"Uyan yoksa su dökeceğim. Angelaa" dediğinde birden gözlerimi açtım. Bunu yaptığımda her zaman korkardı.
"Aman Tanrım Angela unutmamışsın" gözlerimi devirdim.
"Sadece bir senedir yokum Caroline, ne sandın her şeyi unuttuğumu falan mı?" O göz devirip bu sefer koluma vurdu.
"Ben nasıl odama geldim en son Klaus'un yanındaydım"
"Evet canım Sonra Klaus'un omzunda uyuya kaldın, Klaus Seni kucağına alıp odana çıkardı ki duvardaki fotoğraflarımızdan anladık ki burası senin odan neyse hadi aşağı inelim." kafamı sallayıp ayağa kalkmıştım ki o sırada başımın dönmesiyle Caroline beni tuttu.
"İyi misin?"
"İyiyim İyiyim sadece başım döndü." odadan çıktık tam merdivenlerden inerken konuşulanları duyuyordum. Rebekah konuşuyordu.
''Artık Gitmeliyiz İşlerimiz var bak ben de buradan gitmek istemiyorum çünkü ilk defa Angela'yı özlemişim'' dediğinde gülümsemeden edemedim, gelmesi iyi olmuştu ama bir Elena ya da Bonnie etmezdi. Merdivenlerden indiğimde sadece İsaac buradaydı.
"Hey bizimkiler nerede?"
"Evlerine gittiler" yüzümü buruşturup yanına oturdum
"Neden?"
"Burada boş boş oturmak yerine evlerine gittiler" bu bana trip tepkisiydi
"Üzgünüm sadece onlardan o kadar ayrı kaldım ki onları çok fazla özledim zaten yarısı da burada değil" derin bir nefes alıp gülümsedi
''Sorun değil" şirince ona gülümsediğimde hafifçe öptüm yanağını
"Şimdi onların yanına gitmeliyim sanırım Gitmekten bahsediyorlar" kafasını salladığında hızlıca kalkıp yanlarına gittim
"Neden gitmekten bahsediyorsunuz? Dün geldiniz daha" dediğimde Caroline saçmalamaya başladı
"Biz öyle bir şeyden bahsetmiyorduk ne saçmalıyorsun sen" Ona kaşlarımı çatıp döndüğümde gözlerini kaçırdı benden
"Caroline ben bir kurdum anlayabiliyorum ve duyabiliyorum aptal gibi yalan söylemeyi kes'' Klaus konuşmaya başladı
"Bebeğim zaten kısa süreliğine gelmiştik, gitmemiz gerekiyor işte" Sinirlerim yavaşça yükselirken hafifçe boynumu kıtlattım.
"Oradan bakılınca aptal gibi mi duruyorum? Kısa süreliğine burada olduğunuzu zaten anladım, nedenini soruyorum siz?" Klaus yavaşça bana yaklaşıp kollarımı ovduğunda rahatlatıcı gözlerini seviyorum.
"Tedaviyi bulduk"
"Ne tedavisi"
"Vampirliğin tedavisi" şaşkınlıkla baktım ona
"İyi de asla kullanmayacağın bir şeyi onca zaman aradın bir de üstüne buldun şimdi de yok etmek için birini elinden alman mı gerekiyor yani?" şaşkınlıkla yüzüme baktığında ben gözlerimi devirdim.
"Kullanmayacağımızı nereden biliyorsun?" Yüksek sesle güldüm bu dediğime ama onlar şaşkındı
"Niklaus, seni en iyi ben tanırım sen Dünyanın en güçlüsü olmaktan vazgeçer misin?" büyükçe gülümsediğinde ben de gülümsedim.
"Beni o kadar iyi tanıyorsun ki"
"Biliyorum" Rebekah'ın boğazını temizlediğini duyduğumda ona döndüm.
"Bazen kıskanıyorum" gözlerimi devirdim ona.
"Bazen değil hep kıskanmalısın, ayrıca hain olmayı sen seçtin" Bir anda ağzı kapanırken gülümsedim ona.