Liel'in muazzam planı intihar görevinden farksızdı ama başka yolu da yoktu.
Saklı Kalanlar'ı özgür bırakacaktık. Biz yapmasak Evelyn yapacaktı. Liel'in söylediğine göre üç aşamadan oluşuyordu. Önce büyük bir güç yayılımı olmalıydı. Öyle ki, güce hizmet eden Saklı Kalanlar Rahlea'nın derinliklerinde uyanışa geçmeliydi. Daha sonra Routhelia'nın Kalbi özel bir büyüyle bir araya getirilmeli ve Saklı Kalanlar'a önderlik edecek kişiyle bütünleşmeliydi. Sonrasında ise önder, birini kurban edip bu ritüeli kanla mühürlemeliydi. Buraya kadar her şey tamamdı ancak asıl önemli olan önder kişinin, yani yeni hükümdarın kim olacağıydı. Ya da kim olmayacağı... Evelyn olmayacaktı.
Liel'in korkunç planı bizi kesinlikle ölüme sürükleyecekti ama halkı korumanın ya da ruh eşime kavuşmamın başka yolu yoktu. Saklı Kalanlar'ı uyandıracak ve yok edecektik. Sonsuza kadar. Liel'İn oğlunu bunun dışında tutmak şartıyla... Biz yapmasak da, Evelyn'in planında önemli bir parça olmaktan kurtulsak bile Evelyn bir yolunu bulacaktı. Kâhinler bunu doğrulamıştı, Saklı Kalanlar muhakkak özgür kalacaktı. O halde Evelyn'in bayrağı ele geçirme ihtimalini sonsuza dek yok etmeliydik. Liel çok fazla güce ihtiyacımız olduğunu söylemişti. Routh ve benim birleşmemizden doğacak olan güce yakın bir güç... Bu da bizi eski bir dostu ziyaret etmek zorunda bırakmıştı.
Routh doğmadan kısa süre önceydi. Mensis kayıplara karışmıştı... Ashriel'in diğer yarısı. İkizi de denebilir. Bu çok uzun bir hikâye ama özet geçeyim... Evelyn çok güçlü bir oğlan doğuracaktı. Bu gezegen için de, Evelyn için de son derece tehlikeliydi. Bu yüzden Evelyn henüz hamileyken başka bir cadının da yardımıyla oğlunu ikiye böldü. Mensis ve Ashriel birbirinin aynası oldu. Aynı zamanda da birbirinin tam zıttı.
Ashriel vaktinde Routhelia'nın Kalbi'ni çaldığı için cezalandırılacaktı. Mensis Elismera'ya olan düşkünlüğü yüzünden bizimle işbirliği yaptı ve Ashriel'in bedenine zihnini aktarıp Routhelia'ya sorguya gitti. Meclisi kandırmayı başardı. Bu bize süre kazandırmıştı. Yaşanan tahliksizlikler sonrası Mensis bir süre kendi bedeninden uzak kaldı ancak biz kendi savaşımızı verirken Mensis bedenini yeniden ele geçirdiği gibi ortadan kayboldu. Bir asırdır ondan hiç haber alamamıştık. Ta ki Liel'in planının önemli bir parçası olduğunu fark edip onu aramak üzere yola çıkana kadar.
"Onu bulabileceğimize emin misin?"
Ashriel, Wonrath'ın karanlığını yaran öfkeli sesiyle konuştu. "Onu her zaman bulabilirim Lucian. Sanki aramızda görünmez, gümüşi bir kordon var."
Bu söyledikleri aklıma Tenebris'i getirmişti... "Ashriel," dedim düşünceli bir halde. "Karanlık yanımız bir bedene, görünüşe ya da siluete sahip mi?"
Ashriel yürümeyi kesip keskin bakışlarını etrafta dolaştırdı. "Elbette, fakat biz göremeyiz. Farklı bir frekansta titreşiyorlar, bizim algıladığımız somut bir boyutta değiller. Daima bize bağlılar fakat yalnızca bedenimizle bütün olduklarında güç paylaşımı söz konusudur."
Söylediklerini düşündüm. "Yani karanlığımızın ortaya çıkması tamamen kelime oyunundan ibaret. O zaten ortalıkta dolaşıyor fakat gücü kullanabilmek için birleşmek gerekiyor."
Ashriel başını salladı. "Evet."
Wonrath uçurumundan olabildiğince uzaklaşmıştık. Wonrath, Routhelia ve Dünya arasında geçişi sağlayan bir kapıya sahipti. Aslında Dünya üzerinde çok fazla kapı vardı ama en sağlamı buradaydı. Hem Ashriel, Mensis'in burada olduğuna emin gibiydi.
"Routh'un karanlığı..." demiştim ki Ashriel beni böldü. "Tenebris," dedi. "Biliyorum, kendisiyle tanıştım."
"Onu nasıl görebiliyoruz peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Routhelia'nın Kalbi
Fantastik• Tamamlandı • • İmperium - II • Melek Dokunuşuna sahip bir İmperium, en kötüyü devirecekti. Kötülüğün ta kendisi olan Evelyn, bu kehaneti görmezden gelemezdi. Ölmemek için Melek Dokunuşu taşıyan tüm melezleri katletti. Biri hariç... Aradan bir ası...