ruh ve beden üzerine

939 106 87
                                    

𝅘𝅥𝅮 STARSET, Let It Die

Bölüm 6
ruh ve beden üzerine

Son cümlesi zihnime belirsizliğin bedeninden damlayan son kan damlası gibi damladı.
Kaşlarımı çattığımda korkumun nefesiyle karışan sesimle konuştum.

"Ne demek bu?"

Bedenini tamamen bana doğru döndü ve ihtişamlı güzelliğiyle beni baş başa bıraktı.
Gözlerime baktığında korkumu baskılamaya çalışan bir iç savaş mensubu olarak göz teması kurdum.

Kanın yoğun olduğu kırmızı dudağının bir kenarı usulca teninde yukarıya tırmandı. Bu tebessüm gözlerine ulaşamayan soğuk, ürpertici ve tehlikeli bir tebessümdü.
Aradaki bir adımlık mesafeyi hızla kapatarak tekrar üzerime pusu kurarak eğildi.

İrkilerek başımı hafifçe omzuma doğru çevirdiğimde avuçlarına verdiği gücü, ellerini koyduğu siyah koltuğu küçük bir şekilde de olsa geriye ittirmişti. İrkilen ve bir kuşun kalbi gibi bunca korkuya dayanamayan kalbim tekrar hız kazanmıştı.

Sönmüş olmalarına rağmen sıcaklığını koruyan volkan kraterleri gibi sıcak nefesini tekrar yüzümde hissederken ruhuma atılan düğümleri teker teker çözecek kâbus gibi bir korkuyu yüreğime pranga olarak atıyordu.

"Ne demek biliyor musun?"diye alay dolu bir ses ile konuştuğunda ürpermiştim. Titrek nefeslerim dudaklarımın arasından ciğerlerime dolarken gözlerine bakamıyordum. Uzaklaşması için saniyeleri kovalarken, ne düşündüğümü biliyormuş gibi inatla bana biraz daha yaklaştı.

Burnunun yanağıma sürteceğini zannettiğimde kalbim ağzımda atmaya başlamıştı.
Dişlerinin arasından fısıldadı, özellikle nefesini tenime vererek.
"Sana vereceğim bedene karşılık, bana bedenini vereceksin. Sana bırakacağım ruha karşılık, ruhunu bana vereceksin. Karşılığında insan bedeninde evrenine dönebileceksin."

Bir kurt fısıldasaydı ancak böyle duyulabilirdi.

Dişlerimi sıkarken tenimin yanaklarımdan içeriye göçtüğünü tahmin ediyordum. Göğsümün yükselip alçalması, onun göğsüne temas ediyordu ve bu ruhumu karıncalandırıyordu.

Benden ne istemişti böyle?

"Gözlerime bak."diye emretti bir anda.
Yutkunmuştum ve bunun sesini bile duyduğuna emindim. Bana tekrar kalbimde sızı yaşatacak ve gözlerinde ateşleri yakarak üzerime püskürtecek gözlerine bakmak istemiyordum.

İçimi duyuyordu. Ruhumla artık özdü.
Bakmak istemediğimi bildiği için, çenemi parmaklarının arasında hissettim.

Korkuyla titrerken inler gibi bir mırıltısını duymuştum, incitmekten uzak bir ses ile yapmıştı bunu.
"Korkma benden."

Dişlerimi sıkarken yüzümü yavaşça kendine çevirdi. Göz göze geldiğimizde dudaklarım korkuyla aralanmıştı. Kalp atışlarım kulaklarımı sağır edecek cinsten uğulduyordu.

Elektriklerin ve ışıkların yüzlerce yıl önce söndüğü beklenti içindeki karanlık gözlerine baktığımda, yere yığılan ölü gülleri gördüm. Birisi siyahtı, diğerlerinin tamamı yanık bir kırmızı renginde etrafa saçılmıştı.
Sonra aniden görüntüler göz bebeğine çekildi ve geriye sadece boşluk kaldı. Gözlerime bakarken çene kasları sürekli seğiriyordu. Çene hattı kusursuz çalışan bir ressamın gölgeleme sanat eseri gibiydi.

"Yakıyorsun,"diye fısıldamıştım güçlükle. Çenem parmaklarının arasında ezilecek kadar büyük bir ısıyla yanıyordu.
Kaşlarını kaldırıp yavaşça indirdi ve gözlerini dudaklarıma kaydırdığında ağzımda atan kalbimi bir an kusacağımı sanmıştım.
"Biliyorum."demişti eşsiz sesiyle süslediği harflerle bir kelimeyi bana bırakarak.

𝘪 𝘧𝘦𝘭𝘭 𝘪𝘯 𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘵𝘩𝘦 𝘥𝘦𝘷𝘪𝘭, 𝘳𝘴𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin