"Arkadaşım.." dedi Zeynep, kafasını yerdeki şekillere çevirdi. "Onlar benim arkadaşım." diye ekledi. Öğretmensiz kalınan her dönemde, öğrencilere sadece arkadaş değil öğretmen de olmuştu bunca zamanda. Semtteki tüm çocuklar onun tek arkadaşıydı, her birinin yeri çok ayrıydı.Aslan tebessüm etti, kafasını yavaşça da olsa olumlu anlamda salladı. "Biliyorum.. Onlar senin arkadaşın." sustu, tek arkadaşı semtin çocuklarıydı, her biri genç kız için oldukça değerliydi.
Bakışlarını genç kızın taşı sıkıca tutan eline çevirdi. Şekilleri gözleriyle takip edip ona döndü,
"Bir çocuk değilim ama.. Ben de senin arkadaşın olabilir miyim?"
Genç kız gözlerini ona çevirdi, yüzünde koca bir şaşkınlık belirmişti. Alt dudağını yavaşça ısırıp ayağa kalktı. Kafasını iki yana sallarken hızlı hızlı adımlarla kendi sokağına geçti, çocuklara oyuncak dağıtan Esen Hanım'la göz göze gelince de adımlarını hızlandırıp eve girdi.
....
Odasında sessizce oturuyordu Zeynep, kapının tıklanması ile bakışlarını kaldırdı. Esma Nine göründü, "Kızım" dedi merakla. Yan komşudaydı, tüm komşularla Emine Hanım'ın misafirini yolcu etmişlerdi fakat o hiç görünmemişti.
Elinde ufak bir paket vardı, odaya girip yatağın kenarına oturdu. "Bunu senin için getirdim." deyip paketi uzattı.
Genç kız merakla eline alıp paketi yavaşça açtı. Kahverengi, peluş minik bir kediydi. Boyutu sadece iki avuç kadardı.
Zeynep'in gözleri anında ninesine döndü, açıklama bekliyordu. Bu kedi nereden gelmişti? Ve neden ona veriyordu?
Elini elinin üzerine bıraktı yaşlı kadın, "Emine'nin misafiri çocuklara hediye dağıtıyordu, bunu da oyuncakların içerisinde gördüm. Hafızanı zorlamaya çalış, buna benzer bir şey hatırlıyor musun?"
Genç kız kafasını yavaşça iki yana salladı, zihninde bu oyuncağa dair hiçbir şey yoktu.
Esma Nine tebessüm edip ayağa kalktı. Kendi odasına geçip kapıyı örttü. Odanın bir köşesinde eski ahşap bir sandık vardı, oldukça büyüktü. Içerisinde Esma Nine'nin her daim en değerli şeyleri saklanırdı.
Kapağını dikkatle açtı, içerisinden bir kutu çıkardı. Karton ve desenliydi, kapağı sıkıca kapalıydı. Dikkatle kapağı açtığı anda gözleri ilk olarak bir çift minik altın küpe ve altın künyeye kaydı, üzerinde 'Zeynep' yazıyordu.
Dokunup yavaşça parmağını üzerinde gezdirdi, ona dair her şeyi yıllardır hassasiyetle koruyor, saklıyordu.
Kutunun bir köşesinde katlanmış bir kağıt parçası vardı, içerisinde küçük kızın bulunduğu güne dair bilgiler yazılıydı. En orta yerinde ise birkaç fotoğraf vardı, birini eline aldı. O günlerde çektirmişti.
Fotoğrafı çıkarıp diğerlerine dokunmadan kutunun kapağını kapattı. Sandığın en gizli yerine yerleştirip ayağa kalktı. Yeniden genç kızın odasına geçti.
Zeynep sessizce onu bekliyordu, gözleri anında elindekine kaydı. Esma Nine uzattığı gibi genç kız merakla eline aldı. Bakışlarını çevirdiğinde, gözleri kocaman açıldı. Bu, terkedildiği gün yanında bulunan peluş kedinin aynısıydı. Fotoğraftada kucağındaydı, sıkı sıkı kollarını dolamıştı.
"Kaybetmiştin.." Dedi Esma Nine, Zeynep baş parmağını yavaşça oyuncağın yüzünde gezdirdi.
"Yanından hiç ayırmazdın. Bir gün sokakta oynarken kaybettin, günlerce onun için gözyaşı döktün. Her yerde aramıştım kızım ama aynısını bulamamıştım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil'in İz'i - (Bitti)
RomanceAnnesi tarafından iki kanadı kırılmış yaralı bir kuştu Zeynep; Bir renkten umut bulan, çocukluğunu yeşile mahkum eden bir evlattı. Sonra bir adam girdi hayatına, önce kanat sonra özgürlük oldu umuduna. .... Ucunda ölüm mü vardı? Bende seninle ölürd...