43.Bölüm: 'İncim'

1.8K 229 88
                                    


Yaklaşma.." dedi kadın, yanakları yaşla doldu, hıçkırmamak adına kendini oldukça zorluyordu. Bakışlarında kaybolduğu adam, yine karşısındaydı. Gözlerini yavaşça ayırmak istedi, yapamadı. Ne kalbine ne de bakışlarına söz geçirebilmek mümkündü.

"Yaklaşma.." diye tekrarladı. "Yalvarırım yaklaşma."

Kafasıyla onayladı Erdal Bey, yanakları yaşla doluydu. "Zeynep nerede?" Tek evladı, doyamadığı kızı neredeydi? Yavaşça bir soluk aldı, "İnci'm nerede?" Diye ekledi. Yanağına özlem dolu bir yaş süzüldü, yıllardır cayır cayır yanan kalbi kül olmak üzereydi. Evladının yokluğu, belirsizliği ile yaşamak çok zordu.

Sessiz hıçkırıkları duyuldu Emine Hanım'ın, gözlerini zorlukla kocasının gözlerinden ayırmaya gayret etti. Bir zamanlar uğruna ailesine, herkese karşı çıktığı, gözlerine delice hayran olduğu, kokusuna doyamadığı adam yeniden karşısındaydı. Arada ise çok büyük fark vardı. İki kalp yorgun, iki bakış hüzünle doluydu. Ayrı geçen uzun yıllarda ikisi de çok yara almış, geriye dokunmaya bile kıyamadıkları evlatlarının özlemi, hasreti kalmıştı.

Elinin tersiyle yavaşça yanağını silmeye gayret etti Erdal Bey, yaşamı bu kadının iki dudağından çıkacak tek kelimeyse bağlıydı. Ya evladının yerini söyleyip yaşam sevinci verecek, ya da tam tersini söyleyerek yıllardır var olan umudunu yok edecekti. Kalbi delice çarpıyordu, ikinci ihtimali düşünmek bile bedenini tir tir titretiyordu.

"Zeynep.." dedi zorlukla. Delice korktuğu cevabı duyacak gücü yoktu, cesaretini toplamaya başladı. "Zeynep nerede?"

Kafasını yavaşça yere eğmeye gayret etti Emine Hanım, çenesini sıkıp avucunu iki dudağına bastırdı. "Öldü.." dedi. Bir babanın kalbini bin parçaya böldü.

Anında hıçkırıkları duyuldu adamın, umudu yerlebir, yaşam sevinci yok oldu. Kafasını geriye kalan son gücüyle hızla iki yana sallamaya çalıştı. "Kızım.. ölmedi." yanağına ardarda yaşlar süzüldü. Ölemezdi, bunca yıl ömrünü, kendini feda ettiği ufacık bir umut yok olamazdı.

"Yalan.. de Seher" dedi, dizleri delice titriyordu. Umudu yok olup gitmişti, nasıl yaşayacak, nasıl dayanacaktı bundan sonra?

"Öldü.." dedi Emine Hanım, sesi delice titriyor, iki dudağındaki iki hece bedenini kavuruyordu. Yanakları yaşla doldu. "O.. öldü." Hıçkırıkları duyuldu, evladını ölüm kelimesiyle bir araya getirmek çok acıydı, buna hiç müsaade etmeyecek, nefes alması için yakıp yıkacak, gerekirse ömrünü feda edecekti.

Kafasını hızla iki yana salladı Erdal bey, yanına usulca yaklaştı. Yıllardır var olan bir acıydı kalbindeki, bedenini sızım sızım sızlatıyordu. Evladı, doyamadığı incisi bir yerlerde uzakta bile olsa nefes alıyor, babasını bekliyordu. Ölmüş olamazdı, kalbindeki ufak umudu kaydedemezdi.

"Ölmedi.." dedi yaş dolu gözleriyle. "Kızım ölmedi." Elini hızla kalbinin üzerine bıraktı, "Çok küçüktü.." hızla nefes almaya çalıştı.

Alt dudağını sertçe ısırdı Seher Hanım, avuçlarını delice sıktı. "Öldü.." diye yineledi. "O öldü.."yanakları yaşla doldu.
Cesaretini toplamaya çalışıp bir adım geriye gitti, burnuna delice özlediği koku ulaşıyordu. Avuçlarını sıktı, "Zeynep.." dedi zorlukla, yanağına ardı arkası kesilmeden yaşlar süzülüyordu. Gözlerini adamın gözlerinden ayırdı. "Öldü.." Zeynep Karay yıllardır yoktu, 7 yaşında ölmüş, kimliği silinmişti.

Kafasını hızla iki yana salladı adam, inanmak istemiyordu. "Ölmedi.." dedi zorlukla.

Emine Hanım derin derin soluk aldı, kalbinin haykırışına engel olamıyordu. Yavaşça yanına yaklaşıp gözlerini kapattı. Kalbine hükmetmek çok zordu. Özlemiyle yandığı adamın yanağına titreyen elini yavaşça bıraktı. 15 yıldır bir aile darmadağın olmuş, üç ayrı yerde, üç ayrı kalp özlemle ile yanmışlardı. Ne çok özlemişti sakallarının kısa tutamlarını avucunda hissetmeyi, gözlerine böylesine bakmayı.

Yeşil'in İz'i - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin