34. • İrade Savaşı •

3.7K 421 17
                                    

Uykumun derinliklerinden kulağıma ulaşan bir ses yardımıyla sıyrıldım.

"Lucian..."

Çevremde yankılanan sese kulak kesildim. Kollarımda uyuyan Routh'un başına bir öpücük kondurup yavaşça yataktan kalktım. Sesin nereden geldiğini anlayamıyordum. Bedenim alarm halindeydi. Olası bir tehlikeden Routh'u korumak için tümüyle hazırdım.

"Lucian..."

Çevremde dönüp durdum ama kimseyi göremiyor, hiçbir şey hissedemiyordum.

"Suya gel Lucian..."

Kaşlarımı çattım. Tenebris ortalarda yoktu. Buna karşın Routh derin bir uykudaydı. Rahlea çölündeki malikânedeydik. Ashriel ve Mensis'in plan yapması gerekiyordu ve biz buna şahitlik edemezdik. Tek yapabileceğimiz onlara güvenmekti.

"Suya gel Lucian..."

Sese kulak kesildim. Odadan çıkıp aşağı indim. Malikânenin çift kanatlı kapısından dışarı çıktığımda vahanın ışıldadığını fark ettim. Neler oluyordu?

"Sen kimsin?" diye sordum boşluğa doğru. Yavaşça gölün kenarına yaklaştım.

Gölün üzerindeki ışıltı bir araya toplanarak bir siluet oluşturdu. Şaşkınlığım büyürken bunun annem olduğunu fark ettim.

"Fazla vaktim yok oğlum," dediğinde sesi çevremde yankılandı. "Tenebris uykuda, bizi duyamaz. Sana söyleyeceklerimi iyi dinle. Sonrasında da zihnini gerektiği kadar kapalı tut ki Tenebris gerçeği Evelyn'e ulaştırmasın."

"Elbette anne."

"Planınızı biliyorum ancak Liel'in gösterdiği yol tehlikeli. Ritüel sanıldığı kadar kolay değil ve uygulayan kişiyi yok edebilir. Başka bir yol daha var. Saklı Kalanları başka türlü de özgür kılabilirsiniz. Ancak bilmelisiniz, onları asla yok edemezsiniz. Yalnızca dönüştürebilirsiniz."

"Anlayamıyorum anne. Onları uyandırmak da bana mantıklı gelmiyor."

"Uyanacaklar Lucian, kehanetler bunu doğruluyor. Dünya'ya gidin. Serkechy Tapınağını bulun. Wonrath'ın kuzeyinde, ormanın derinliklerinde saklı bir yapı. Oraya insanlar giremez. Tapınak şövalyeleri sizi karşılayacaklar. Onlara Raiel'in oğlu olduğunu söyle. Kâhinle görüşmelisin Lucian. Sana bilmen gereken her şeyi söyleyecek."

Annemin varlığı silinmeye başlarken vaktimizin daraldığını anlamıştım. "Babam tam olarak ne?" diye sordum.

"Bu anlayabileceğimiz, kavrayabileceğimiz bir şey değil Lucian. Soyu çoktan tükenmiş bir ırka ait yalnızca, bunu bilmemiz yeterli."

"Tüm bunları nasıl öğrendin?"

Galatriel'in yüzünde bir gülümseme belirdi. Hüzünlü bir gülümsemeydi. "Bu boyutta duymak istediğimiz gerçekler bize ulaşır Lucian. Gerçekliğe müdahale etmemiz yasak ancak bu farklı bir durum. Gerçek boyutun ötesindeki tüm boyutları tehlikeye sokan bir durum."

"Saklı Kalanlar... Onlar babam gibi mi?"

"Kâhini bul Lucian. Tüm cevaplar onda. Routh'u da yanına al. Tenebris uzun süre uykuda olacak."

Merakla, "Ona ne yaptın?" diye sordum.

Galatriel'in varlığı tamamen silinmeden hemen önce fısıldadı. "Ben değil, baban yaptı."

"Lucian!"

Kulağımda yankılanan çığlıkla sıçrayarak gözlerimi açtım. Başımda korkunç bir ağrı vardı. Routh üzerimdeydi ve beni omuzlarımdan sarsıp duruyordu. Routh üzerimde miydi?

Routhelia'nın KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin