12. Bölüm: "Ateşler İçinde"

608 36 52
                                    

Desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkürler, sayenizde Romantik kategorisinde 251. sıradayız. :) Bu bölüm tamamen geçmişte olanları anlatıyor, artık geçmiş konusunda hiçbir sıkıntı çekmeyeceğinizi umuyorum. Ayrıca bölüm, şimdiye kadarki en uzun bölüm, sabahtan beri yazana kadar canım çıktı. Dolayısıyla bunun karşılığını beklemek hakkımdır. Ayrıca aklınızda soru işareti olursa aşağıya yorum yapın, mutlaka dönerim. :)

Bundan sonra şimdiki zamandan devam edeceğiz, geçmiş sahneleri sadece Umut ve Elvan'ı kapsayacak; fakat bu durum çok sık olmayacak.

Bu arada yeni gelen arkadaşlarımıza "Hoş geldiniz," diyorum ve bölüm ithafını beni yorumlarıyla hiç yalnız bırakmayan @BrokenHeartttt nickli üyemize yapıyorum. Keyifli okumalar gençler. :)

NOT: Vote ve yorum sayısı ne kadar çok olursa yeni bölüm o kadar çabuk eklenecek, haberiniz olsun. :)


*


2 Sene Önce

Gözlerimin narin perdeleri aralandığında, tanımadığım bir yatakta ve bir adamın kolları arasında uyandığımı fark ederek hafifçe telaşlandım. Etrafıma bakındığımda, gece mavisine bürünmüş bir odayla karşılaşmıştım. Bu, boğucu değil; aksine huzur veren bir odaydı. Yatağın karşısındaki duvar, boydan boya aynalarla kaplıydı. Gardırop, benim tarafımdaki duvara monte edilmişken aynalı komodin de kapı tarafındaki duvara dayalıydı.

Odayı izlerken düşüncelerimi toparlamaya çalışıyordum. Dün gece yaptıklarımdan oldukça utanmıştım. Hele ki yanımdaki bu adamın yaptıkları...

Artık bir kadındım, yanımda uyuyan bu adamın kadınıydım.

"Günaydın yaramaz şey," diye fısıldadı erkeksi sesi. "Zaten tüm gece uyuyamadım, şimdi de kıpırdanarak uyutmuyorsun beni."

Bir hışımla ona döndüm. "Ya Ayaz! Öyle söylemesene!"

Yüzüne bakmaya cesaret edebildiğimde, onun mutlulukla ışıldayan o güzel gülümsemesini görüp ben de gülümsedim. Siyah saçları dağınık, yüzü ise uyku mahmuruydu. Bir de üstüne çıplak, kaslı göğsü eklenince karşısında erimemek elde değildi. Evet, ondan etkileniyordum; sonuçta o benim kocamdı. Hele ki dün geceden sonra bu gayet normaldi. Olanları, duygularımı unutmaya çalışmak bundan sonra tek şansımdı ve ben kocamla başladığım yeni hayata sıkı sıkı tutunacaktım!

Ben düşüncelerimin girdabına dalmışken, Ayaz ince çarşafın altından hareketlenerek bacaklarımın arasına yerleşti. Dirsekleri iki yanıma dayanmışken dudakları önce saçlarımı, ardından alnımı buldu. Ona baktım, dudaklarında haylaz bir gülümsemeyle kahvelerini bana dikmişti. "Şu halimize bir bak Elvan." Dedi bana.

Baktım, cidden baktım. Esmer teni, beyaz tenimle mükemmel bir uyum içerisindeydi. Sanki kutsanmıştık, öyle bir huzur haresinin içerisindeydik ki kıyamet kopsa huzurdan başka bir şey hissedemezdim.

"Sen de görüyorsun benim gördüklerimi." Dedi gözlerinde gündüze inat ışıldayan binlerce yıldızla.

"Evet," diyebildim sadece.

Dirseğini kaldırmadan, sol eliyle saçlarımı okşadı ve geceden kalma şişmiş dudaklarımı okşarcasına öptü. "Biz evlendik Elvan, sen artık benimsin ve yaşadığım sürece benim kalacaksın." Sağ eli, sol bacağımı usulca okşuyordu. "Böylesine güzel, kutsal bir andan utanma."

İçimi çektim ve yeniden ona baktım. İçi de dışı kadar güzel bu adam, kendini bana adamıştı ve benimdi. İçimde sızlayan derinlerde bir parçam, buna tepki gösterse de gerçeğin ben de farkındaydım. Ayaz, benim için muhteşem bir ödül olabilirdi ancak. Onu hayatımda bulunan "kötü" sıfatını hak eden insanlar arasına yerleştiremezdim.

MasumiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin