sen bensin, ben senim

875 71 173
                                    

𝅘𝅥𝅮 Krobak, Broken

Bölüm 20
sen bensin, ben senim

Parmaklarımın altında bir cehennem vadisi kuruyordu. Buz düşen ateşler sönüyor, mevsimine küsüyordu. Ona dokunduğum her an bunu yaşatıyor olmak yüreğimde toz parçalarına dönen acının rengini demliyordu.

Kapının açılarak içeriye Taehyung'un girmesi ile, benim gözlerim hızla ona döndü. Jungkook'un hâlâ bana baktığını hissediyorken, birkaç saniye içinde ateş topu bakışlarını benden çekti.
"Aeshma... Aeshma'yı bul ve bana getir. Kaybedecek vaktimiz yok."demişti sert soluklarının arasından tok bir sesle.

Yanaklarımdaki elleri alev alevdi. Her zaman olduğundan daha sıcaktı. Öfkesi damarlarında yeni patlayan bir volkandan sızan lav gibi süzülüyor ve bana varlığını hissettiriyordu.

Taehyung'un gözleri kısa bir süreliğine bana değdiğinde, Jungkook'un sert emiri üzerine sessiz kaldı ve hızla odadan çıkarak arkasından kapıyı kapattı.
Kasılan bedenim gevşediğinde, boşta olan elimi yavaşça karnımda yanarak sızlayan yaralara değdirdim.

Parmaklarıma rahatsız edici bir sıvı bulaştığında, elimi kaldırıp göz hizama getirdiğimde parmaklarıma saydam olan fakat aralarına sarımtrak bir rengin karıştığı sıvıya bakarken Jungkook sıktığı dişlerinin arasından konuştu.

"İrin."dedi.
Gözlerim büyüdüğünde kesik kesik alabildiğim nefeslerime rağmen konuştum, "Yaralarım yeniden mi açılıyor?"diye sorduğumda gözlerini kapatarak sırtını yatak başlığına yaslayıp sertçe yutkundu. Bana dair konuları konuşmak onu her zaman zorluyordu, bunu anlamıştım.

"Yaralarını kapattım. Her şeytanın şifasının içine zerre kadar bile olsa zehiri karışır. Seni çürüten şey izi bulamadan kanına ulaşmamdı. Şimdi çürüyorsun ve aldığın darbe ile tenin iltihap kusuyor."demişti pürüzlü bir sesle.
Sesinde bir yorgunluk vardı, bunu damağımda tatmıştım. Kaşlarım çatılırken, gözlerimi yavaşça kırptım, "Nasıl duracak bu şey?"diye fısıldadığımda, yanağımdaki elleri hareketlenerek tekrar okşamaya başladı.

"Şeytanlar arasında varoluşlarından beri süregelen bölümler vardır. Aeshma, şeytanlar arasında varolan en büyük tıp bilgininin en son nesilinde yer alıyor. İzi bulacak kadar güçlü değilsin, bu yüzden çürümeyi durduramasak da yavaşlatabiliriz. Onun ilaçlarına ihtiyacın var."diye bana duraksamadan açıkladığında, gözlerimi yavaşça kapatmıştım.

"Yaşadığım bu acının sebebi o aptal izi bulabilmekken bana hazır olmadığımı söyleyip duruyorsun."dedim hafif bir sinir dalgasıyla.
Gözlerimi açarak başımı arkaya doğru yatırıp beni izleyen gözlerine bakmıştım.
"İzi bulabilmek için ne yapmamız gerekiyor?"diye tahammülsüz bir şekilde sorduğumda, yüzünün ifadesizleştiğini, ne hissettiğini anlayamadığımda kavramıştım.

Bir süre sadece gözlerime baktı. Ondan cevap almak için kararlıydım, bunu gözlerimde görmüş olmalıydı. Beni izliyor ve bazen ne düşündüğümü çözebiliyor gibi hissediyordum. Bu bakışları da onlardan biriydi. Rahatsız olduğumda gözlerimi kırptım ve dudaklarını yavaşça aralayışını izledim.

"Ten tene kavuşmalı."

Aniden kaşlarım çatılırken, midemin kasıldığını hissettim. Neden bahsediyordu?
"İzin belirmesi için tensel temasların gerektiğini biliyorum. İstediğim bu değil."demiştim ona bakmayı keserek başımı bacaklarına yaslarken.

Sakin bir şekilde konuşmaya devam etmeden hemen önce sol yanağımdaki elini kaldırıp orta parmağında bulunan ve ortasında parmak izimi taşıyan kalın gümüş yüzüğe bakmamı sağladı.
"Bu bana verildiği ilk gün duyduğum bir sesti bu. Senin mühürünü de açığa çıkarmak için verilen bir anahtar gibi düşünebilirsin."demişti yavaşça, uykudan yeni uyanmış gibi mayhoş bir tınıyla.

𝘪 𝘧𝘦𝘭𝘭 𝘪𝘯 𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘵𝘩𝘦 𝘥𝘦𝘷𝘪𝘭, 𝘳𝘴𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin