öz

638 67 71
                                    

𝅘𝅥𝅮 Vorsa, self destructive

Bölüm 25
öz.

Ölü bir adamın solgun beyaz teniyle sarılan uzun parmaklarının arasından dökülen siyah küllerden ruhum akıyordu. Dudaklarımdan döktüğüm hiçbir cümlenin yanı başı boş değildi. İçten içe çürüyordum, onunla tanıştığım günden beri günden güne eridiğimi hissediyordum.

"İçeriye gir Leyak."diyen Jungkook'un emir dolu öfkeli ve güçlü sesini duydum. Tahammülsüz olmalıydı, yanımdan ayrılırken de gözlerinde hiçbir duyguyu okuyamamış, ne hissettiğini anlayamamıştım.

"O gerçekten güçlü bir kadın, sadece Vanth ve Glasya ile yapamazsınız."demişti Eunji yalvarır gibi.
Kaşlarımı çatarak kulağımı kapıya yasladım. Onları dinlemeye başladığımda, Jungkook'un sert soluklarını duymaktan korktum.
Glasya âlemlerinde birinin ismi olmalıydı, onu tanıyor muydum bilmiyordum çünkü Jimin'in âlemlerindeki ismini bilmiyordum.
Jungkook ondan övgüyle bahsetmişti.

"Bana ne yapacağımı söyleyecek son kişi bile değilsin, Leyak."diye tıslamıştı Jungkook.
Yavaşça yutkunurken Eunji'nin sessiz kaldığını duydum.

"Onu alt edebilecek güçlere sahibim, Aeshma'yı buraya çağır."dedi Eunji ısrarla. Sesinde bir yumuşaklık vardı, Jungkook ona ne kadar katı ve sert davranırsa davransın yerini biliyor gibiydi.

"Sana burada, onun yanında kalacaksın dedim. Emirlerimi ne zamandan beri sorguluyorsun Leyak?"dedi Jungkook boğazının gerisinden öfkesini boğarmış gibi çıkardığı boğuk bir sesle.

Koridorda konuşuyor olmalıydılar, kulağımı kapıya daha çok bastırdığımda Eunji konuştu.
"Ne zaman gideceksiniz?"demişti büyük bir kabullenişle.

Jungkook daha kısık bir sesle konuşmaya devam etse de, onu duyabiliyordum.
"Gece yarısından sonra, dolunay göründüğünde."

Eunji, "Dolunay mı?"diye sordu anlam veremezken.
Jungkook, "Büyüleri ve gücünün çekildiği tek vakit, dolunayın gökyüzünde olduğu vakittir."dediğinde Eunji derin bir nefes alarak konuştu.

"Odasında mı?"diye sorduğunda benden bahsettiğini biliyordum.
Kapıdan hızla geri çekilip yatağın üstüne oturduğumda, kalp atışlarım hızlanmıştı.

Adım sesleri odamın kapısının önünde durduğunda kapı yavaşça açıldı.
Eunji'nin koyu kahverengi saçlarını düzleştirdiğini görmüştüm ilk önce. Hemen ardından kapıyı kapatarak yüzündeki gülümsemesiyle bana baktı.

"Chaeyoung?"demişti açık kahverengi gözleri parlarken.
Gergin olduğum için parmak uçlarım soğuktu. Gülümsemeye çalıştığımda, "Ne zaman geldin Eunji?"demiştim sahte bir şaşkınlığı sesime serpiştirirken.

Eunji gülümseyerek elindeki araba anahtarını şifonyerin üstüne bırakıp üstündeki siyah deri ceketi çıkararak yatağın kenarına yavaşça attı.

"Fazla değil, birkaç dakika önce."dediğinde gülümseyerek başımı salladım.
Eunji yavaşça yatakta yanıma oturduğunda gözlerini üzerimde büyük bir dikkatle hissetmek fazlasıyla rahatsız ediciydi.

Gergin bir şekilde gözlerimi ona çevirdiğimde, hâlâ gülümsediğini görmüştüm. Ürktüğümde konuşmaya başladı.
"Pandora'nın yeni avıymışsın."dedi alayla karışık sorarcasına bir sesle.

Yutkunup elimi enseme attığımda, o kadar çok şey düşünüyordum ki, zihnim fazlasıyla bulanıktı. Cümle kurmak için kelimeleri güçlükle birleştirdiğimde dudaklarımı araladım.
"Saplantılı bir kadın olduğunu bara gittiğimiz gece onu ilk kez gördüğümde anlamıştım, ama büyü yapacak kadar gözü dönmüş biri olduğunu tahmin etmemiştim."

𝘪 𝘧𝘦𝘭𝘭 𝘪𝘯 𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘵𝘩𝘦 𝘥𝘦𝘷𝘪𝘭, 𝘳𝘴𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin