Kafasını heyecanla olumlu anlamda salladığında genç adamın yüzünde koca bir tebessüm belirdi. "Sana öğretmen sözü veriyorum Zeynep. Anneni en kısa zamanda karşına getireceğim. Sende bana bir söz ver, onu getirdiğim gün artık bana öğretmen değil Aslan diyeceksin."
Genç kız alt dudağını yavaşça ısırdı, kafasını olumlu anlamda salladı. Kalbi heyecanla çarpıyordu. Bu adam çok başkaydı, çok güzel hissettiriyordu.
Sıkıca tuttuğu elini yavaşça kaldırıp sırt kısmına ufak bir öpücük kondurdu genç adam. "Seni Seviyorum Zeynep.. Seni çok seviyorum. Bir arkadaşın, bir arkadaşı sevdiği gibi değil. Bir adamın, bir kadını sevdiği gibi."
Genç kızın gözleri yavaşça onun gözlerine döndü, ellerini sıkıca tutan ellerin etkisindeydi. Kalbi deli gibi çarpıyor, bedeni tir tir titriyordu. Aslan yavaşça bir elini kaldırıp yanağına bıraktı. "Seni çok seviyorum Zeynep.. seni hep seveceğim."
Genç kız sessiz ve tepkisizdi, hissettiği şeylere anlam vermek için çabalıyordu. Kalbinin duracağını hissetti, sebebi elini avuçlayan eldi. Yavaşça elini geriye çekip gözlerini adamın büyüleyici gözlerinden ayırdı. "Gitmeliyim.." diyerek arkasını döndü, hızlı adımlarla kapıdan çıkıp arkasına bakmadan evine yürüdü.
Aslan'ın yüzünde koca bir gülümseme oluştu, her sıkıştığı anda kaçışına alışmıştı. Bakışlarını ellerine çevirdi, genç kızınkileri tuttuğu anda deli gibi titriyor ve ter atıyorlardı. "Zeynep..." Dedi fısıltıyla. "Ah Zeynep.."
....
Koşar adımlarla bahçeye girdi genç kız, gözleri kulübeye kaydı. Hızla kapısına yaklaşıp önüne eğildi. "Boncuk.." minik kedi sesini duyduğu anda kafasını yavaşça dışarı çıkardı. Zeynep'in açılan ellerini gördüğü anda hızlı hızlı kollarına yaklaştı.
Yavaşça ayağa kalktı genç kız, bir eliyle sıkıca tuttuğu minik kediyi diğer eliyle de dikkatle okşuyordu. Arkasını dönüp kapıya çıktı yeniden, kaldırımın kenarına yavaşça oturup Boncuk'u da dizine bıraktı.
Cebinden ufak taşını çıkardı, her daim yanında bir tane taşıyordu. Kafasını yere eğip yavaşça şekil çizmeye çalışırken gözleri eline kaydı, genç adam az önce sıkıca tutup onu 'bir adamın bir kadını sevdiği gibi sevdiğini' söylemişti. Ne demekti ki bu? Bir adam, bir kadını nasıl severdi ki?
Aklı karmakarışık, zihni çok meşguldü. İlk defa burada böylece otururken acı geçmişini değil de başka bir şeyi düşünüyordu. Elini yavaşça yerden ayırıp doğruldu. Taşını kenara bırakıp gözlerini minik kediye çevirdi.
"Bir adamın.. " Dedi fısıltıyla. Avucunu yavaşça Boncuk'un sırtında gezdirdi. "bir kadını sevdiği gibi." Diye ekledi. Alt dudağını yavaşça ısırdığı anda ufak bir soluk aldı. Aklı karmakarışıktı, sevginin türü mü vardı? Öğretmen neden bir kadın ve bir adam diye belirtmişti? O halbuki, kız erkek çocuk fark etmeden herkesi aynı düzeyde aynı şekilde severdi.
"Ne demek istedi?" Diye fısıldadığında, tam yanında bir nefes hissetti. Gözlerini telaşla kaldırıp çevirdiği anda Selin'in yanına yavaşça oturduğunu gördü. "Bir adamın.. bir kadını sevdiği gibi." Diye fısıldadı Selin, yüzünde ufak bir tebessüm vardı. Genç kıza yavaşça yaklaştığı anda sesini ve fısıltısını duymuştu. "Bunu sana Aslan Öğretmen mi dedi?" Diye sordu.
Zeynep'in gözleri sessizce onun gözlerindeydi, bir açıklama bekliyordu. Kafası o kadar karışıktı ki hiçbir şey düşünemiyor, anlam veremiyordu. Başını usulca olumlu anlamda salladığında, Selin'in gözleri parıldadı, tahmininde haklı çıkmıştı.
"Aslan.. seni seviyor Zeynep. Beni, Esma Nine'yi veya öğrencilerini sevdiği gibi değil. Çok daha farklı bir şekilde."
Genç kız sessizdi, merakla arkadaşının ağzından çıkan kelimeleri dinliyordu. "Nasıl.. nasıl farklı?" Diye sordu fısıltıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil'in İz'i - (Bitti)
RomanceAnnesi tarafından iki kanadı kırılmış yaralı bir kuştu Zeynep; Bir renkten umut bulan, çocukluğunu yeşile mahkum eden bir evlattı. Sonra bir adam girdi hayatına, önce kanat sonra özgürlük oldu umuduna. .... Ucunda ölüm mü vardı? Bende seninle ölürd...