Kapıyı açıp eve girdiğimde tam da bıraktığım gibiydi hiçbir eşyanın yeri dahi değişmemişti. Sırt çantamı kenara bıraktım ve arka cebimden motoru sürerken düşürmemek için dua ettiğim telefonumu çıkarıp gruba mesaj attım ben oradayken gruba arada katılıyordum pek olay yoktu
' Döndüm Bebekler :) ' mesajı attıktan sonra yukarı çıktım ve üstümü değiştirdim banyo yapma gereği duymadım çünkü gelmeden önce yapmıştım banyomu. Oradayken saçlarımı boyatmış ve kestirmiştim şuan saçlarım sarı aslında dipleri hala biraz kahverengi ama çoğunluk sarı ve Damon bununla gerçekten ama gerçekten çok dalga geçmişti. Telefonuma tekrar baktığımda bana mesaj atmamışları. sanırım görmediler Neyse bende azıcık uyuyayım, koltuğa yattım ve gözlerimi kapattım.
***************************
Hay anasını bu nasıl bir zil böyle ne kadar cırtlak bir sesi var yakında bunu değiştirmeliyim. Yoksa deliririm ya da zili komple mi yok etsem ne yapsam? Söylenerek koltuktan kalktım ve kapıya açmaya gittim. Kapıyı açtığım anda üzerime 3 adet hayvan atladı, onlar bana kollarını sarınca ben de onlara kollarımı sardım o üç adet hayvan benim burada ki en yakın arkadaşlarım; Malia Lydia ve Allison onlara sıkıca sarılıp ayrıldım sonra tabi ki de hemen İsaac'e sarıldım. O benim abim ve kesinlikle çok özledim onu. Oradan Jordan'a, sonra da kollarımı ondan çektim ve bize dik bir şekilde bakan Stiles'a çevirdim - Evet kollarımı çevirdim -
''Buraya gel Stiles, seni çok özledim '' omuz silkip beni onayladıktan sonra kollarımın arasına girdi. Stiles'dan ayrıldığımda küçük Liam'a baktım kollarımı açtığımda o da geldi kollarımın arasına girdi kulağına fısıldadım.
''Görmeyeli büyümüşsün Liam" ondan ayrıldığım da gözlerini devirdi bana
"16 yaşındayım nasıl hala büyüyebilirim ki?""Belki de ergenliğin etkisiyle uzuyorsundur" sinir bozucu şekilde güldükten sonra saçlarını karıştırdım. Onu bıraktıktan sonra koltuğa oturup hepsinin oturmasını bekledim
''Ee neler yaptınız ben yokken?"
''Hiçbir şey yapmadık çok sıkıcıydı asıl sen ne yaptın saçlarının yeni halini sevdim bu arada" Lydia'nın cevabıyla gülümsedim. Bence de yakıştı.
''İlk olarak Teşekkür ederim. İkinci olarak değişik hiçbir şey yok ama benim bir alışverişe ihtiyacım var her şeyin bitti'' Lydia'nın gözleri heyecan ile parlarken alışverişe gitmem gerekmese de bu ışıltılar için gidebileceğimi fark ettim
''Hiç teklif etmeyeceksin sandım hemen yarın gidebiliriz" gözlerim birden bire büyüdü
"Yarın mı çok erken değil mi?''
''Tabi ki hayır zaten ben de uzun zamandır gitmiyorum" diyerek omuz silkti
''Doğru söyle Lydia en son ne zaman gittin alışverişe?''
''Dedim ya çok oldu işte geçen haftaydı sanırım" deyince herkes gülmeye başladı.
"İşte ben de yıllık alışverişe çıkacağım falan" gülmeler gittikçe çoğalırken bir anda sessizleşip izledim onları. İyi ki ben yokken onlara bir şey olmadı.
"İyi ki ben yokken bir şey olmadı size" Stiles gözlerini devirip bana baktığında kaşlarımı kaldırdım.
"Angel farkındaysan bize sen yokken hiçbir şey olmuyor ama sen geldiğin anda ya da geldikten biraz sonra işler karışıyor. Hayır anlamıyorum ki bu kadar mı uğursuzsun? Ya sen gelmeden iki gün önce başlıyor olaylar ya da sen gel-"
"Şştttt" şakayla söylediği şeyi yine şakayla kestim.
"Ne kadar uğursuz biri olduğumu anlatmaya devam edeceksen ben gideyim de sen rahat rahat konuş"
"İnan şu anda sa çok rahatım" deyip ağzını açtı ve konuşacak gibi yaptı ama benim ölmeye yakın bakışlarımı gördüğünden olsa gerek sustu ve güldü. Gözlerimi devirip yan yana oturan Lydia, Allison ve Malia üçlüsüne döndüm
''O zaman yarın alışverişe çıkıyoruz on ikide buluşuruz hatta sen arabanla beni almaya gel. Nasıl fikir?" Lydia hafifçe kafasını salladığında kollarımı açıp gerindim biraz. Çok uykum var.
"Siz burada kalabilirsiniz ama şu an ben yukarı çıkıp uyuyacağım. Siz isterseniz takılın burada isterseniz de gidin fark etmez" deyip koşarak merdivenlerden çıktım ve odama girip kendimi yatağa attım.
Buraya gelip de Derek'i görememek bana çok tuhaf hissettirdi çünkü ne zaman bir yerden gelecek olsam ilk önce koşa koşa çatı katına giderim ama şimdi sadece eve geldim ve onlar geldi bana.
Derek'e eski sinirim var mı diye sorarsanız asla yok ama hala içim acıyor. Ne zaman içten içe onu affetmeye çalışsam o görüntü geliyor aklıma. Ama o akşam bana kızması da geliyor ve sanki bir suçu yokmuş gibi de hissediyorum diyorum ki şaşkınlıktan oldu. Aman, şu an bunu düşünemeyecek kadar yorgunum sanırım.
******sabah******
Gözlerimi kırpıştırarak açtım yataktan kalktım ve kafamı ovuşturdum başım ağrımış be. Yatağın diğer ucundaki telefonumu elime aldım ve saate baktım saat 11'i 19 geçiyor ayyy sıçtık ne ara hazırlanacağım ben hemen o acele ile kendimi duşa attım ve yaklaşık 5 dakikalık çok kısa bir duşun ardından hemen giyinip saçlarımı kuruttum.
Saate baktığım da saat 11.43'dü Lydia da on yedi dakika sonra geleceğine göre yedi dakikam var, her zaman on dakika önce gelir. Kartımı telefon kılıfının arkasına koyup telefonumu da arka cebine yerleştirdim ve aşağıya koştum, yemek yemek için ama daha dün geldiğim ve buzdolabının bomboş olduğu gelince aklıma koltuğa attım kendimi. AVM'de de yapabilirim kahvaltımı.
Oturduğum yerden mutfağa doğru baktığımda aklıma gelen Derek'le kafamı iki yana salladım. Düşünme, düşünme, düşünme. Hala o kızı neden atmadığını sorgularken buldum kendimi. Hayır neden yani neden? Belki de şaşırdı ve ancak kendine geldiği zaman attı onu üstünden. Ama sonuçta o kız onu öptü mü? Öptü. Ben böyle bir şey yapsam olay daha da büyür müydü? Büyürdü. Derken kapı zili ile dikkatim dağıldı.
"Geliyorummm'' koşarak kapıya gittim tabi ki de Lydia
''Hadi gidelim" deyip beni arabasına çekiştirdiğinde zorla kapattım evimin kapısını. Arabasına bindiğimde Allison ve Malia yoktu büyük ihtimalle Allison'ın arabasıyla geçeceklerinden sorma gereğinde bulunmadım bile.
Alışveriş merkezine girdiğimizde bugün çok yorulacağımı göze almıştım.
''Lydia Allison'lar nerede ''
''Onlar daha gelmedi, hatta daha yeni çıktılar galiba ''
''Oley hadi yemeğe gidelim ben hiçbir şey yiyemedim''
''Tamam" bu sırada AVM' ye giriş yaptık ve direkt en üst kata çıkıp kahvaltı yapılan bir yere oturarak siparişlerimizi verdik. Allison'ların yaklaştıkları haberiyle de fazlasıyla hızlı tükettik siparişlerimizi ki fazla hızlı yemiş olmalıyız ki kalkıp bir mağazaya girdiğimizde bile ortalıkta yoktular.
Lydia kıyafetlere bakmaya başladı ben de bu arada Lydia'nın üstündekilere bakmaya başladım siyah bir etek beyaz bol bir tişört ki tişörtü eteğin içine sokmuştu bu da çok güzel durmuştu kırmızı bir çanta ve kahverengi ayakkabılar az makyajlı bir surat çok güzel olmuştu yav bir de bana bak çapulcu gibi geziyorum etrafta.
''Angelaa şuna bir baksana çok güzel değil mi?" Lydia'nin zevkine güvendiğim için ne seçtiğine hiç bakmadan
"Evet Lydia çok güzel '' dedim ve elimdekilerle ilgilenmeye devam ettim o mağazadan çık bu mağazaya gir bütün günümüzün bu şekilde geçeceğine artık emindim yani Sıkıcı.
***************************
ben bu bölümün sonunu yazmıştım aslında ama silinmiş bir de yayımlamıştım üzgünüm kısaca bu kadar