"Öğretmen.." dedi fısıltıyla. Neredeydi, neden yanında değildi? O da tıpkı annesi gibi onu bir kalabalığın orta yerinde bir başına mı bırakmıştı?
Alt dudağını yavaşça ısırdı, yine terk edilmişti. Bakışlarını hızla çevrede gezdirdi, ne yapacaktı şimdi? Nereye gidecek, ninesine nasıl ulaşacaktı? Tek adım attı, ismini duydu. Bir ses deli gibi haykırıyordu. "Zeynep!!!"
Hızla o yöne döndüğünde genç adamı gördü, soluk soluğa yanına koşuyordu. "Öğretmen.." dedi hıçkırıklarının arasında. Kalabalığın içerisinde koşup kollarını adamın boynuna sıkıca doladı. Gitmemiş, annesi gibi onu terk etmemişti. "Gitme.." dedi.
Aslan kollarını deli gibi onun bedenine sarmıştı, "Gitmem Zeynep.. seni bırakıp hiçbir yere gitmem."Elini saçlarına bırakıp hızla okşadı Aslan, her defasında böyle bir korku yaşaması aklından başından alıyordu, genç kız her yalnız kaldığı anda terk edildiğini sanıyordu.
Yavaşça geriye çekildi, iki yanağına üst üste yaşlar süzülüyordu. Kızın deli gibi çarpan kalbi, kalbini delice acıtıyordu. İki eliyle yüzünü kavradı, "Gitmem Zeynep.. Seni bırakıp hiçbir yere gitmem"
Genç kız hıçkırıklarının arasında yüzüne bakıyordu, kafasını yavaşça iki yana salladı. "Gitme.." ellerini yeniden boynuna doladı. Bir daha terk edilmekten, bir daha sevdiği biri tarafından yarı yolda bırakılmaktan deli gibi korkuyordu.
Kollarını bedenine sardı genç adam, burnunu saçlarına gömüp kokusunu içine çekti. Sakinleştiğinden emin olamadan da geriye çekilmedi. Ne izleyen bakışlar ne de gelip geçen insanlar umurundaydı. Tek istediği genç kızı biraz da olsa rahatlatmaktı.
....
Arabayı yavaşça bir köşeye çekip durdurdu Aslan, gözlerini genç kıza çevirdi. Yanındaki koltukta dakikalardır uyuyordu, uyandırmamaya gayret ederek kapıyı açıp indi. Tam yanındaki kaldırımda bir eczane vardı, içeri girip elindeki kağıdı uzattı, görevliler tarafından ufak bir kutu önüne bıraktı, içerisinde onlarca hap vardı.
"Her gece uyumadan önce bir adet" dedi görevli, Aslan kafasıyla onaylayıp teşekkür ettikten sonra eczaneden çıktı. Gözlerini uzaktan arabaya çevirdi, genç kız kafasını cama dayamış uyuyordu hala. Kısık bir soluk alıp sürücü koltuğuna oturdu, ilacı bir köşeye bırakıp kemerini bağladıktan sonra arabayı çalıştırdı.
....
Arabayı yavaşça durdurdu genç adam, kapının önündeydi. Bakışlarını genç kıza çevirdiğinde kıpırdandığını gördü, yol boyunca uyumuştu. "Zeynep" dedi, genç kız gözlerini yavaşça ona çevirdi. Bakışlarını sokakta çevirdi, evinin önündeydi.
Kapıyı yavaşça açtığı anda genç adam da indi, arabanın önünden dolanıp genç kızın önüne geçti. Elindeki ufak ilaç kutusunu çıkardı, "Bu senin için, her gece uyumadan önce bir tane alman gerekiyor. Benim için dikkat eder misin?" Diye sordu.
Zeynep bakışlarını kutuya çevirdi, beyaz renk ve ufaktı. Merak dolu olmasına rağmen üstelemeden adamın elinden aldı, onun istediği hiçbir şeyi geri çevirmek istemiyordu. Kafasını yavaşça olumlu anlamda salladı, kesinlikle bu ilaca dikkat edip kullanacaktı.
Aslan'ın yüzünde ufak bir tebessüm belirdi, sorgusuz sualsiz ona bu şekilde güveniyor olması oldukça iyi hissettirmişti. İki elinden sıkıca tutup alnına ufak bir öpücük kondurdu. "Hava soğuyor, hadi içeri gir."
Genç kız kafasıyla onaylayıp bakışlarını kapıya çevirdi. Gözleri anında ninesine kaydı, Esma Nine arabanın yaklaştığını gördüğü anda kapıya koşmuştu. Gözlerinde endişe vardı, doktorla olan görüşmenin sonucunu deli gibi merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil'in İz'i - (Bitti)
RomanceAnnesi tarafından iki kanadı kırılmış yaralı bir kuştu Zeynep; Bir renkten umut bulan, çocukluğunu yeşile mahkum eden bir evlattı. Sonra bir adam girdi hayatına, önce kanat sonra özgürlük oldu umuduna. .... Ucunda ölüm mü vardı? Bende seninle ölürd...