20. SARHOŞ RUH

638 55 20
                                    

LÜTFEN BÖLÜM HAKKINDA YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!!


Medyadaki şarkı ile okumanızı tavsiye ediyorum....

INSTAGRAM HESABI : @kimsesinkalemi

Umarım içinize sinen bir bölüm olur...

İYİ OKUMALAR

Şarkı : sufjan stevens - fourth of july


Şarkı : sufjan stevens - fourth of july

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20. Sarhoş Ruh


Kolay elde edilmiş mutluluk mu daha iyidir, yoksa insanı yücelten bir acı mı? Söyleyen hangisi daha iyi?
( Dostoyevski)

"Barlas lütfen söyle."

" Dolaşma kızım artık arkamdan, başım şişti."

Barlas önden, elinde, az önce mutfaktan bardağa doldurduğu viskisi ile içeri doğru yürürken sabahtan beri arkasından kuyruk gibi dolaşarak onu takip ediyordum.

" Söylesen zaten gidiceğim, inat eden sensin. "

Barlas'ın arkasında duran bedenim, geniş gövdesinde tamamen görünmez olurken omzunu silkerek salona doğru yürüyordu. Adımlarımı onunla aynı çizgiye denk getirmeye çalışsam da sanki yetişemiyordum.

" Söylemek istemiyorum. " deyip kestirip atmaya çalıştı. Neredeyse saatlerce o bunu yaparken ben inatla ya da belki yüzsüzlükle peşinden koşuyordum.

" Neden ama, bilmek istiyorum."

Salona gireceği sırada, beni görmezden gelmeye çalışıp arkadan ona yalvarışlarımı dinleyen Barlas'a, hızlı adımlarımı koşar adımlarımla değiştirip önüne geçip karşısına dikildim. Ona yalvaran gözlerle bakınca ifadesizle damgalanan yüzü çattığı sol kaşı ile bozuldu.

" Kötü bir şey mi yaptım? Neden söylemiyorsun? Yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum."

Siyahi gözleri yüzümü inceleyince bedenimi saran utança anlam veremiyordum. Kalbim koşar adımlarla hızlanırken dün geceye sır perdesini neden indirdiğini anlamaya çalıştım.

" Senin yerinde olsaydım bende hatırlamak istesemezdim. "

Sözleri birer bir tutkaça benzer gibi göz kapaklarımı yukarı doğru tutarken şaşkınlığımı bu şekilde dün geceden arınarak ortaya çıkarmıştı.

" Bu ne demek şimdi? Benimle dalga geçmek için böyle konuşursun? Değil mi? "

Barlas beklemediğim bir şekilde soğukça sırıtarak elindeki bardağı bana doğru uzattı.

" Beni yanlız bırak güzelim işim var."

Söylediği dalga amaçlı mıydı bilmiyorum ama şuan yaptıkları ile resmen benimle alay ediyordu. Barlas, yanımdan geçmek isteyince o tarafa attığım adımla bedenimiz dip dibe girmişti. Barlas artık başını hafiften eğerek bana bakmak zorunda kalırken, bilerek daha çok başını eğip başını yüzüme doğru yaklaştırdı. Yüzündeki sırıtma büyümüş bir şekilde dudaklarıma kaydı. Yüzü iyice yaklaşınca nefesimi tuttum, alıp vereceğim nefes, kemiklerimi kırıp dizlerimin üstüne çöktürecekti sanki.

Yüzümü sıyırıp oradan yanağımı sıyırararak kulağımın dibinde durduğunda kulağıma çarpan nefesi tuttuğum nefesim kadar iyi hissetmiştim.

" Dün gece beni öptün. Benimle öpüştün." diyerek fısıldadı.

Kulağımı sızıp oradan beynime sızan harfler birbirine değdiğinde bir jilet gibi birbirilerini kesmişlerdi. Yaranlanmışlardı, böyle bir hata yapmanın düşüncesi bile pişmanlıkla kanamıştı.

" Beni arzuladığını dile getirdin."

Suspus kesilen bedenim sözcüklerinde susmasını ve birer yalan olduğunu düşündürerek tekrar cümleler hale gelmesini diledim. Yüzü yavaşça ayrılırken gözlerimle buluştuğunda kenetlendi.

" Bilmek istediğin başka bir şey? " dedi alayla.

Yutkunmaya daha kendime müsaade etmeden omuzlarından itmemle bir adım geri attığı an elindeki bardak düşüp kırıldığı gibi cam kırıkları sinir noktalarıma bastırılmıştı sanki.

" Yalancı! Dalga geçme benimle!"

Yükselen sesim, az önce ifadesizliğe bürenen yüze, bir duvara çarpar gibi beynimde yankılandı.

Gözlerim dolarken sandığımdan erken düşen gözyaşlarımla ifadesizliği beklemediğim bir şekilde akan gözyaşlarımı izledi.

" Sürekli ağlamayı kes. Özellikle olması doğal bir şey yüzünden." Sertleşen sesi ağlamamamı emrediyordu. Olması gereken şey, benim ona ait olduğumu kabul etmem miydi? Olmuyordu farkındaydım, yaramı sarmaya çalışan kabuklar, kavlanarak dökülüyordu.

" Beni durdurmalıydın. " diye fısıldadım.

Böyle bir şeyi yaptığımı hatırlamasam da gerçek olma ihtimalini gözden geçiriyordum. Ben bunu önceden de yapmıştım. Aklım yerindeyken, özgür irademle. Sarhoşken ne kadar ileri gittiğimi düşünemiyordum. Kim bilir ne kadar çirkinleşmiştim.

Barlas, düşen gözyaşlarıma takılan siyahi gözleri öfkeyi de kendinle birlikte götüren gözyaşlarımı takip etti. Siyahi gözleri, harelerinin öfkesinden uzaklaştıkça geriye kalan boşluktu. Barlas'ın hissettiği tek şey öfkeydi, onu ne zaman kaybetse geriye sonsuz bir boşluk kalıyordu. Acaba o boşluğun derinlerinde başka duygular yaşıyor muydu?

KARANLIK TUTKU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin