twenty six - Son Nefes 😢

427 29 156
                                    

Selaamm ben geldim ballarım. 🤗 Nasılsınıızz?
Kendimce sebeplerim olmasına rağmen, yine de geç kaldığım ve sizleri bu kadar beklettiğim için özür dilerim. 🙏🏻

Ama telafi etmek için sınav haftam yaklaşıyor olmasına rağmen uzun bir bölümle geri döndüm. 😊💖💖💖

İlk bölümler tadında yazdığımı düşünüyorum. Yazarken çok keyif aldım. Umarım sizler de beğenirsiniz. 🙏🏻❤❤❤

Ve okunma sayıları da düştüğü için aslında yazma isteğim azalmıştı bu arada ne yalan söyliyim ama verdiğim o uzun arada yeni bölümü merak edip soran güzel arkadaşlarımı gördükçe en azından beni ve/veya hikâyemi seven insanlar için yazmaya devam etmek istedim. İyi ki varsınız tüm okurlarım. (Hayalet okurlarım da dahil.🙃) 💖💖💖

Bu arada bölümün bi yerinde sevdiğiniz bir duygusal müziği açarak okumanızı tavsiye edicem oraya gelince notumu göreceksiniz zaten ballarım. 🙃🌸🌸

Evet, daha fazla uzatmadan bölüme geçelim isterseniz. Keyifli okumalaar. 💗💗💗

Oğulcan'ın tehditlerini ve diğerlerinin sorularını duymazdan gelip ecza dolabından malzemeleri aldıktan sonra bahçeye çıktılar. Her zaman oturdukları banka oturdular.
Aybike pansumanı yaparken küçük bir yara da olsa Berk'i böyle görmek canını yaktığı için ağlayası geliyordu:
Kıyamıyordu bu kızıl saçlı gözleri masum bakan çocuğa:
- Çok mu sert vurdu o gerizekalı, diye sordu.
- Sorun yok Aybik. Unuttun galiba eski kavgacı halerimi. Ben severim böyle aksiyonlu şeyleri tatlım, heyecanlı oluyor.
- Bu sevebileceğin türde bi şey değil, çünkü Oğulcan'la uğraşmak zorunda kalacağız.
- Öyle de bi sıkıntı var tabii, dedi Berk sıkıntıyla bir nefes verip ve o sırada karşıdan gelen kişiyi görünce, istemsiz bir küfür savurdu:
- Has*ktir. Bir bu eksikti, diye ayağa kalktı nefret dolu bakışlarını ikiliye yaklaşan kişiye dikerek.
- Nerden çıktı bu, dedi Aybike de sinirle ayağa kalkarken.
- N'aber kanka, özlediniz mi beni?..

Aybike ve Berk, şaşkınca birbirlerine bakıp Tolga'ya döndüler nefretle. Berk sıktığı dişlerinin arasından:
- Ne işin var lan senin burda? Şerefsiz, diye bağırdı sinirle.
- Kanka sakin ol yaa. Biliyorum çok özledin beni. Ben de sizi özledim. Ama özlediğini bu kadar belli etmene gerek yok.
- Tolga, niye geldin bilmiyorum ama elimden bi kaza çıkmadan defol git yoksa...
- Yoksa ne?..
- Yoksa elimde kalırsın. Ölümün benim elimden olmasın, uza burdan, dedi Berk tıslayarak. Yüzüne yumruğu geçirmemek için kendini zor tutuyordu.
- Nereye uzuyorum kanka? Ders başlıcak.
- Ne dersi lan? Neyden bahsediyosun sen?
- Ben de bu okulun bi öğrencisiyim kanka. Malûm, öğrenci olmak derslere girmeyi gerektiriyor, dedi Tolga pişkin pişkin.
- Dalga mı geçiyosun oğlum sen? Onca yaptığın şeyden sonra ne öğrenciliğinden bahsediyosun sen? Olsa olsa katil olur senden. Şimdi ağzımı bozmadan git işine şurdan.
- Hiç yakıştıramıyorum sana bu halleri Berko. Ben buraya güzel güzel okumaya geldim.
- Sen alfabeden bile bihabersin, ne okumasından bahsediyorsun lan? Hem okula seni kim aldı? Senin yerin hapishane.
- Babamın parası sağolsun kanka. Bütün kapıları açıyo, okulunki de dahil, diye güldü Tolga.

- Pislik herif.
- Sizinle muhabbete doyum olmaz ama ben gidip diğer arkadaşlara da merhaba diyim, dedi Tolga ve yanlarından çarparak geçti.
Sonra geri dönüp Berk'e yaklaştı:
- Yalnız, fena dayak yemişe benziyosun. Bensizken çok dövüyolar galiba seni be kanka.
- Öldürürüm lan seni, diye Tolga'nın üstüne yürüdü Berk ancak Aybike durdurdu onu.
- Berk dur, bu pislik için değmez. Gitsin belasını başkasından bulsun bırak. Sen de defol git burdan, dedi Aybike sakin kalmaya çalışarak.
- Bana katil diyene bak. 3 lafindan 5'i "seni öldürürüm", dedi Tolga cıklayarak ve uzaklaştı ordan.

AienkienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin