"Bay Riddle?"
"Profesör." dedi Tom dişlerinin arasından zorla. Kendini çabayla durdurdu aralarında bir adım kaldığında. Hermione tek kaşını kaldırdı ona bakarak. Sonra elindeki dolma kalemin kapağını kapatıp üzerine adres yazdığı zarfı kapattı ve masaya bıraktı.
Aralarındaki rahatsız edici yakın mesafeyi kesmek için Granger eliyle Tom'u göğsünden hafifçe geriye itti. Bu hareket bile Tom'un bedenine elektrikler saçtı. Granger onun aklından geçenleri, ---yani genç cadının yüzünü avuçlarının arasına alıp onu büyük bir açlıkla öpme fikrini- okumuş gibi baktı. Verdiği her nefeste kan ve şarap kokusu vardı. Sonra ellerini arkasında birleştirdi, "Şu an burada olmanız uygun değil. Sonraki dersimizde Patronus büyüsünü deneyeceğiz. Belki de Ortak Salonu'na dönüp ders çalışmalısınız."
Tom kesik bir soluk aldı. Sarf edeceği cümlelere engel olmak için dişlerini sıktı.
"Yemek yiyemiyorum. Gece uyuyamıyorum." Bu zehri bedeninden atmanın başka yolu görünmüyordu. "Bana ne yaptın bilmiyorum, ama her neyse ruhumu parça parça tüketiyor. Adeta bir mum misali yavaş yavaş eriyor buna karşın senin alevine bakmaktan kendimi alıkoyamıyorum..."
Aklından geçen bunca şeyi söylemesine ramak kalmıştı. O kadar az kalmıştı ki Granger konuştu, "Söyleyeceğiniz bir şey mi vardı Bay Riddle?"
Ama Tom aciz görünemezdi. Bu asla olamazdı.
Asla.
"Önceki gece çok şey yarım kaldı." dedi güç savaşında üstün olmak için. Ulysses&Edgar'ın arka sokağında yaşananları Granger'a hatırlatmak bile Tom'un hanesine puan yazardı.
Genç cadının bu sözler üzerine ise gözlerinden bir gölge geçti. "En baştan yaşanmamalıydı."
Tom tekrar etti o gece söylediği sözleri, "Sen de beni istiyorsun."
Fakat Granger Tom'u çok şaşırtan bir cevap verdi. Öyle ki Tom gözlerine yansıyan şaşkınlığı gizleyememişti.
"Belki de istiyorum."
Granger kendi hanesine puan alarak durumu eşitlemişti. Çünkü Tom'un buna verecek sözlü yanıtı yoktu. Elini kaldırdığında Granger hafifçe irkildi. Ama Tom sadece onun alnına düşmüş saç buklesini genç cadının kulağının arkasına attı. Granger gözlerini kapatıp başını yana çevirdi.
"Beni tanımıyorsun, Tom."
"O halde anlat bana." diye fısıldadı Riddle. Tom kibarca onun avcunu ellerinin arasına aldı. Sonra parmaklarını avcundan kolunun içine doğru gezdirdi. Eli bir yaraya denk geldiğinde genç kadının kolunu inceledi. Kazınmış bir yara... Kapanmış ama asla tamamen iyileşememiş...
Bulanık
Tom'un kaşları çatılırken Hermione kolunu sertçe çekti.
"Bunu kim yaptı?"
"Kim olduğu mühim değil. Artık yaşamıyor."
"Öldürdüğün kişi o muydu?"
"Evet."
Bir süre sessizlik içerisinde durdu ikisi de. Sonra Tom sordu, "Muggle doğumlu musun?"
O an hassas bir noktaya bastığını anladı. Granger'ın bakışlarından bir şey geçti. Korku, öfke, endişe hepsi bir aradaydı. Tüm negatif duygular. Genç kadın soluğunu tuttu. Ama Tom sakindi. Bunu Granger'ı sınıflandırmak için sormuyordu, merak ettiği için soruyordu. Hermione Granger Tom'un gözünde kendini çoktan kanıtlamıştı. Büyü gücünün yüksekliğinden şüphe yoktu. Bir sene önce olsa Tom Muggle-doğumlu bir cadı olduğu için Granger'ı küçümseyebilirdi. Ne var ki Granger özelinde bu geçerli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione - Profesör Granger
Fanfiction"Öğretmen olmak için fazla gençsin." "Öyleyim." diye kısaca yanıtladı gözlerini düzenlediği evraklarından ayırmadan. "Soracağınız başka soru yoksa Bay Riddle... Ofisimden çıkın." Ama Riddle ofisten çıkmadı. Daha önce hiçbir öğretmen tarafından böyl...