1 hafta sonra-
''Tünel girişi kilitli. Her şey kilitli.'' Diyerek nefes nefese içeri girdi Lydia. Bir planımız vardı ve işe yarayacak. Yaramak zorunda.
''Sizce bu onları tutacak mı?''
''Muhtemelen hayır.'' İşte yine ve yine umutlu bir Lydia... Derek ise tüm gerçekçiliğini kullanarak konuştu.
''Kesinlikle hayır.'' Yavaşça adımlarımızı içeriye doğru yönlendirip buzdolabı gibi şeyin önüne geldik bu şeye sadece Scott girecekti. Neden bilmiyorum ama Stiles'a herkesten daha yakın gibi geliyordu bize. Hem de hepimize.
''O şey ne kadar soğuk olabiliyor?''
''Bir cehennem tazısına yetecek kadar soğuk. İsaac'e verdiğimiz buz banyosu kadar değil ama vücut ısını normal bir insanın hayatta kalma eşiğini geçecek seviye de düşürecektir.''
''Peki kıçımızı dondurmanın hatıralarımızla ne ilgisi var?'' evet bu hayatımda duyduğum en mantıklı şeylerden biri. Gerçekten!
''Kalp atışınızı yavaşlatacak trans benzeri bir duruma sokacak.'' Derek konuşurken hayranlıkla baktım ona, bu adamın her konuda bir fikri var!
''Hipotenik gerileme. Nasıl çalıştığını çözebilirsek tabi''
''Burada başlat tuşu var o kadar da zor olacağını sanmıyorum.'' Yüzümü buruşturarak baktım.
''Bunu ne kadar süre yapacağız?''
''Liam ve Stilinski bize ne kadar süre kazandırabilirse'' Scott üstündeki tişörtü çıkartıp buzdolabının kapağını açtı ve içine girdi. O içeri girdiğinde Lydia kapağını kapattı ve Malia da tereddütle 'başlat' tuşuna bastı.
''Tamam gerçekten soğuk. Çok ama çok fazla soğuk.'' Scott'un titreyen sesi üzülmeme sebep olurken derin bir nefes aldım
''Peki, peki şimdi ne yapmalıyız? Onunla konuşacak mıyız? Ne yapacağız?'' Gözlerimi Derek'e çevirip bir şey beklediğimde bu sefer o da sessiz kalmıştı.
''Onu yönlendirmeliyiz. Odaklanmasını sağlamalıyız.'' Lydia emin değildi ama yine de bir şeyler söylüyordu işte.
''Scott onu düşünmek zorundasın. Stiles'ı düşün. Ona odaklan. Onu zihninde canlandır. Nasıl göründüğünü, neler söylediğini.''
''Bir problem var. Bir şeyler ters gidiyor.'' Derek'ciğim sert sesiyle konuştuğu anda Scott'un eli cama çıkmıştı. Malia ise buna daha fazla dayanamamış gibiydi.
''Tamam, onu oradan çıkartıyorum. Bu kadar yeter.'' Lydia ise onun kolunu tutup engelledi onu.
''Bekle!'' dediği anda Scott transa girmiş elini camdan çekip arkasına yaslanmış gözleri de kırmızı olmuştu.
''Scott! Beni duyabiliyor musun?'' Scott'a baktığımda ise kırmızı gözleri solmuş yani eski haline dönmüş ve yavaş yavaş kafası düşüyordu. Yavaşça makineye vurmaya başladım.
"Scott sakın uyuklama. Hey Scott' kime diyorum ben? Gözlerini açık tutmak zorundasın'' gözleri yarı açık bir şekilde kafadınj kaldırmaya çalıştı.
''Deniyorum.''
''Uyku değil bu. Sanırım bilincini kaybediyorsun. Ve eğer sen bilincini kaybedersen biz de seni kaybederiz.'' Scott yavaşça gözlerini kapatıp açıyor sanki bir şeyler hatırlıyor gibi çevresine bakınıyordu.
''Onu bir hatıranda bul. İyi ya da kötü sadece bul!'' Scott ise gerçekten bir transa girmiş ve habire kafasını bir oraya bir buraya oynatıyordu.