Tom ve Hermione birbirlerine en uzak sandalyelere oturdular. Ne var ki bu, karşı karşıya oturmuş oldukları manasına geliyordu yuvarlak masada.
Tom'un sağında Nott solunda Lestrange vardı. Onların da yanlarında misafirleri olan Diana Rosier ve Agatha Yaxley vardı. Hermione'nin bir yanında Slughorn, öbür yanında Slughorn'un bir başka onur öğrencisi olan Quidditch yıldızı Levin Bagman vardı.Levin Bagman sapsarı saçları, yeşil gözleri olan yakışıklı bir adamdı. Uzun boyluydu, geniş omuzları vardı. Chudley Cannons'ın geçen sezon üst üste 4 kez şampiyon olmasında kritik rol oynamıştı. Özellikle son sezonun son maçında Snitch'i rekor sürede yakalayarak yeni bir rekor kırmıştı.
Levin, nazik bir şekilde Hermione'nin şarabını tazeledi. Genç cadı teşekkür ederek bifteğinden bir dilim alıp şarabını yudumladı. Harikaydı.
Slughorn, İngiltere ve İrlanda'nın en popüler Quidditch dergisi olan Belalı Bludger'ın kapağına çıkan Levin'in nasıl da astronomik fiyatlarla İngiltere'den İrlanda'ya transfer olmak üzere olduğundan söz edip tebrik etti. Ardından konu Cadılar Bayramına geldi.
"Milattan öncesinden günümüze kadar gelmesi bu geleneğin aslında oldukça büyüleyici." dedi Robert. Tam bir Sihir Tarihi uzmanıydı. Ayrıca antik rünler üzerine uzmanlaşmış olan ünlü rün çevirmeni olan annesi sayesinde bu bilgileri epey genişti.Slughorn Lestrange'ı başta annesinin Büyüceşûra üyesi olması ve babasının dehşet büyüklükteki serveti yüzünden davet etmiş, fakat beğenmediklerine tekrar davetiye yollamayan Slughorn'un gözüne zekası ve rünlerdeki uzmanlığıyla girmeyi başarmıştı. Tom'un arkadaşı olma sebeplerinden biri de buydu. Lestrange tam bir antik yazıt uzmanıydı. Kısıtlı Bölüm'deki bazı parşömenlerde çeviremediği kısımlarda bazen Rob'dan yardım almaktan çekinmiyordu.
Philip'in ise en başta davet edilme sebebi çok soylu bir safkan aileye mensup olmasıydı. Nott ailesi de varlıklıydı ama servetlerinin yanında onların en önemli özelliği Hogwarts'ın kuruluşuna kadar giden hatta ötesine geçen bir soy ağacına sahip olmalarıydı. Ancak Philip'in bir birey olarak kulübe girebilmesini sağlayan şey Quidditch yeteneğinin yanı sıra insanları çok iyi etkileyebilmesiydi. Herkesle çok iyi anlaşırdı ve çok iyi organizasyonlara imza atan sosyal biriydi. Tom'un bir iş için birilerine veya malzemeye ihtiyacı olduğunda bunları sorgusuz sualsiz Philip temin ederdi.
Ve Tom'un neden davet edildiği malumdu.
Siyah saçları, ciddi derin mavi gözleriyle Tom; karamel rengi saçları ve ela-yeşil gözleriyle sosyal Philip; dağınık kahverengi saçları ve gri gözleriyle Robert tam bir üçlü halindeydi.
Ara sıra aralarına katılan Quidditch takımının Vurucusu Abraxas Malfoy ile bazen de dörtlü bir grup haline geliyorlardı. Ama şu an Abraxas başına gelen talihsiz bir olay nedeniyle partide değildi, hastane kanadındaydı.
Sohbet devam ederken yemekler gidip tatlılar geldi. Koca bir tabak taze pasta kremasıyla tıka basa doldurulmuş ve ardından çikolata sosu şelalesinden geçmiş profiterol ve de yanında üzerine fındık kırıkları serpiştirilmiş sütlü leziz dondurma vardı.
Tom tatlı yemeyi çok sevmese de dondurmadan birkaç kaşık aldı. Açıkçası sohbet beklediğinden daha iyi gidiyordu.
Slughorn Philip'in anlattığı bir fıkraya kahkahalarla gülüp onun sırtına vururken Tom'un gözleri Granger'a kaydı. Granger sanki cennetten gelen nektar ve ambrosia'ymışçasına aşkla yiyordu profiterolünü. Bu tatlıyı inanılmaz sevdiği barizdi.Genç kadını izlerken onun kendisi hakkında neler düşündüğünü bilmek istedi. Çoğu kişi için Tom yakışıklı bir yüzdü, zavallı bir öksüzdü, yararlanılacak bir araçtı. Akıllı olduğu için şanslıydı, çünkü şu ana kadar bunları düşünen tüm insanları asıl kendisi kullanarak güç dengelerini tersine çevirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione - Profesör Granger
Fanfiction"Öğretmen olmak için fazla gençsin." "Öyleyim." diye kısaca yanıtladı gözlerini düzenlediği evraklarından ayırmadan. "Soracağınız başka soru yoksa Bay Riddle... Ofisimden çıkın." Ama Riddle ofisten çıkmadı. Daha önce hiçbir öğretmen tarafından böyl...