5. Bölüm: Granger'ın Ofisi

2K 184 70
                                    

...........5.Bölüm.............

Granger ofisindeki çalışma masasına yaslanmış, kollarını önünde kavuşturmuştu. Dudaklarında yarım bir gülümseme vardı.

"Sizi beklemediğimi söyleyemem, Bay Riddle."

Tom olduğu yerde kaskatı kesildi. Genç cadı onun gelmesini istemişti. Bunun için derste o paragrafı okutmuş, onun merakını körüklemişti. Tek kelime etmeden onu çağırmıştı ve Tom onun çağrısını işitmişti. Ancak bu güç oyununu tersine çevirecekti.

"Beni niçin bekliyordunuz, Profesör?" diye sordu masum bir ses tonu takınarak.

Granger bakışlarını yere döndürdü, sonra tekrar Tom'a baktı. Bu kez ciddileşmişti. "Profesör Dippet'ın hakkında bu kadar az bilgi vermekte ısrar ettiği Affedilmez Lanetler konusunun sizin gibi bilgiye aç, ve büyük olasılıkla o kitapta yazan her şeyi zaten ezbere bilen bir öğrenci tarafından merakla karşılanmayacağını düşünmek aptallık olurdu." dedi ve eliyle karşısındaki sandalyeyi işaret etti. "Oturun Bay Riddle."

O da kendi sandalyesine kurulurken Tom da ofise göz gezdirmek için fırsat buldu.

Astronomi kulesinin ara katlarından birindeydi. Öğrenci Başkanı odasının aksine Yasak Orman'a değil, Hogsmeade'e doğru bakıyordu penceresi. Gün yavaş yavaş batarken gökyüzü yumuşak pembe rengini usul usul önce mora sonra laciverde bırakıyordu. Güzel manzaraydı... Oda loştu, birkaç mum aydınlatıyordu içeriyi günbatımının soluk ışıltısından başka.. İçerisi amber, vanilya ve kahve gibi kokuyordu. Granger'ın parfümü gibi.

Kapıdan girdiği ilk yer ofisti, ahşap bir çalışma masası, yine dişbudaktan oyulmuş bir kitaplık vardı. Ancak kitaplar sığmamış olacak ki hemen yerdeki koca bir sandığın içi ağzına kadar kitap doluydu, hatta taşıyordu. Lüks olmayan, şaşaadan uzak ama oldukça konforlu mobilyaları vardı. Vişne çürüğü bir kanepe, kahverengi bir ikili koltuk ve ufak bir masa mevcuttu. Duvarda da birkaç manzara resmi vardı. Genç kadın belli ki manzaralara düşkündü. Yalnızca bir tane altın çerçeveli, yarım metre boyutunda portre vardı. Ne var ki portredeki büyücü her kimse şu an tablosunda değildi.

Ofisin, Tom'un girdiği kapısı haricinde bir de Granger'ın kişisel odasına açılan oval bir kapısı vardı. Hogwarts'taki bütün profesörlerin odası muhtemelen böyleydi. İlk adımda ofis, ikinci adımda yatak odası. Ancak Granger'ın kapısı kapalıydı. Sadece yanan şömine alevlerinin ışığı süzülüyordu kapının altından.

"Kahve?" diye sordu. Yaslandığı masadan kalkmış ve bardakların olduğu büfeye doğru adımlamıştı. Üzerinde hala siyah boğazlı kazağı ve küçük, parlak altın rengi küpeleri vardı. Saçlarının topuzu ve isyankâr buklesi de yerli yerindeydi.

Granger'ın asasıyla büyülediği süzülen beyaz porselen bir demlik ve iki fincan onlara doğru süzüldü. Tom'un istediğini belirterek başını sallamasıyla demlik fincana doğru eğildi ve tüten sıcacık kahve fincana doldu. Tom beyaz fincanı kavrayıp avuçları arasına aldı.

"Süt?"

"Hayır."

Genç profesör kaşlarını kaldırdı ve kendisine de Riddle'ınkinin aynısından bir fincan kahve doldurdu.

"Sizi dinliyorum, Bay Riddle."

Tom duraksadı, fincanın sıcaklığı avuçlarından bedenine yayıldı. Aklındakileri toparlayıp devam etti, "Affedilmez lanetler... Karanlık büyünün özü sizce onlar mı?"

Granger'ın gözlerinden anlık bir gölge geçti ama Tom ne olduğunu anlayamadı.

"Affedilmez lanetler... Bu derin bir konu. Geçmişi uzun zaman öncesine dayanıyor. Madem öyle size işin kökeninden söz etmeliyim." dedi ve hafifçe boğazını temizledi, "Aslında hiçbir büyüyü somut biçimde Karanlık ya da Aydınlık olarak sınıflayamayız. Büyüler icat edilirken masum amaçlarla yaratılıp sonra habis amaçlar için kullanılmış olabilir. Aynı şekilde kötü amaçlara hizmet etmesi için keşfedilen büyüler de farklı yönlere gitmiş olabilir. Bu Karanlık Büyü tanımı aslında elinizdeki asadan çıkan sihrin hangi amaca hizmet ettiğine bağlıdır."

Tomione - Profesör GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin