𝘪 𝘧𝘦𝘭𝘭 𝘪𝘯 𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘵𝘩𝘦 𝘥𝘦𝘷𝘪𝘭, 𝘳𝘴𝘬

apartment 402

I Fell In Love With The Devil Tanıtım Videosu.

𝅘𝅥𝅮 Alice Phoebe Lou, Ocean

Bölüm 1
apartment 402

Gümüş anahtarını kapısının kilitlerini açmak için kullandı ve içeriye girdi.

Ardından kapıyı ittirip elindeki siyah deri çantayı bir kenara fırlattı ve ayağındaki yüksek topuk botlarını çıkararak kenara bıraktı.

Berbat bir yorgunluk bir sis dumanı gibi bedenine çökmüş, düşüncelerine kadar her şeyin bulanmasına sebep olmuştu.

Salonun ışığını yakarak lavaboya girdi.
Yalnız yaşıyordu ve gece olduğunda karanlığı sevmiyordu.

Lavaboda soğuk su ile yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı.
Çalıştığı iş çok fazla yoğundu ve bazı zamanlarda birkaç gün uyuyamadığı bile oluyordu.

Göz altlarındaki mor halkalara baksa da, bunu makyaj ile kapatabileceği için sorun etmedi.
Lavabodan çıkarak yatak odasına girdi.

Odasındaki led ekran televizyonunu açarak kısık bir ses ile yarım bıraktığı dizisini açtı.

Üstündekileri yavaş yavaş çıkardı.
En sonunda tüm bedeni çıplak kaldığında, dolabına doğru adımladı ve gri eşofmanlarını alarak giyindi.
Sütyenini bir kenara bırakıp kendini siyah nevresimlerle sarılan yatağına bıraktı ve ekrandaki diziye gözlerini dikti.

--

Yarım saatin sonunda uykusuna yenilmek üzereydi. Gerçekten çok yorgundu ve diziyi izlemek için gözlerini açık tutamıyordu.

Gözleri, televizyonun üstündeki saate kaydı. Saat gece yarısını geçeli çok oluyordu.

Televizyonu kapattı ve yatağının yanındaki abajuru açtı.
Battaniyesinin altına girdiğinde içine çöken derin bir huzursuzluk bulunuyordu.

Dakikalarca uyumaya çalıştı. Sağa döndü, sola döndü, ancak sonunda uyuyabilmişti.
Çok geçmeden irkilerek hafif uykusunun kolaylıkla bölünmesine sebep olacak bir şey oldu.

Kapısının üç kez tıklatıldığını duydu.
Chaeyoung gözlerini korkuyla açmıştı. Bu saatte kimin kapısını böyle çalabileceğini düşünemeyecek kadar korkmuştu.

Korkusu damağına sızdı ve bir çöl gibi kuruttu.
Aralık hâlindeki dudaklarından aldığı kesik nefesleri ile yataktan çıplak ayakları ile çıktı.

Soğuk zemini ayağının altında hissettiğinde ürpermişti.
Siyah saten sabahlığını üstüne hızla geçirdiğinde, odasından çıkmak üzereydi ki, yatağının yan tarafındaki komodinde bıraktığı telefonu art arda titremeye başladı.

Chaeyoung hızla telefonuna yöneldi.
Ekranı açar açmaz tüylerini diken diken eden mesajlarla karşılaştı.

+82563***: Uyuyor muydun savcı?

+82563***: Yoksa uyutulmaya ihtiyacın var mı?

+82563***: Seni korkuttum mu?

Kapının tekrar üç kez tıklatıldığını duyduğunda, Chaeyoung'ın kalbi teklemişti.

"Kahretsin,"diye fısıldamıştı.
Bir savcıydı ve onu sevmeyen pek çok suçlu ve sabıkalı şahıslar vardı. İşini çok iyi yapan biri olduğu için kesinlikle sabıkası bulunan suçlular ondan nefret ediyordu.