Angela' nın ağzından
İsaac'in gönderdiğim mesajı aldığından fazlasıyla eminim. Stiles gittikten sonra çok önceden aklımda kalan ve planını yeni yaptığım şeyi uygulamaya geçirmeye başladım.
Nicolas Skole
Beacon Hills'in fazlaca şikayetçi olduğu katil, zorba ve işkenceci. Her seferinde bir şekilde hapisten çıkan ve insanlara zarar vermeye devam eden o adam. Belki de artık olmayacak
_____________________
Birkaç ay öncesinde her gün takip ettiğim adamın ezbere bildiğim rutininden dolayı onu kolaylıkla bulmuş, elindeki poşetlerle masummuş gibi yürüyen adama göz devirmiştim. Karanlık sokağa girdiği anda bulunduğum yerden aşağıya indim ve ram önüne denk geldim.
"Nicolas Skole" adını alayla telaffuz ettiğimde elindeki poşetleri yere bırakmış elini beline atmıştı.
"Buyrun"
"Cık cık cık cık, en yanlış hamle" dediğim anda elini belinden çıkarıp bıçağını gösterdi bana.
"Çekil git kızım başıma bela olma" sesli bir kahkaha atıp ona yaklaştığımda elindeki bıçağı ondan almam 5 saniyemi almıştı.
"Ne istiyorsun benden?"
"Canını" dönüşüp yüzüne baktığımda yaşadığı şok takdire şayandı.
"Ne olursun Bana Bir Şey yapma Sana Yemi-"
"Şttttttt" kocaman gülümseyerek söylediğim ve kocaman gözlerimle ona baktığım anlarda korkkusunu hissedebiliyorum.
"Şimdi ölümlerden ölüm beğen seçenekleri söylüyorum, kanını içerek bitirmesi, kanını içerek bitirmesi ve inanır mısın bilmiyorum ama kanını içerek bitirmesi aklına gelirse sorman yeterli." Çoktan yanıma gelmiş olan Elena'ya baktığımda biraz dizlerini kırıp selam verdi. Bana inanamayan gözlerle bakarken iğrenç görünen yüzüne rağmen sırıttım. Kulaklarıma Lydia'nın çığlığı dolarken önemli bir şey olmadığını sadece ölümü hissettiğini biliyorum, tehlikeli bir şey yok yani.
"Duydun değil mi?" Hafifçe kafamı sallayıp arkadaşıma döndüm.
"Duymamak mümkün mü? En yakın arkadaşım o benim" arkadaşımın kaşları çatılırken hafifçe kahkaha attım.
"Siz ailemsiniz bebeğim biliyorsun" gülümseyip kafasını salladıltan sonra geri döndü adama
"Hiç birini seçmesek olmuyor mu acaba?" dediğinde dudaklarımı düzdüm
"O zaman sen insanları nasıl öldürdüysen biz de aynını yapacağım, nasıl fikir? Daha az acı verici olmayacak." Elena yarım ağız gülümsedikten üzerine atlayıp dişlerini boğazını geçirip sonuna kadar içti kanını. O ise anlık çığlığından sonra hiçbir şey yapamamış, donup kalmıştı ki anında da ölmüştü zaten.
"Tadı da bok gibiydi, öğ" büyükçe bir kahkaha attığımda güzel yüzüne baktım.
"Teşekkür ederim El, kendim yapamasam da yapacak biri olduğu için teşekkür ederim" omuz silkip ağzının kenarından sızan kanı sildi.
"Rica ederim bebeğim, ayrıca seni görmek de iyi geldi zaten" ufakçs gülümseyip ona sarıldığımda ince kollarını sardı bana.
"Hadi eve geçelim, bu gece kal" benden ayrılıp kafasını iki yana salladığında kaşlarımı çattın.
"Yarın okul var" büyük bir kahkaha attığımda o normal bir şekilde bakıyordu aslında.
"Ciddiyim An, devamsızlıktan kalıcam her dersten"