twenty five

344 29 75
                                    

Herkese selaamm. Hoşgeldiniz ballarım. 💖💖💖
Yeni bölümle karşınızdayıım. 🙈💗💗💗

Bu bölümdeki Ayber kiss'ini, Oğulcan'ın da farklı bir dahlinin olduğu bir sahneyle görmek isteyen @EsraErmi1 e ithaf ediyorum. 💕

Bu bölümdeki Berk-Ece arasındaki tatlı sahneyi, iki kuzenin anlaşmaları isteyen @merdumgiriiz0 a ithaf ediyorum. 💕

Berk'in anne ve babasının bu bölümdeki mahcubiyet sahnelerini mahcubiyetlerini daha çok görmek isteyen @VazgectimBenBugun e ithaf ediyorum. 💕

Yine başka sahneler isteyen güzel arkadaşlarım olmuştu. Onların istediği sahnelerinde yazıcam inşallah. Aklımda merak etmeyin ballarım. 😊💖💖💖

Vee hepinize de ilginiz için tek tek teşekkür ediyorum. 🙏🏻💖💖💖

Daha fazla uzatmadan sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalaar canlarım 🤗😘🧡🧡🧡

Berk, okul çıkışı Ece manyağıyla gittiği müzelerden dönmüş; elinde kahvesiyle kendini yorgun argın salondaki koltuğa bıraktı. Saat akşamın bilmem kaçıydı ve bu kız yüzünden eve daha yeni dönüyordu. Peki bunca zaman o müze senin bu müze benim gezmeleri bir işe yaramış mıydı? Asla. Ellerinde koca bir sıfırla döndüler. Çünkü Ece Hanım'a müze beğendirememişti. 😒
Sanki elbise alıyormuş da istediği tasarımı bulamamış gibi davranmıştı. Hayır, müzeden ne bekliyorsa?
Ama bilerek yaptığına adı gibi emindi. Hatta belki böyle bir ödevi bile yoktu, kim bilir.

Berk daha fazla sinirlenmemek için tüm bunları düşünmemeye çalıştı. Gerilen sinirlerini yatıştırabilecek tek şey, elinde tuttuğu ve daldığı için içmeyi unuttuğu kahvesiydi. Birkaç yudum almıştı ki, babası abisiyle birlikte içeri girdi.
Bi bu eksikti zaten. Sinirlerinin gerilmemesi için bir sebep aradı ancak bulması hiç de kolay olmayacak gibi görünüyordu.

Abisi selam verip duş almak için yorgun argın odasına çıkmıştı. Ama babasının pek de gitmeye niyeti varmış gibi durmuyordu. Sanki oturmak için gözüne Berk'in sol tarafındaki koltuğu kestirmiş gibiydi. Nitekim öyle de oldu.
Berk, memnun olmadığı bu durum karşısında yüzünü buruşturdu. Şimdi kesin onunla konuşmaya çalışacaktı.

- Berk, nasılsın oğlum?
- Seni görene kadar kötüydüm; seni gördüm daha kötü oldum, diye ruhsuz bir sesle cevap verdi Berk.
- Berk, oğlum biliyorum. Bana olan kızgınlığın hâlâ geçmedi. Ama gerçekten pişmanım. Hem de köpek gibi. Senden defalarca özür dilemem de gerekse affetmen için her şeyi yapmaya hazırım.
- Her şeyi mi?
- Her şeyi?
- O zaman, zamanı geri al ve bana yaşattıklarını hiç yaşatmamış ol. Hadi, bekliyorum...

Babası oğlunun bu isteği karşısında önce şaşırmış ardından kendinden utanıp başını önüne eğmişti.

- Eee, hani her şeyi yapardın? Yapamadın Resul Özkaya. Her şey o kadar kolay değil bu hayatta. Mesela paran, benden çaldığın hayatımı satın alamaz bana. Bazı geç kalınmışlıkların telafisi yoktur...
- Biliyorum oğ...
- Bilmiyorsun. Hiçbir şey bilmiyorsun. Bana sürekli şu aptal kelimeyi kullanıp durma. Ben o zamanlar acı çekerken hiçbir şey hissetmediysen, şimdi hiçbir şeyi bilemezsin. Bana beni anladığını söyleme. Eğer bildiğin bir şey varsa gerçekten; tehditti, dayaktı, zorbalıktı, statündü. Ama beni bilmiyorsun, tanımıyorsun sen. Kendini kandırıp biliyorum diye gezme ortalıkta.
- Sonuna kadar haklısın oğlum ama lütfen beni bi dinle...
- Sen beni dinle asıl, diye kestirip attı Berk, sen hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışınca kötü anılarım silinmiyor benim. Bunu bi bil önce. Diğer bi konu da, eğer bi şey yapmak istiyorsan benden uzak dur tamam mı? Kabuslarımı silemiyorsun, bari bunu yap. Çünkü seni ne zaman görsem -yazık ki- babamı değil bende bıraktığı acıları görüyorum. Ve bu hep böyle olacak. O yüzden seni affedeceğim umuduna kapılıp, boş hayallerle kendini oyalama.

AienkienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin