18. HATALAR

623 45 27
                                    

Yeni bölüm geldiii...

Lütfen bölümler için birazcık daha çaba gösterebilir miyiz?? Voteler zaten neredeyse yok, yorum da bir iki kişinin uğraşması ile yükseliyor.

Okuyanlar lütfen biraz destek olun, olun ki, bölümler daha hızlı ve yarı finale hemen gelelim....

İyi okumalar şimdiden ♥︎


Şarkı: Tina Dico - Drifting

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkı: Tina Dico - Drifting






🍷18. HATALAR 🍷 

 
 
 
Kaburgamın teker teker kırıldığını hissederken arasındaki boşluktan akan lavlar önüne çıkan her şeyi yakarak kalbime erişti, durdu uzun bir süre... Yavaş yavaş kalbimdeki damarların çıkmasında duran ruhuma akarak beni tamamen yaktı. Benim şimdiki ateşim şehvetin bana lütuf ettiği bir yangındı. Benim ruhum belki küçüktü ama bedenim bunu arzulayacak kadar büyümüştü.
 
Dudaklarımın arasında dolaşan nefesin tadını az önce tatmıştım. Belkide şuana kadar hiçbir erkekle olmadığım için bu kadar yoğun ve farklı buluyordum onu. Ama şunu çok iyi fark etmiştim ki, onlarca erkekle bile olsamda Barlas'ın parmakların değdirdiği hücrelerim bile onu farklı olacağını çok iyi bilecekti. Onu farklı yapan neydi hala çözememiştim fakat hiç bir erkeğin onun kadar kusurlu olup kusursuz olamayacağına emindim.
 
Sırtımda duran eli sütyenimin kamçısını açtığı gibi aşağı doğru sürterek indi. Dudakları tekrar beni tüketmek için yaklaşıyordu.
 
" Buna hazır değilim" diye fısıldadım beni her an öpecek dudaklara.
 
Onu durdurmam gerektiğini biliyordum ondan önce belkide kendimi. Daha fazla pişmanlık duymamak için durmamız gerekiyordu. Ne o duracak gibiydi ne de ben kapıldığım büyünün etkisinden tam anlamda çıkmak istiyordum. Tenimi asan bulutlar, canımı yaktığı halde daha fazla uçmak istiyordum.
 
" Seni hazırlayacağım." diye fısıldadı benle aynı tonda.
 
Gözlerine baktığımda ona ne söylersem söyleyeyim durmayacağını biliyordum. Gözleri yıllaşmış şarap gibiydi. Sanki bunca yıl bu anı beklercesine bakıyordu. Sarhoştu bakışları.
 
" Bana karşı koyma." fısıldadığında bile sert çıkan sesi ile.
 
Beni dinlemeden dudağıma kapanan sıcak dudaklar bütün kelimelerimi silerek yok etmişti. Ona şuan istesem karşı koyabileceğimi biliyordum ama istemiyordum. Neden mi?

Çünkü cellatına susamış bir aptaldım.
 
Bir eli canımı yakacak şekilde bacaklarımı sıkarak okşarken diğer eli bedenimi keşfediyordu. Dudakları ise başımı duvara birleştirirken sanki duvardan geçirmek istercesine sert ve yırtıcıydı. Ben Barlas'ın altında ezilen bir zemindim. Onun üstesinden gelemiyordum. Bacağımda dolaşan eli yukarı çıkarak belimden sürtünüp ordan koltuk altımdan sürtünmüş omzuma çıkarmıştı. İşaret parmağı sütyenimin askının altına girip aşağı indireceği sırada yapmaması için kolunu tuttum. Onu durdurmam onu sinirlendirken ısırdığı dilimin ucu ile inlemem boğuk bir sesle çıktı. Emdiği dudaklarım ruhumu çekiyordu. Ayaklarım şuan yerde olsaydı, ayakta duramayacağımı o kadar iyi biliyordum ki.
 
Askımı indirmek isteyen eli yukarı doğru çıkıp duvara yapışan başımın arasına girip elini başıma yerleştirdi. Diğer eli belimi sıkaca tutup, sırtım yavaşça duvardan ayrılınca bir boşluğa düşmekten korkar gibi kollarımı boynuna sardım.
 
Barlas belkide yakacaktı ortalığı, ben daha onun cehenneminde duramazken yanmaya hazırdım.
 
Bedeni aşağı doğru eğilince düşmekten korkar gibi bütün bedenimle yapıştım ona. Sırtım yumuşak bir şeye değince yatak olduğunu anlamam çok uzun olmamıştı. Kalbim korkuyla hızlı bir şekilde kendini göstermişti. Odayı aydınlatan ışık karanlıktı, karanlık bir odadan daha karanlıktı. Sanki biz dışında her şey karanlığa boyanmıştı. Biz burdaydık ama zaman çoktan zamansız bir anda durmuştu.
 
Dudağımdan ayrılan dudaklar, yolunu takip eder gibi boynuma doğru indi. Sıcaktan yanan dudakları boynuma yakıcı izler bırakarak öpüyordu. Başım geriye doğru yastığa gömülürken içimde gittikçe büyüyen şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hayatımda hiç hissetmediğim duygularla tanışıyordum.
 
Ayaklarım yatağın üstündeyken dizlerim havada duruyordu. Bacaklarımın arasına yerleşen Barlas, hafif dizlerin üstüne çıkmış bedeni bedenimi sıyırıyordu. Bir eli ikimizin arasına girince gömleğin düğmelerini teker teker açtığını arada tenime değen soğuk parmakları ile anlamıştım.
 
" Neden böylesin?" diye mırıldandığında onu zar zor duymuştum.
 
Boynumdan omzuma doğru inip adım adım öpmeye başladı. Parmakları askımı tutarken yavaşça aşağı indirdi. Bedenim kaldığı bedenin arasında titredi, bir elim hangi ara çıkardığı gömleğin zamanı bilemezken çıplak sert göğüsüne indirince diğer elim neredeyse düşecek olan iç çamaşırımı tutmuştu.
 
" Dur lütfen"
 
Sesim artık yalvarır gibi çıkmasına rağmen o göğüsüne koyduğum elimin bileğini kavrayıp başımın altında duran yastığa sabitledi.

KARANLIK TUTKU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin