Eve döndüğümde yaptığım şeye hala inanamıyorum onu affettim ki aynı sebepten dolayı ama bu sefer o kadar suçu olmadığına ben de iknayım. Ki bir daha Erica'yla beni bu şekilde ya da başka bir şekilde muhatap ederse onun kafasını koparacağım konusunda fazlasıyla ciddi bir konuşma yapmıştım. İçimde hissettiğim tuhaf hisle telefonumu çıkarıp Derek'i aradım. Bu kesinlikle benim dışımda gerçekleşen bir olay.
''Ben de tam seni arayacaktım, neredesin?"
''Evdeyim canım nerede olacağım" sesindeki endişeyle girdiğim kapıya bu sefer çıkmak için yöneldim.
''Tamam tamam Stiles'in evine acilen gelmen gerekiyor. Hızlı olabilir misin?"
"Evden çıktım bile. Herhangi birinizde bir şey var mı?" Motorumun anahtarını alıp kapıyı kapattığımda içimde bir endişe vardı.
''Yok merak etme sadece gel duvarında bir şey yazıyor ama olmaması gereken bir şey olduğunu anlamakçin zeki olmaya gerek yok''
''Tamam 2 dakikaya oradayım ''
''Tamam bekliyoruz '' telefonu kapattığında kaskımı takıp motora bindim. Sabah kombinime kıyamamıştım. Gerçekten iki dakika sonra Stiles'lardaydım. İyi de neden Stiles'lara yazmışlar ki? Ben olsam Lydia'ya falan giderdim. Kapıyı acele ile çaldım ve Allison açtı. Beni yazının yazdığı yere götürdü.
''अरे तुम और नहीं किसी को वहाँ मुसीबत हो जाएगी। अपने आप को और आप के आसपास उन लोगों के लिए ध्यान देना मैंने कहा कि मैं एक दिन वापस होगी ''
Bu Hintçe Bonnie yüzünden hintçe biliyorum Hintçe bilen olmadığından saf gibi bakıyorlar.
"Bazen gerçekten lanetli olduğumu düşünüyorum"
"Ben demiştim" dönüp Stiles'a dil çıkardım ve önüme döndüm.
''Lanet Size bela olacak bir başkasına değil. Kendinize ve çevrenizdekilere dikkat edin. Bir gün geri döneceğimi söylemiştim''
''Bi ara oturup hakkımızdakileri konuşmalıyız" omuz silkip kabul ettim.
''Bu Hintçe, Cadılık Hintlilerden çıkmış sayılır ve ben de Bonnie yüzünden biliyorum, zaten şu an bundan şüphelendim yani cadılardan. Ben bir Bonnie'yi arayayım '' telefonumu çıkartıp çabucak aradım onu.
''Hey Bon ne yapıyorsun ''
''Bir saniye bekle, Hope sadece bezini değiştiriyorum teyzecim sakin ol, ben daha 18 yaşındayım ya ne bez değiştirmesi Tanrı aşkına!" Sonuna doğru yükselen sesini duyduğumda kendi kendime gülmeden edemedim.
"Tamam geldim. Ne yaptığımı duydun sanırım." Biraz güldüğümde devam etti.
"Neden gerginsin?"
"Siktir, nereden anladın?"
"An, seni tanıyorum" gülümsemem genişlediğinde sormam gereken şeyi yönelttim ona.
"Şu anda arkadaşımın duvarında bir yazı var Bon, 'Lanet Size bela olacak bir başkasına değil. Kendinize ve çevrenizdekilere dikkat edin. Bir gün geri döneceğimi söylemiştim' diyor. Ne demek bu?" Derin bir nefes aldığında kaşlarım çatıldı.