Aienkien

nineteen - Yarım Kalan Bir Masal 💔

Bir süredir sınavlarım sebebiyle yokum maalesef değerli arkadaşlarım. Ama sonunda yeni bölümle karşınızdayıım. 🥳🥳
Okuyan, yorum yapan, ilgi gösteren herkese tüm kalbimle teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. 💖💖
Keyifli okumalaar. 🤗🌸🌸🌸

Okulun son günüydü. Aybike dün geçirdikleri harika zamandan sonra her şeyin daha da güzel olacağını düşünüyordu.
Sınıfa girer girmez Berk'i aradı gözleri. Ve görünce her zamankinden daha çok gülümseyerek "Günaydın!" dedi o tarafa doğru. Ama Berk'in hiç dikkatini çekmedi bu.

Aybike Berk'in yüzüne bakmayışına alınmıştı biraz. Günaydın dediğinde karşılık da vermemişti üstelik. Ne oluyordu böyle?
Daha dün "Seviyorum seni." diyen o değil miydi? Acaba canını sıkan bir şey mi oldu evde, diye düşündü Aybike.
Belki de ondan böyleydi. Dalgınlıktan duymamıştı bile belki onu.

- Berk, günaydın sevgilim, diye sınıfa giren ince, uzun boylu ve kumral saçlı kıza döndü herkes şaşkınca.
Kız Berk'in yanına gittiğinde yine tüm sınıfın şaşkın bakışları altında Berk'in sağ yanağına küçük bir öpücük bıraktı. Berk gözlerini kapatmış, gergin çenesiyle birkaç saniye öylece kalmıştı.
- Sevgilim derken, dedi şok içinde Aybike.
- Ne demek oğlum bu, diye hesap soruyordu ilk şoku üstünden atan Ömer.
- Ne diyor bu kız Berko?
- Duydun işte kanka. Sevgilim dedi, diye cevap verdi Berk bu gayet normal bir şeymiş gibi.
- Ne demek sevgilim lan, dalga mı geçiyorsun, diyip Berk'e yumruğu geçirdi Oğulcan.

Daha fazla dayanamamıştı bu saçmalığa. Bunun üzerine sınıftakiler ayağa kalktı korkuyla. Berk bu yumruğu bekliyordu zaten. O yüzden diğerleri kadar şaşkın değildi.
Doruk araya girmiş her ne kadar Berk'e sinirlenmiş de olsa Oğulcan'ı tutmaya çalışıyordu. Sınıfa giren yabancı kızsa, endişeyle Berk'e iyi olup olmadığını sormaya çalışıyordu.
- Berk! Berk! İyi misin aşkım?
- İyi misin aşkı, diye sordu Aybike donuk bir şekilde onlara bakarken kendi kendine.
- Lan oğlum, öldürürüm seni. Ne demek lan bu? Sen benim kardeşimi nasıl kandırmaya kalkarsın?
- Oğlum bak, şakaysa hiç komik değil. Şaka mı bu, hı? Cevap versene, diye bağırdı Ömer de.

Berk pek de etkilenmemiş gibi çenesini oynattıktan sonra ters ters onlara bakıp tekrar kıza döndü:
- Sen git Gizem. Teneffüste konuşuruz.
- Emin misin? Pek iyi değil gibisin.
- Hayır sevgilim, dedi zoraki, git sen. İyiyim ben.

Kız başıyla ve gözleriyle etraftaki sinirli kalabalığı işaret ediyordu.
- Hallederim, dedi Berk, sen git.
- Tamam, dedi kız.
Önce etraftakilere kısa bir bakış attı. Sonra sürekli arkasına bakarak sınıftan çıktı.
- Berko? Bir şey söylesene, diye sarstı onu Doruk.
- Çok mu istiyorsun bi şey söylememi? İyi o zaman dinle Doruk'çum: Ben Aybike'ye büyük bir oyun oynadım. Dalga geçtim onunla. O kadar eğlenceliydi ki. Onu gerçekten sevdiğime inan...

Sözü Aybike'nin yanağına inen tokadıyla yarıda kaldı.
- Seviyorum dedin bana, dedi Aybike gözlerinden sessizce süzülen yaşlar kadar acı dolu sesiyle.
- Kandırdım ve çok eğlendim inan bana, diye pis bir gülüş atmaya çalıştı bunun üzerine Berk .

Bunu yapmak o kadar zor olmuştu ki... Aybike'si karşısında ağlayıp, hakkında asla düşünmesini istemediği şeyler düşünürken, kırılmışken çok zordu. Onun kalbindeki kırıklar kendi kalbine batıyordu, çünkü kalpleri bir atıyordu.
- Senden nefret ediyorum Berk Özkaya. Sana hiçbir zaman güvenmemem gerektiğini daha güzel anlatamazdın inan. Ne kadar şerefsiz olduğunu beni uğraştırmadan herkese gösterdiğin için de sana bir teşekkür borcum var, dedi gözyaşları arasında Aybike ve devam etti:

- Ha, sana kızmıyorum. Ben kendime kızıyorum. Beni sevebilme ihtimaline inanacak kadar aptal olduğum için. Herkes duysun. Ben bir aptalım. Ve Berk Özkaya, aptal Aybike Eren'e karşı oyunu kazandı. Evet, kazanan o oldu. Kalbimi paramparça etmeyi başardı. Canımı acıtmayı başardı. Herkes tebrik etsin onu. Çok iyi bir oyuncuydu, hepimizi kandırdı. Ben aptal bir aşık olduğum için her şekilde kandırması kolaydı zaten. Ama beni sürekli uyaran abimi bile kandırdı. Hastanelik ettiği babamı kandırdı. Çok iyi bir performans sergiledi kendileri. E, kameralar nerde? Kayda almıyor musun? Tüm okula seyrettirirdin. Onlar da bu büyük dedikodudan mahrum kalmazdı. Yazık oldu bak şimdi...