Kolumda hissettiğim baskıyla gözlerimi hızlıca açtığımda Damon'u görmek beni hiç şaşırtmadı aksine yüzüme bi gülümseme koydum.
"Yani, gerçekten büyük cesaret Damon'' birkaç adım geri gittiğinde gözlerinde ki o titremeye gördüm.
"Taş kağıt makası kaybettim, o oyunda iyi olmadığımı biliyorsun" gerinerek yataktan kalktığımda tam pozisyonunu alıyordum ki saat çarptı gözüme.
"Saat on iki mi ben mi yanlış görünüyorum" hafifçe kafasını salladı.
"Tamam çık da ben giyineyim"
"Hiç mi kızmayacaksın?" Ben kafamı iki yana salladım.
"Saat on iki sonuçta, uyandırman normal"
"Ah bu arada Stefan seni bir saattir aşağıda bekliyor ağaç oldu. Geç uyanırsın diye geç geld-" cümlesinin devamını dinlemeden pijamalarımla aşağıya doğru koştum, uzun süredir bekliyor. Aşağıya indiğimde koltukta telefonuna baktığını görmemle gülümseyip oraya doğru koştum.
"Stef!" Bakışları bana kaydığında yüzünde oluşan gayri ihtiyari gülümsemeyle ayağa kalktı. Koşarak ona gidip sarıldığında daha da tamamlanmış hissettim. 7-8 aydır burada olmamama karşılık oradayken hep yarım hissettim
"Selam Stef"
"Selam Angela" uzunca bir süre ona sarılı kaldım. Beni kendinden ayırıp yüzümü tuttuğunda şirince gülümsedim ona.
"Şimdi bu söyleyeceğimi yanlış anlama ama neden geldin?"
"Bonnie için onu bırakamazdım" dedi
"Ama biz cadıyı öldüreceğiz ve senin bir canlı öldürmeye karşı olan tavrını biliyoruz. Böyle bir şeye katkıda bulunacak olmak garip." omuzlarımı siliktim.
''Ben 8 ay önce oraya bıraktığınız o kız kadar masun değilim artık." Aslında bu konu hakkında çok da iyi hissetmiyorum sanırım
"Bonnie için katil olabilir misin peki?" dediğinde herkes yanımızdaydı ve ben büyük bir kahkaha attım
"Stef'ın ben burada bulunan insanlar için kendimi bile öldürebilir sen neyden bahsediyorsun ki?" dediğim anda ortama bir sessizlik çökerken ufakça gülümsedim. Bazı konularda hafife alınıyorum gibi.
"Neyse Cadıyı öldürmemizin planı nedir?"
"Cadının bugün kilisede olacağına dair bir haber geldi bize ki bu da planlarımızı hızlandırır. Kiliseye gideceğiz ve Klaus'un yöntemlerini biliyorsun ya çata pata bum saldıracağız. Sense bizim gizli silahımızsın. Bonnie sana etkilenmemen ya da daha az etkilenmen için bir kalkan yapacak, bize bir şey olduğu anda da sen gireceksin ortama" Damon'un konuşmasıyla kafamı salladığımda dümdüz bir plandı zaten. Anlaşılmayacak yeri yok.
_________
"Bonnie'yi öldürmek isten birinin yanına Bonnie'yi getirmeniz ne kadar doğru?" cadının sorgulayan sesini duyduğumda gözlerimi açtım yavaşça. Kilisenin dışında duvarın dibinde saatlerdir onları bekliyordum ki sonunda da geldiler.
"Aslında seni geberteceğimiz için çok bir risk yok gibi." Damon'un bu özgüvenli haline gözlerimi devirirken beklemeye devam ettim. Güvenli kelimeyi duyana kadar beklemeliyim.
İçeriden duyduğum acı dolu çığlıkla en azından ayaklanıp ne olduğuna bakmak istesem de durdurdum kendimi. Duyduğum şeylerle ellerim gayri ihtiyarı kulaklarıma giderken güvenli kelimeden ötürü çok sıkı kapatamadım kulaklarımı da. Onlar acı içerisindeyken ben burada öylece durabiliyorum ki bu adil bile değil, lanet olsun.