9. Bölüm: "Mafya"

556 54 16
                                    

Yeni bir bölümle karşınızdayım gençler. Bu bölüm, sizlere Ayaz'ı getirdim. Seveceğinizi biliyorum, çünkü onu ben de çok seviyorum. :) Yeni okuyucularım, hoş geldiniz! Umarım bu bölümü seversiniz.

NOT: Gelecek bölüm için beklentilerinizi yazarsanız sevinirim. :)

DİP NOT: 4.1K olduğumuz için teşekkürler. :)


*


"Orda mısın?"

Bu kız hala gitmemiş miydi? "Evet." Dedim hemen, aklımdakini sormalıydım. "Kimsin sen?"

"Ben..." Dedi ve yine duraksadı. "Ben Korhan Özkul'un kardeşiyim."

Aniden büyüyen gözlerime engel olamadım. Üstelik sol gözümü açmak için bu kadar zorladığımdan dolayı beklenmedik bir sancıya kapı aralamıştım. Yüzümü buruştururken aklımda hala bu şey vardı. Korhan... Onun gibi bir adamın nasıl bir kardeşi olabilirdi? Üstelik onun kadar psikopat bir adamın kız kardeşi varsa bile bu zamana kadar hayatta kalmayı nasıl başarabilmişti? Zira onun kardeşi olacak kişi ya Korhan'ın istemediği bir şeyi yaptığı anda ölmüş bir insan olarak tarihe geçerdi, ya da...

Ya da bu kız gibi hayatı boyunca dört duvar arasına kapatılırdı.

Evet, bu da onun neden hala burada olduğunu açıklıyordu. Fakat kalacak yeri olmadığını söylemişti. O halde burada isteyerek kalıyordu. Bir insan böyle bir yerde nasıl isteyerek yaşamını sürdürebilirdi ki? Gerçekten, onun düşünce tarzını ne kadar istesem de anlayamıyordum.

"Ne düşünüyorsun?" dedi sonunda, kendi içimde sorularımı cevaplamaya çalışırken onun hala burada olduğunu unutmuştum.

Cevap veremedim. Korhan'ın kardeşine ne kadar güvenebilirdim? Neden onca zamandır ben işkence çekerken, tenimin her bir zerresinde o acıyı duyarken değil de şimdi gelmişti? Neden tam sekiz gün sonra, ben yeniden cehennemi yaşıyorken geliyordu? Ben umutlarımı tüketirken o neredeydi?

"Benden tiksiniyor musun?" dedi bu kez.

Yine cevap veremedim. Korhan'a her zaman nadiren gelen iyi huylu halleri nedeniyle azıcık da olsa sempati beslemiştim. Ta ki ikinci kez bana işkence yapana kadar. İlkinde Erva'nın doğumundan yaklaşık iki ay sonra beni bir katil olmaya zorlamıştı, ben kabul etmedikçe daha fazla işkence yapmıştı ve ben buna iki hafta dayanabilmiştim. Sonrasında duyguları elinden alınmış etten kemikten bir heykele dönüşmüştüm. Bana, bir katilin nelere ihtiyaç duyacağını, cinayetin işleniş esnasında nasıl hareket etmesi gerektiğini ve her türlü silahın nasıl kullanılacağını öğretmişti. Sesimi çıkarmadan, her birini bir gün onun canına kast edeceğim günü düşünerek öğrenmiştim. Ama sonra... Sonra Korhan'ın izin verdiği günlerde Erva'ya kavuştum ve buzdan duvarlarım ilk kez o zaman çatlamaya yüz tuttu. İkinci darbe –ve en yıkıcı olanı- ise Umut'tu.

Onu Ayaz'dan sonra ilk gördüğümde tamamıyla sarsıldım. Ve sonrasında artık hissedebilen bir katil olarak devam etmek zorunda kaldım. Korhan'a belli etmemeye çalışsam da ilk cinayetimi işlediğim zamanlardaki gibi geceleri kâbuslar görüyor ve uykularımdan titreyerek uyanıyordum hala. Yaptığım her seçim, masumiyetimin son kırıntılarını da bitirirken ve hayatımı böylesine mahveden psikopat bir adam benden yüzsüzce sevgi beklerken ben onun kardeşine nasıl güvenecektim?

"Ben..." Dedi kız. "Özür dilerim, abim adına yani."

Dudaklarımdaki yaraları umursamadan dişlerimi sıktım. Hiçbir şey, ama hiçbir şey Korhan'ın bana yaptıklarını telafi edemezdi. Bebeğimin ilk bir yaşını ona sarılıp kokusunu içime çekerek geçirmeliydim, onu emzirememiştim bile! Hayatımı özgürce yaşamalıydım. Bir mimar olup her gün ofisimde çizim yapmalıydım, katil olmak da neydi?! Sevdiğim adamla yeniden barışmak için elimden geleni yapmalıydım. Ama gel gör ki hayatımı yaşamayı bırak, serçe parmağımı bile kıpırdatamayacak kadar çaresiz ve zavallı bir insandım ben.

MasumiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin