Yine ve yine Derek de uyumuştum. Ama bu sefer saat 11 olmuştu yani en geç yarım saate yeniden uyurum. Sabah Stiles'ın beni almaya gelmemesi için ona mesaj atmam gerekiyordu. Yazık çocuğa da hiç bıkmadan usanmadan her gün beni almaya geliyor. Telefonumu alıp whatsapp grubumuza girdim orada Derek bile var. Evet hepimizin bildiği Derek.
STİLES'IN SIPAYDİLERİ
"Stilessss"
Stiles
Efendiiiiiim"Sen beni yarın almaya gelme taam mı? Derek bırakacak beni."
Stiles
Tamam, tamam.Lyds
Kızlar duydunuz mu? Yeni öğretmen gelmiş.Hayden
Evet, evet biz bugün Liam'la onun dersine girdik.Lyds
Çok yakışıklıymış öyle diyolar doğru mu kız?Hayden
Şimdi doğruya doğru yakışıklı valla.Mally
Oha be niye bizim haberimiz yok?Liam
Evet, girdik de zaten Hayden Hanım bugün gözlerini alamıyordu adamın üzerinden. Bir gülmeler falan ki adamın esprileri de güzel değil, bi sorulara cevap vermeler falan. Siz oradan anlayın ne kadar yakışıklı olduğunu.Hayden
Ne var yani bildiğim soruya da mı cevap vermeyeyim?Liam
Verme Allah Allah Verme."Ay yeter be kızım sizin sevgiliniz var boş verin hocaları. Şimdi Liam ve Hayden yatın uyuyun yarın yüz yüze konuşursunuz."
Telefonumu alarmı ayarladığıma emin olduktan sonra yatağın yanındaki masaya koydum ve Derek'e sarılarak uykuya daldım.
--
Sabah uyandığımda daha Derek kalkmamıştı. Yavaşça onu uyandırmadan ayağa kalktım ve doğruca masanın yanında ki çantamı aldım. Hızlıca çantamdan aldığım kıyafetleri üzerime geçirdiğinde okul için hazırım bile. Yukarı çıkıp mutfaktaki pırıl pırıl yeni tost makinesine baktım, bir önceki az daha ölecekti elimde. İkimize yetecek kadar tost yapıp tabağa koydum yanına da iki bardak portakal suyu aldım ve hepsini tepsiye koydum dökmemek için dikkatli bir biçim de yürüyordum ve ve ve ZAFER! Hiçbir şeyi dökmeden inebilmiştim. Tepsiyi yatağın yanındaki masaya koydum ve Dereğin üstüne atladım tabi ki de.
Derek hızlıca gözlerini açıp bana ufak bir gülümseme attıktan sonra beni çevirerek altına aldı. Gülümseyip ellerimi yanaklarına koydum dudaklarını dudaklarıma bastırdım. Onu öpmek hoşuma gidiyor, her zaman da gidecek. Dudaklarımı dudaklarından ayırıp altından hızlıca çıktım.
''Hadi uykucu hadi tostlar soğuyacak.'' Uysalca kafasını salladı ve o da benim gibi tepsinin içinde duran portakal suyunu ve tostunu aldı. Sanki biraz fazla sakin gibi, daha az konuşuyor falan ne oldu ki? Elimdeki neredeyse bitmiş olan yiyeceğimi tepsiye bırakıp Derek'e döndüm.
''İyi misin sen? Biraz fazla durgunsun sanki.'' Derin bir nefes aldı ve sıkıntıyla geri verdi. Elini tutup ona biraz daha yaklaştım.
''Ne oldu Derek? Bana anlatabilirsin. Hatta hemen anlat.''
''Dün Cora geldi sonra de gitti ya o biraz şey oldu birde, senin güvensizliğin de canımı sıkıyor. Haksızsın demiyorum kesinlikle haklısın zaten ama yine de canımı sıkıyor işte.'' elimdeki tostu tepsiye atar gibi bırakıp bana döndüğünde gözlerimi kaçırdım.
"Özür dilerim" içimdeki güvensizlik konusunda haklı olduğumu biliyorum ama haklı olmak bana hiçbir şey katmıyor işte. Haklı olmak istiyor muyum ki? İçimde geçiremediğim çok fazla yara var, görmezden gelebildiğim fakat geçiremediğim.