39.Bölüm: Yıllar Önce

2.2K 222 53
                                    

Elinde süpürge vardı Emine Hanım'ın, kapının önünde duruyordu, Yüzü solgun, gözleri endişe doluydu. Kalbine büyük bir kor hakimdi, yıllardır bedenini ruhunu yakıp kavuruyordu. Gözlerini yavaşça sokakta yeniden gezdirdi, evladı artık çok görünmüyordu. Evlendikten, kocasıyla ayrı eve geçtiğinden bu yana sokağa pek uğrayamıyordu. İstem dışı süpürgenin sapını sıktı, gözleri dolu doluydu. Gece boyunca gözlerini kapattığı her anda tek bir sahte zihninde yer almış, canını delice acıtmıştı.

Bir meydanda yürüyordu, yıllar öncesiydi. Küçük kızının elinden sıkı sıkı tutmuş, ağır adımlarla yürüyordu.  Kalbi tir tir titriyordu, bugün evladını son görüşü olacaktı. Birkaç gün içerisinde hayatı alt üst olmuş, önce sevdiği adamı kaybetmişti, şimdi de evladından olacaktı. Günlerdir delice düşündüğü, gecelerinin gündüz ettiği şeyi gerçekleştirmek üzereydi.

"Anne.." diye tiz sese döndü, kalbinin en eşsiz tonuydu, belki de bir daha hiç duymayacaktı. Küçük kızının yüzünde tebessüm vardı, heyecan doluydu, annesi bugün onu doya doya gezdirmiş, bugün de dondurma alacaktı. Bir elinde pelüş bir kedi vardı, sıkı sıkı tutmuş heyecanla yürüyordu.

"Bebeğim.." diye cevap verdi annesi, gözlerinden gözlerinden ayırmaya gayret etti, yüzüne bakmak oldukça zordu. Birazdan bir evlada en büyük kötülüğü yapacak, güvenin yıkıp hayatta bir başına bırakacaktı.

"Dondurmam çikolatalı olsun mu anne?"
Kafasıyla onayladı anından annesi, yüzüne bakmamak için büyük bir savaş veriyordu, hatırladıkça kalbini parçalara ayıracaktı minik yüzü.

"Olsun tabii." Dedi, kısa bir bakış atıp hızla gözlerini önündeki yola çevirdi, istem dışı minik parmaklarını delice sıkmıştı. Avucunun arasındaki bu el, ömrünün en büyük özlemi, yarası olacaktı.

"Sende yiyecek misin anne?"
"Evet.." dedi fısıltıyla, gözleri dolu dolu oldu. Nasıl dayanacak, nasıl onsuz kalacaktı? "Evet bebeğim." Diye ekledi, yanağına ufak bir damla yaş yavaşça süzüldü. Ne büyük acıydı bu, ne büyük bir sınavdı. Adımlarını yavaşça durdurdu, aradığı yer burasıydı. Bir meydanın orta yeriydi, oldukça kalabalıktı, insanlar ara sıra da olsa birbirine çarparak geçmek zorunda kalıyordu.

Derin derin bir nefes alıp gözlerini kızına çevirdi, annesinin elini sıkıca tutmuştu. Kalabalığın arasında kalıp onu kaybetmekten delice korkuyordu, ya elini bir an bile bırakırsa, ya onu kalabalığın içerisinde kaybederse? Yavaşça kızının önüne eğildi, cesaretini toplamaya çalışarak önce gözlerini buluşturdu. İki elinden sıkıca tutup minik avuçlarına üst üste sırasıyla öpücükler kondurdu.

"Bebeğim.." dedi, gözlerini gözlerine sabitledi. Hızla yaklaşıp küçük bedenini koca kollarının arasında sıkı sıkı sardı. Burnunu saçlarına gömdü, kokusunu delice ciğerlerine çekip gözlerini kapattı. "Seni seviyorum.." diye ekledi. "Seni çok seviyorum." yavaşça geriye çekilip gözlerini gözlerine çevirdi. "Bunu sakın aklından çıkarma, olur mu?" kafasını olumlu anlamda yavaşça sallamaya çalıştı küçük kız, gözlerini çevreye çevirmemeye çalışıyordu, oldukça kalabalıktı, aralarında kaybolabilirdi.
.....

Ufak bir damla yaş hızla süzüldü yanağına, elindeki süpürge elinden düştü.
"İyi misin?" diye sordu Esma Nine, onu fark ettiği anda yanına yaklaştı. Kadının gözleri yavaşça yaşlı kadına döndü, kafasını iki yana zorlukla salladı. "Zeyno.." dedi fısıltıyla. "Benim kızım.." sesi titredi, işaret parmağıyla yanağını silmeye gayret etti.

"O.. seni çok özlüyor." Dedi yaşlı kadın. Bunca yılda annesine özlemi hiç dinmemişti.
Emine Hanım elini yavaşça boynuna yaklaştırıp kolyesini sıkı sıkı tuttu. Evladına hasreti çok büyüktü, gözlerini yavaşça gözlerinden ayırmaya gayret etti. Yanakları yaşla dolmuştu, son gün boynuna sıkıca sarılmış, kokusunu ciğerlerine çekmişti. "Hatırlamıyorum.." dedi zorlukla. Ciğerlerinden, nefesinden ve zihninden evladının kokusu silinmiş, yok olmuştu. "Kokusunu artık hiç hatırlayamıyorum." Yıllar sadece evladını değil, kokusunu da silmişti.

Yeşil'in İz'i - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin