San Diego hayvanat bahçesi mi demişti o? Şu an evde küs gibi oturuyoruz ve kahve içiyoruz. Çünkü hem yağmur yağıyor hem de kavga ettik. Ayrıca barıştıktan bir gün sonra kavga edip küsen nadir çiftlerdenizdir büyük ihtimalle. Hayır kavganın da sebebi olsa
FlashBack
Merdivenlerden çıktım ve Derek'in odasına girdim sırt çantamı açtığımda içinden siyah şortumu ve düz mavi tişörtümü alıp banyoya girdim ne olur ne olmaz diye orda giyindim, hala utanıyorum da. Banyodan çıktığım sırada sırada Derek odaya geldi. Beni görünce şöyle bi süzüp kaşlarını çattı.
"Böyle mi çıkacaksın dışarı?"
"Evet ne var ki?"
"O şort fazlasıyla kısa ve bu yüzden çıkarmanı öneriyorum" Öneriyor mu? Bana emrediyor gibi geldi.
''Hayır böyle geleceğim.''
''Angela, çıkar şu şortu ve pantalon giy'' sesini yükseltmemesine ve dahi düz bir surat ifadesi olmasına rağmen iyice gıcık oldum.
''Eğer gideceksek böyle geleceğim, gitmeyeceksek pijamalarımı giyeceğim. Karar senin.'' aldığı soluğu sertçe verdi ve odadan çıktı. Kusura bakmasın ama bana kimse ne giyeceğimi söyleyemez. Nerede ne yapmam gerektiğini iyi bilen bir insanım.
Çantamın İçinden cüzdanımı, telefonumu ve hırkamı aldım. Hırkamı da üstüme geçirip aşağıya indim ki Derek beni kapının önünde bekliyordu. Beni görünce kapıyı açıp 1-2 adım atmasıyla da durdu. Derek'in geniş sırtından dışarıyı göremiyorum ama duyabiliyorum.
Yağmur yağıyor, bu yüzden direkt içeri geçtim ve koltuğa oturdum. Çünkü biliyordum ki hayvanat bahçesine gidemeyeceğiz. Derek bunu anlamış olacak ki mutfağa gitti ve elinde iki kahve kupası ile geri döndü.
Ayrıca söylemem gerekli ki bu yağmur hoşuma gitmedi. Yani sanki doğal değil de büyüyle yapılmış gibiydi. Biliyorsunuz daha öncede bir hayatım vardı ve orada da az buz uğraşmıyorduk böyle şeylerle, böyle şeyleri tanırım.
***********************
Kupamdaki kahve bitince ayağa kalktım ve mutfağa doğru gidip kupayı mutfak tezgahına koydum ki Mutfaktan çıkmadan önce de ellerimi tezgaha dayayıp iki dakika ayırdım kendime. Üzerimde hissettiğim büyü baskısı beni boğacak raddeye gelirken bazen nefes almamı bile zorlaştırıyor.
Alabildiğim kadar derin bir nefes alıp mutfaktan çıktıktan sonra yukarı kattaki lavaboya gittim ve lavabodaki işlerimi halledip çıktım. Merdivenin başına geldiğimde başımın dönmesiyle korkuluklara tutundum ve öyle aşağıya inmeye başladım ama ayağımın birbirine dolanmasıyla gözlerimin kararması aynı ana denk geldi takıldı ve merdivenlerden düşmeye başladım o anda her şey gözümün önünden geçti.
New Orleans'daki büyücü, yapay yağmur, ayaklarımın birbirine girmesi, Derek'in aksi oluşu ve bir çok şey. Aşağıya vardığımda nasıl bir pozisyonda olduğumu bilmiyorum ama hissettiğim yoğun acı ve kan bile normal değil çünkü sadece merdivenlerden düştüm. Sık sık nefes alıp verdiğim sırada da Derek aceleyle içeriden çıktı ve beni görünce gözleri sonuna kadar açıldı.
"Sikeyim" hızlıca yanıma gelip kafamı elleri arasına aldığında yüzüne bakmamla sakinleşmiştim bile açıkçası.
"Şştttt tamam tamam iyisin tamam." kafamı salladım hafifçe
"Sorun değil, sorun değil iyiyim" derken de sık sık nefesler alıyordum.
"Tamam tamam seni içeriye taşıyacağım ve birden kaldıracağım hazır mısın?" kafamı salladım. Ama yavaş bir biçimde kalktığında başıma giren ağrıyla sızlandım hafifçe
"Derek çabuk ol" çabucak beni içeri götürtüp koltuğa koydu ve yanıma oturup acımı almaya başladı ama o da derin derin nefes almaya ve damarları siyah olmaya başlayınca elimi ondan hızla çektim.
"Yapma senin canın yanacak"
"Sorun değil"
"Hayır hayır gerek yok zaten iyileşiyorum" dediğimde saçlarımı geri atıp kafamdaki yaraya bakmıştı ki büyük ihtimalle iz göremediği için salladı kafasını.
"Özür Dilerim"
"Neden?"
" Bugün için, seni zorlamamalıydım. Aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum. Ne istersen giyebilirsin ve ben buna karışamam. Aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum bile"
"Problem değil bebeğim, bunu anladığın için teşekkür ederim" Acımın azalması gerekirken gittikçe artmasıyla başımı Derek'in boynuna yasladım. Hissettiğim büyü hem beni hem de onu zorlarken elimde büyü olduğuna dair tek bir kanıt bile yoktu ama büyüyü nerede olsa tanırım ben.
"İzin ver acını alayım"
"Hayır, hayır sorun değil. İyiyim" kafasını iki yana sallayıp yüzümü tuttuğunda ben ne olduğunu anlamadan dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Şaşkınlıkla ona karşılık verdiğimde onu öptükçe kendimi daha iyi hissettiğimi ve yaramın daha çabuk iyileştiğini hissettim. Acımı almasına izin vermediğim için öperek acımı alan sevgilimden ayrılamıyorum bile. Bir süre sonra o benden ayrıldığında alnını alnıma yasladı.
"Teşekkür Ederim, acı almak için uygulanan en güzel yöntem" birbirimize sadece bakarken dayanamayıp kollarımı Derek'te sardım o da bunu bekliyormuş gibi hemen kollarını belime sardı. Çok güzel kokuyordu ve bu koku onun kendi kokusu sanırım. Yani Parfüm olsa anlardım dimi? Ayrılıp onun dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum derken öpücüğümü ilerletti ve daha derin öpmeye başladı. Oturduğu yerden kalktı ve koltukta üstüme çıktı. Dudaklarımdan dudaklarını ayırıp boynumu öpmeye başladı. O anda gözümün önünde Breaden'i nasıl öptüğü canlandı.
" Derek.. Derek Dur" o beni duymazken daha hazır olmadığımı da fark etmem uzun sürmedi
"Derek ben hazır değilim lütfen yapma" titreyen sesime karşılık vücudunun kasıldığını hissettim
"Angela sorun değil ne zaman istersen o zaman dururum ama sakın korkma. Senin gibi korkusuz bir kızın bana dur derken sesinin titremesini istemiyorum" dediğinde sessizce kafamı salladığımda alnımdan öpüp bacaklarımın altından ve sırtımdan tutarak beni kucağına aldı.
"Hey napıyorsun?"
"Seni odamıza götürüyorum ki uyuyabilesin, saat daha erken ama acın diner biraz."
"Tamam teşekkür ederim "
Odamıza götürüyormuş bizim odamıza onun değil de bizim odamıza yani biz canım biz sadece o değil BİZ
Ben bu saçma düşünceleri kafamdan kovdum ki tam o sırada da odamıza geldik, beni yatağa yatırdı ve o da yanıma yattı tam ben uykuya dalacakken söylediği iki sözcük dikkatimi çekmişti ve bende cevap verdim.
"Seni Seviyorum"
"Ben de seni"
----------------------------------------------
Veee yeni bir bolumle karsinizdayim neyse bu bolum fazlasiyla DEREK & ANGELA iceriyordu.
Sinir
5 oy
2 yorum
