1.1

1.5K 94 12
                                    

Biz hastaneye gelene kadar hava kararmış etrafı puslu bir ambiyans sarmıştı. Koç ambulanstan indirildiği anda onun ardından koşmaya başlamış ameliyata alınana kadar da ayrılmamıştık yanından ki Koç gerçekten yeri göğü inletiyordu.

O ameliyathaneye girdiği anda derin bir nefes alıp etrafıma bakmıştım ki siktir.

"Stiles! Stiles yok! Siktir" Aceleyle etrafa bakmaya başladığımda aklım bulanmaya başlamıştı bile.

"Ne yapacağız şimdi? Ya Birilerine zarar vermeye kalkarsa" derin bir nefes alıp durdum birkaç saniye

"Tamam, tamam ben ve Isaac, Scott ve Derek, üzgünüm ama sen de tek gruplar oluşturalım ve onu arayalım " dedim ve herkes başıyla onayladı. Kira ise hiç sesini çıkarmadı. Tatlı bir kıza benziyor.

Biz Isaac ile aşağıya indik ve onu bahçede aramaya başladık yaklaşık yarım saat geçmişti ama bulamamıştık.

"Sikicem böyle işi! Nereye gitti şimdi bu?" İsaac'in elini sırtımda hissederken bu hareketi beni sakinleştirmiş hatta gülümsetmişti bile.

"İçeri girelim, belki diğerleri bir şeyler bulmuştur" hafifçe kafamı sallayıp onayladım onu.

Tam içeri geçecekken bazı sesler duyduk ve oraya doğru koştuk bir baktık ki çatıdan doğru bir elektrik kablosu iniyor ve direkt olarak Kira'nın üzerine geliyordu. Son anda Kira eğildi ve bir ambulans gelip kabloya çarptı ve sonra da su fışkırtan bir şeye. Her şey o kadar hızlı oluyor ki anlamakta bile güçlük çekiyorum.

Yerler su olmuştu ve elektrik kablosu olduğu için su elektriklenmişti. Birkaç kişi basmıştı ve çarpılıp düştü ki dalgın aklımla ben tam ilerleyecekken yüksek ses kulaklarımı doldurdu.

"Angelll " diye bağırıp beni boynumdan tuttuğu gibi çimenliğe attı ve ona elektrik çarptı. Arkamı dönüp onun hala öylece titreyerek yattığını gördüm. Ama yanına gidemiyordum.

"İsaac!" Ne kadar yanına gitmek istesem de gidememenin verdiği çaresizlikle doldu gözlerim, onu öyle bırakmış olmanın verdiği hisle doldu.

Sudaki elektrik bittikten sonra hemen Isaac'in yanına gittim ve kolundan tutarak onu kenara doğru çektim ben de yanına oturup kafasını kucağıma koydum.

"Şşşştt, iyi olacaksın söz veriyorum iyi olacaksın" İki parmağımı birden İsaac'in nabzının olduğu yere koydum. Nabzının zar zor attığını ve nefes almadığını anlayınca hemen ellerimi yüzüne koyup acısını almaya başladım ve canının çok fazla yandığını anladım. Eğer çok fazla acısını alırsam kükreyeceğimi ve insanların bütün dikkatini çekeceğimi bildiğimden elimi bir sure sonra çektim ve nefes nefese kaldım. Başımı yukarı kaldırdığımda ise yanımıza hızla gelen sedyeyi gördüm.
__________

Yoğun bakımın başında bekliyordum bir yandan da ağlıyordum. Diğerleri beni böyle görünce çok şaşırmışlardı çünkü 15 dakikadır kesintisiz ağlıyorum. Bu on beş dakikada da Allison ve Lydia gelmişti. Herkesin morali yerlerdeydi.

**** 5 gün sonra ******

Tam beş gün oldu. Isaac in uyuduğu benim ise uyuyamadığım beş gün artık gözlerimin altı şişmiş, vücudumda tek bir enerji tanesi dahi kalmamıştı. Yanıma elinde iki tane kahve tutmakta olan Scott geldi ve bir tanesini bana uzattı. Ben de kahveyi alıp yudumlamaya başladım.

"Angel artık eve gidip biraz uyumalısın "

"Hayır "

"Isaac seni böyle görmek istemez "

"Hay- "

"Ben onu götürüm merak etme sen Scott "

Sesin geldiği yöne bakınca Bunu söyleyenin Derek olduğunu gördüm. Ve söylene söylene ayağa kalktım. Diğerleri söylediğinde yapmasam da olurdu ama o söyleyince hemen yapasım geliyor, Lanet olsun.

30 dakika sonra

Hızlıca evime girdiğimde kapıyı açık bırakmıştım ki o da girebilsin içeri. Hemen odama çıkıp eşyalarımı ayarladım ve banyoya girdim. Uykudan çok buna ihtiyacım var gibi hissediyorum. Aceleyle de olsa güzel bir duş aldıktan sonra hızlıca giyinip saçlarımı kurutma gereğinde bile bulunmadan indim aşağı ve tam da evden çıkıyorken kolumda hissettiğim baskıyla ona döndüm

"Yine ne var?"

"Hiçbir yere gidemezsin." Gözlerimi devirerek baktım ona

"Neden?"

"Çünkü uyumalısın" kafamı iki yana salladım

"Hayır" dedim tam tekrardan kapıyı tutacakken yine beni tuttu.

"Uyuyacaksın" demin düşündüklerimin aksine şu an dediği şeyi yapmak istemiyorum, tek istediğim gidip abimin yanında oşmak

"Bak ben ne senin ya da diğerlerinin dediklerine bağlı yaşamıyorum ve sana olan zaafım yüzünden de dediğin her şeyi yapacak değilim" dediğim şeye ya da yüzünde oluşan küçük gülümsemeye aldırmadım bile.

"Zaafın mı?" Şaşkınlıkla sorduğu soruya sadece omuz silktim.

"Uyumalısın"

"İstemiyorum" omuz silktim aynı anda

"Güzelim sadece birkaç saat fazlasına ihtiyacımız yok, seninle burada olacağım ve bir haber gelirse hemen kaldıracağım seni" Güzelim? Tanrım! Hafifçe kafamı salladığımda bunu ben bile beklemiyordum kendimden açıkçası.

"Söz vermelisin"

"Söz veriyorum" hafifçe kafamı sallayıp kolumdaki elini çektim ve yumuşak elini tuttum hemen

"Ben ner-" ne dediğini duymadan onu çekiştirmrye başladığımda Onun da şaşkın olduğunu hissediyorum ama hiç umurumda bile değil. Hızlıca onu odama soktuğumda anlık olarak duraksadı.

"Odan..." Gözlerimi ona döndürdüğümde duvarlardaki bakışlarını bana döndürdü

"Güzelmiş" hafifçe kafamı sallayıp yatağımın içine girdiğimde orada öylece duruyordu ki kaşlarımı çatıp baktım ona.

"Buraya gel" kaşlarını aniden kalkmış anlamsızca bakmıştı bana

"Ne?"

"Buraya gel dedim" yatağın boşta kalan yerine elimi vurduğumda ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp geldi yanıma.

"Buraya mı?" Masumca sorduğu şeyle yüzüne bakıp kafamı salladım.

"İstediğin yere" yanıma yatmak yerine yatağıma oturup sırtını yatak başlığına yasladığında ona yakın olmak için sırtımı dikleştirdim biraz. Cesur olmalıyım

"Angela-"

"Şşştt" kafamı biraz kaldırıp dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda uzun süredir bunu isteyen kalbim ve tenim çığlık atmak üzereydi.

Elini yüzüme koyup biraz kendine çektiğinde öpüşmemiz derinleşmiş onun dudaklarına esir olmuştum ki birkaç dakika sürdü bu.

"Uyumalısın artık" hafifçe kafamı sallayıp yatakta kayarak aşağıya indiğimde kafamı yastık yerine bacaklarına yasladım ve gözlerimi kapattım

********

DARK { Derek Hale }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin