44.Bölüm: 'Baba'

1.9K 235 52
                                    

Yanağına ufak bir damla yaş süzüldü, elleri tir tir titriyordu. Derin nefes alıp hızla arkasını döndü. Delice koştuğu adımlarını ninesinin yan komşusunun önünde durdu. Yumruk yaptığı elini delice kapıya vurmaya başladı.

"Aç..! Kapıyı.. Aç!" diye haykırdı.

Emine Hanım sesini duyduğu gibi hızla koşarak kapıya yaklaştı. "Zeynep." Dedi merakla. Genç kız cesaretini toplamaya çalıştı. Ufak bir soluk aldı, "Baba.." Dedi, ufak bir damla yaş hızla yanağına süzüldü.

Canı yanıyordu. Hayat gerçekten bu kadar acımasız mıydı? Bir babayı da çok görmüş müydü? Ardından 'kızım' diye üzülen, delice özleyen bir baba var mıydı?

Elinin tersiyle dikkatle yanağını silmeye gayret etti, elini bir meydanda acımasızca bırakan bir kadın, ona geride bir baba bırakmış mıydı? Yoksa o da tıpkı onun gibi evladını terk edilmişliğiyle mi bırakmıştı?

"Baba.." dedi zorlukla. Gözlerini ilk defa yalvarırcasına kadının gözlerine çevirdi. Tek kelimesine delice ihtiyaç duyuyordu. "O da.." diye ekledi, iki yanağı hızla ıslandı. "Beni terk mi etti?"

Kalbi yeni tomurcuklanmış bir çiçekti, tek kelime ile ya büyücek açacak, ya solup kuruyacaktı.

Emine Hanım'ın iki yanağına delice yaşlar süzülüyordu, evladı ilk defa karşısına cesaretle geçip babasını soruyordu. Kalbinde koca bir sızı vardı, gözlerini yavaşça çevrede gezdirip yanına yaklaştı.

"Bebeğim.." dedi, bileğini tuttu.

Genç kız geriye gitmek istedi, kırgın kalbi onu hiç affetmeyecekti. Kafasını yavaşça iki yana sallayıp bileğini çekmeye çalıştı, annesi izin vermedi. Yeniden çekmeye direndi, Emine Hanım engel oldu.

Gözleri dehşetle büyüdü Zeynep'in, zorlandığı her anda kalbi delice çarpıyor, bedeni titriyordu. Geri geri gitmek istedi, bileğini sıkıca tutan bir el engel oldu. Yavaşça yutkundu, "Bırak.." dedi fısıltıyla.

"Kızım.." Yaş dolu gözleriyle evladına bakıyordu, dile gelmeyi bekleyen yüzlerce kelimesi vardı. Evladının bileğini delice sıkıyor, canını yakıyor, algılayamıyordu. Ne çok özlemiş, ne çok hasret kalmıştı.

"Bırak.." diye yalvardı genç kız, bileğinde sızı yer almıştı. Kalbindeki endişeli haykırış bedenini titretiyordu. Geriye tek adım atmak, kocasına sığınmak istedi, yapamadı. Olduğu yere sabitleyen bir el, bileğini delice sıkıyor, kendine doğru çekiyordu.

"İçeri gel.." dedi Emine Hanım, Zeynep hızla kafasını iki yana sallamaya çalıştı. Gitmek istedi, bileğinde izi oluşan parmaklar müsaade etmedi. Derin derin nefes almaya çalıştı, yine engellenmiş, bir kafese kapatılmıştı. Ne gidebiliyor, ne kaçabiliyor, ne de güvendiği kollara sığınabiliyordu.

Yanakları yaşla doldu, kolunu çekmeyi bırakıp yavaşça yere çömeldiği anda bir ses, bir haykırış yankılandı yan evden. "Zeyno!!"

Hızla koşuyordu Esma Nine, kızını gördüğü anda aklı uçup gitmişti. "Zeyno!!" Diye haykırıp yaklaştı. Bileğini güçlükle kadının elinden çekmeye çalıştı. "Emine bırak!" diye gürledi, kadın yavaşça elini bıraktı. Kızının narin bileğini incittiğini farkında bile değildi, geri geri gidip hızla arkasını döndü. Hıçkırıklarla evine girip kapıyı sertçe kapattı.

"Zeyno.." dedi yaşlı kadın, gözleri bileğine kaydı, ufak da olsa kızarmıştı. Gözleri dehşetle büyümüş, yanakları yaşla dolmuştu. O neden böyle yapıyor, hala niye evladının canını yakıyordu?

Yavaşça bileğini kavradı yaşlı kadın, canını yakmamaya gayret ediyordu. Parmağının ucuula yavaşça okşadı. "İyi misin yavrum?"

Yanağına ufak bir damla yaş süzüldü genç kızın, kafasını yavaşça olumlu anlamda sallayıp hızla kollarını ninesinin boynuna doladı. Kısa bir an bile olsa ne çok korkmuş, ne çok endişe etmişti. Nefessiz kalmış, öleceğini düşünmüştü.

Yeşil'in İz'i - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin