______2 Gün sonra______
Dünyanın en üşengeç iki insanı olarak yarın döneceğimiz için bugün evde kalmayı planladık ki sanki öncesinde dışarıda fink fink geziyorduk. Dün hayvanat bahçesine, lunaparka ve sahile gittik ve acayip eğlenceliydi çünkü benim bebek Derek'im yanımda tam bir çocuk olmuştu
Derek yarın motor kullanacağım için bugün dinlenmem gerektiğini söylediğinden bugün evdeyiz ki benim için sorun yok, hep evde olabiliriz.
Yataktan kalkıp biraz daha oyalanmadan ve üzerimi değiştirmeden aşağıya indim ki gördüğüm görüntüyle anlık olarak kalakaldım. Derek Hale, biricik sevgilim bana kahvaltı hazırlıyor.
"Günaydın bebeğim" geldiğimi soluk alışverişimden bile anlayabileceğini bildiğimden garipsemedim.
"Günaydın koca adam" sırıtarak bana dönüp öpücük attığında gülümsememi durduramadım asla. Önüne dönerek bir şeyler hazırlamaya devam etti. Benim için çabaladığını görmek daha da gülümsememe neden olurken mutlu oldum. Ah bu arada çabalamaktan kastım da kahvaltı hazırlaması, kriterlerim ne kadar düşük siz düşünün.
"Angela bugün mü dönsek?"
"Neden ki?" Omuz silkti
"Bilmem, sanki burada içim sıkıldı yani böyle boğulacakmış gibi oldum" aklıma geçen gün hissettiğim büyü gelirken aceleyle kafamı salladım.
"Tamam, tamam nasıl istersen "
"Kahvaltıyı yapalım çıkarız o zaman" dediğinde yeni fark ettiğim bir şey oldu DEREK'İN ÜZERİ ÇIPLAK. Güzel manzaramla dudaklarımı yavaşça yaladığımda onu hissetmek istedim.
"Tamam" dedikten sonra koşarak gittim ve Derek' in sırtına atladım. Dizlerim dolaba çarptı ama pek bir şey hissettiğim söylenemez. Derek' in yanağından öptüm ve Kahvaltı hazırlanmasını izlemeye devam ettim. Bir süre sonra sırtından inip tezgaha oturdum.
"Ne kadar da hamarat bir koca adam"
"Evet bence de salatalık kesme de ne kadar da hamarat bir adam" sözlerini bitirip güldüğünde kalbimin hızlanmasıyla gülümsedim. Allah'ım ben bu adama gerçekten hayran olmuşum.
------------------------
Yaklaşık bir saat önce evden çıkmış, Beacon Hills yoluna girmiştik. Derek'in arabası yanında olmadığından ki iyi ki yanında değil yoksa ayrı ayrı gitmek zorunda kalırdık Derek motorda arkama binmişti.
"Angel dur!" sakince frene bastım
"Ne oldu?"
"Sadece Dur"
"Tamam" motordan inip kaskını ve sırt çantasını hızlıca çıkardığında anlamsızca baktım ona.
"Bekle tuvaletimi yapıp geliyorum" dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp kafamla onayladım. Benim yaptığımı fark edip sinirli bir şekilde ormanda herhangi bir ağacın arkasına gittiğinde arkasını dönüp işini hallettikten sonra geldi. Hızlıca çantayı sırtına asıp kaskını taktığında arkama bindiğinde motoru tekrar çalıştırdım.
Yaklaşık 5 dakika sonra karşımızda bir tır beliriverdi ben kontrollü gidiyordum aslında Beacon Hills'e de çok az kaldı. Kasktan gördüğüm kadarıyla tırın aniden bize doğru direksiyon kırmasıyla ellerim bağlandı sandım, tek hereket edemeden dümdüz ilerlemeye devam ettim ki aklım bulandı aynı zamanda. Lanet olsun
Tırın bize çarpmasıyla yana doğru savrulduk ki motor bir yana Derek ve ben bir yana gittik. Görüntü bulanıklaşırken ağrımaya başlayan vücudumu göz ardı edip Derek'i görmeye çalıştım ki başardım da, fena gözükmüyor aslında. Dirseklerimle sürünerek onun yanına gittim.
"Derek... Derek iyi misin??"
"Ben ben iyiyim asıl sen, sen iyi misin? Sen Öndeydin sen daha kötü oldun " dediğinde eğilip bacağıma baktım ama bakmaz olaydım derimde birçok yara bere var ve ne yalan söyleyeyim çok kötü gözüküyor. Çünkü ilk düştüğümde motor benim bacağıma düşmüş ve yuvarlanınca da başka tarafa kaymıştı. Bacağıma bakmayı bırakıp cebimdeki telefonu çıkarttım ve İsaac'in numarasını tuşladım. 2. çalışta açtı.
"Angel merdesin sen! Nereye Kayboldun 3 gündür! Ne Kadar merak ettik haberin var mı senin?!" zayıf sesimle cevap verdim.
"İsaac Biz iyi değiliz. Biz çok kötüyüz.."
"Angela Ne oldu kiminlesin biri bir şey mi yaptı?" yarım yamalak çıkan sesimle konuştum.
"Derekleyim kaza yaptık San Diego yolundayız yaklaşık bir 10-15 dakikalık mesafe var lütfen gelip bizi al"
"Tamam tamam herkesi toplayıp geleceğim"
"Tamam" deyip telefonu kapattım ve elimle kafamı toprağa bıraktım, Nedense iyileştiğimi hissetmiyorum. Dereke baktığımda onda pek bir şey görememiştim, şükürler olsun ki. Çok uykum gelmişti. Birden öylece uyku bastırmıştı.
"Angela Uyuma Hey Angela"
"Çok uykum var Derek üzgünüm ki uyuyacağım çok üzgünüm" o bir yandan benim kolumu dürtse de kafamı diğer tarafa çevirdim
"Ama eğer uyursan beni sonsuza dek bir daha asla göremezsin."
"Sonsuza dek mi?"
"Evet sonsuza dek"
"Seni bir daha göreceğime söz veriyorum Derek ama şimdi uyumalıyım" derken uzaktan gelen ambulans sesini duysam da çoktan kapanmış gözlerim için yapacak bir şeyim yoktu
________________________
Kisa ve gec gelen bir bolum daha neyse iyi gunler dilerim fikirlerinizi beklerim. Ve sadec tatlim kelimesi agzina yakismadigi icin oyle dusundu yanlis anlamayin