Beni ilk parçalamıştı şimdi ise ele geçiriyordu.

" Elin..."

Bunu Barlas'a söylemek için dudaklarımdan çıkmamıştı sadece sesli düşünmüştüm. Gözlerim eline takılmıştı. Bir katilin ellerine yayılabilecek kadar koyu bir sıvıydı.

"Siktir git başımdan"

Cam kırıklarına bakan gözleri durgun olduğu gibi seside durgundu.

Avucunda bir cam parçası olduğunu, avucunu biraz daha sıkarak yoğun kan bir su çeşmesi gibi akmaya başladığında anladım. Dalgın bakışları ile cama baktı.
Gözlerim şaşkınlığın parlaklığı ile açıldı. Sıktığı yumruğun acısını ben hissettim. Ona biraz yaklaştım.

" Napıyorsun, elin... bırak onu."

Ben onun için endişelenmiyordum ben bir insan için endişeleniyordum. Onun şuanki kızgınlığını anlamak bana düşmezdi ama anlıyordum. Arkadaşları teker teker onu yalnız bırakmıştı. Belkide üzgündü, belkide.

Midem bulanmıştı. Çok fazla kan görmeye dayanamıyordum. Barlas öylece durunca sanki görevimmiş gibi avuçunu açmaya çalıştım ama hiçbir işe yaramıyordu.

Başı bana doğru döndü. Bomboştu. Sanki ifadeler, mimikler hiç var olmamış gibi bakıyordu.

" Sana git başımdan dedim."

Kaptan, dümeni sakin sulara çevirdi. İlerdeki fırtınalarından haberi olmadan sadece suyun sessizliğine aldandı.

" Elindekini bırakman gerek."

O bana git diyordu, ben kalıyordum. Gözlerine inatla bakıp sesim aşina olmadığı bir sertlikle çıkıyordu. Bunu neden yaptığımı kendime sordum, sorguladım. Onun bana açtığı yaralar yanında bu hiçti. Belkide onu hiç böyle görmediğim için afallıyordum. Belkide karşımda Barlas değilmiş gibi davranıyordum, olduğunu fark etsem bile yine yaptıklarımdan pişman olacağımı sanmıyordum. Çünkü benim bir kalbim vardı, Barlasın soğukluğuna rağmen buz tutmamıştı.

Barlas, elini açarken kanlı olan camı parmakların arasına aldı. Bunları hızlı hareketlerle yaparken takip etmekte zorlandım. Boğazımda hissettiğim soğuk sıvılı camı sonradan fark etmiştim. Barlas, camı şah damarımın tam üstüne koymuştu. Kalbim hızlı bir şekilde çırpınmaya başlarken gözlerim, üzerime eğilen bedeni itmeye çalıştı.

" Uzak dur anlıyor musun? Ne bok yiyorsan ye benden uzak dur. Yoksa..." camı daha çok hissettirecek şekilde bastırdı. " Şuan bana yardım etmek isteyen o çok vicdanlı kalbin durur. Anlıyorsun değil mi? Şimdi defol."

Uzunca gözlerime bakarken yutkunduğum yumru, o kanlı camın altından geçmişti. Bir kezliğine bile olsa, birkaç saatlik saat diliminde Barlas olmak isterdim. O siyahi her şeyi saklayan karanlık gözlerinin arkasında neler saklı olduğunu merak ediyordum. Hangi düşüncelerin onu bu kadar hızlı değiştirdiğini, onun içinde nefretten başka hangi duyguların yaşadığını bilmek isterdim.

Bıçağı boynumdan yavaşça çekti, gözlerindeki yavaşlıkla aynıydı. Ben ona hangi konuda olursa olsun yardım edecek son insan bile değildim. Ona doktorlar bile yardım edemezdi. Düştüğü cehennem çukurundan kimse çıkaramazdı. Onu ordan kendinden başka kimsenin çıkarmaya gücü yetmezdi. Koltuktan kalkarken tekrar boşluğa gömülen gözlere baktım. Arkamı dönüp merdivenlerden yukarı doğru çıktım.

Barlas haklıydı belkide onların acısı benimki ile denk değildi. Ben en azından yalan bile olsa bir babamın olduğunu hissetmiştim. Onlar ise yetimhanelerin soğuk köşleride büyümüşlerdi. Sılanın ağlayışı kulaklarımı çınlatmıştı, dün gece Barlasın bana zorla dokunacağını sanarken bile ölmek istemiştim. Onun ki üstelik üvey babasıydı. Bu çok korkunçtu. Ben Barlası yeryüzünde en kötü insan sanmıştım ama onlar kötüde değildi, iğrençlerdi onlar bir varlık olamayacak kadar küçülmüşlerdi.

KARANLIK TUTKU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin