21. Bölüm: "Yapboz"

196 10 2
                                    

Merhabalar, bu bölüm pek içime sinmedi ama daha fazla geciktirmek istemedim. Keyifli okumalar. :)



Nil ile geçirdiği güzel günün sonrasında buruk bir duygunun yüreğine aktığını hissetti Kaan. Güzel bir kahvaltı, sinema, luna park macerası ve son olarak da akşam yemeği eşliğinde harika bir sohbet keyfi yapmışlardı birlikte. Ve aslında dışarıdan baktığında önyargıyla yaklaştığı bu kızın birçok güzel yönünü öğrenmişti.

Mesela içten bir gülümseme yüzünü aydınlattığında gözlerinin kenarlarında oluşan geçici kırışıklıkların ihtişamını ilgiyle izlemişti. Takım tutmadığını, voleybola ilgi duyduğunu ve yılanlardan aşırı derecede korktuğunu; hatta ismini duyunca bile bedenini ürperten o titremeyi bizzat görüp öğrenmişti. Ayrıca yemek zevklerinin de aynı olduğunu yine aynı anda sipariş ettikleri yemeklerle kanıtlamışlardı.

Hayalleri olan bir kızdı Nil ve hayallerini gerçekleştirmek için hayatla verdiği ölümcül savaş Kaan'ı derinden etkiliyordu. Kendisinden sakladığı bir şeyler olduğunu elbette biliyordu, fakat tüm bunları zamanla öğrenecekti.

Birlikte geçirdikleri tüm o güzel saatler bittiğinde, arabayı bıraktıkları park yerine doğru yavaşça yürümeye başlamışlardı. Günün son ışıkları, onları arabalarına uğurlarken içten içe ikisi de günün devamını dilemekten alıkoyamıyordu kendini.

Kaan, birden durup genç kıza döndü. "Nil."

Güzel kız ona bakıyordu şimdi. "Efendim?"

"Bugün çok güzeldi. Bir daha tekrarlayalım mı?"

Birkaç saniye bekledikten sonra sorduğu sorunun karşılığında reddedilmekten korktuğu için çekingen bir tavırla baktı ona. Lakin genç kız, onun omuzlarının arkasında bir yerlere bakıyordu.

"Ne oldu?" dedi endişeyle.

"Onlar, buradalar."

"Kim," diye sorarken hemen ardına döndü. Gördüğü takım elbiseli adamların kimin tarafında olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yoktu, zira Korhan'ın sağ kolu Serdar da onların arasındaydı.

"Siktir," diye fısıldadı dudaklarının arasından.

"Kaan, gidelim." dedi Nil, duyduğu muazzam korku yüzünün her köşesinden akıyordu.

Yutkundu genç adam. Gidemezlerdi, çünkü dikkatle baktığında otoparkın çevresinde kendilerini gözleyen birçok adamın varlığını fark etti. Muhtemelen onlar da Korhan'ın tarafında olacaktı. Bir çıkış yolu bulmalıydı, ne yapıp edip Nil'i oradan çıkarmalıydı. Korhan'ın, Nil'in kardeşi olmasına rağmen genç kızı almak için buraya bu kadar adam yollayacağını sanmıyordu Kaan. Bu kadar adam, kendisi için buraya yollanmıştı.

Ama neden, diye düşündü.

"Merhabalar Cellat, Nil Hanımın yanında oldukça iyi vakit geçirdiğin belli. Keyfin yerinde," dedi Serdar birkaç adım öne çıkarken.

Kaan, hafifçe gülümsedi. "Bu kadar adamı bana selam vermek için mi getirdin?"

Serdar, hafifçe gülümser gibi oldu. "Seni götürmek için. Nil Hanımla bir problemimiz yok, zira beyefendi şu an başka meselelerle ilgileniyor. Fakat Korhan Beyin sabrı taştığında onun da ev hapsine tabii tutulacağından eminim."

Kaan, içgüdüsel bir hareketle elini Nil'in koluna yerleştirdi. "Nil ile hesabınız bitti. Korhan pisliği ona ağabeylik yapsaydı bu kız ondan kaçmazdı. Kardeş olmak, kardeşini hapsetmek değildir."

MasumiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin