How To Have Sex ~ Jikook

Cilve'nin Gözü Kör Olsun

Kim bana yukarıdaki yavrunun hangi törenden olduğunu söylemek ister?

4000 okunmaya özel bölüm bu da
Normalde sonra yayımlıycaktım ama sonra dedim amaaann sal gitsin

İyi okumalaaarr, yorum ve oylarınızı bekliyorum 🐣🐰
____________

Sevgililiğimin baharında, en güzel anlarımı yaşamam gereken şu vakitlerde tek başımaydım. Jungkook'la geçirdiğimiz o çok güzel kumsal gecesinden sonra sabahına telefonu çalmış ve 3 günlüğüne şehir dışına çıkması gerektiği ile ilgili bir şeyler söylenmişti. Yönetmenliğini yaptığı bir kısa filmin son sahnesini çekmek için koskoca 3 gün gerekliymişmişmiş...

Ona sabah apartopar hazırlanmasında yardım ettikten sonra, yola çıktığında beni de evime bırakmıştı. Ne kadar onun evinde kalmam için ısrar etse de kendi evime gitmek istediğimi söylemiştim, sonuçta evimi de öyle boşlamamak gerekliydi.

Evde tek başıma sıkılacağımı bildiğimden Tae'ye bende kalması için yalvara yakara ikna etmiştim, önemli işleri dolayısıyla ilk başta kabul etmek istememişti. Önemli işi de kendine sevgili adayı aramaktı.

Jungkook gideli yaklaşık 5 saat oluyordu, bu süre boyunca kendimce triplere girip ben onsuz üç gün nasıl dayanacağım diye ağıtlar yakmak istesem de yersiz bir şey olduğuna karar vermiştim. Ama yine de.. Ben onsuz 3 gün nasıl dayanacağım!

Tae eve akşam 7'de geleceğini söylemişti, yaklaşık dört saatim vardı. Ne yapsam ne yapsam diye ortalarda dolanırken çalan telefonumla hemen koştum ona. Sevgilim arıyordu. Kulaklarıma ulaşan gülümsememle hiç bekletmeden açtım telefonu.

'' Alo~'' gereksiz bir cilveyle söylemem Jungkook'u kıkırdatmıştı.

'' Napıyorsun güzelim? ''

'' Oturuyorum ama canım çok sıkılıyor Jungkook '' ismini uzatarak söylemiş ve devam etmiştim. Böyle nazlanmak hoşuma gidiyordu. '' Keşke yanımda olsaydın. ''

'' Biliyorum bebeğim ben de yanında olmayı çok isterdim ama işim bu, üzgünüm. Ben gelince telafi ederiz tamam mı? ''

'' Yaa ama ben şimdi yanımda olmanı istiyordum. Belkii... Seninle güzel şeyler yapabilirdik. ''

'' Ah Jimin.. Sen yanımdayken hiç böyle değilsin ama niye? Sakın bu halin ben gelene kadar gitmesin. ''

'' O zaman sen de bir an önce gel Jeon, gelirsen güzel şeyler seni bekliyor olacak. Öpüyorum baayy. '' cevap vermesini beklemeden kapatım, sırıtmaya devam etmiştim. Onun yanında elbette böyle olmak zordu, telefonda bir cesaret gelince öyle konuşmuştum ama onun karşısında dilim tutuluyor, kelimeler birbirine giriyordu.

Çünkü o Jeon Ultra Çekici Karizmatik Yakışıklı Jungkook'tu.

Kim onun yanında düzgün kalabilirdi ki?

Ama eğer telefonda dediğimi ciddiye alıp da- ki hiç zannetmiyorum izin vereceklerini - erken gelmek için izin alırsa ona istediğini verebilirdim ama böyle bir şey tabiki de asla olmayacağı için ona telefonda bu cesur hallerimi göstermeye devam edip eve geldiğinde kedi gibi utanan eski halime dönecektim.

Onu biraz daha zora sokmak için dolabımın gizli yerlerine sakladığım kıyafetleri çıkardım. Bunlar kimsenin özellikle Jungkook'un eline kesinlikle geçmemeliydi çünkü eğer bunları görürse beni rahat bırakmayacağına adım kadar emindim. Bir de iki gün yürüyemeyeceğime...

Kıyafetleri giydikten sonra saçımı da yaptım, yüzümü göstermeyecektim ama yine de yapmak istemiştim. Aynanın karşısına geçip güzel bir kaç poz verip, onların da arasından en güzelini seçtim. Jungkook'a atacaktım. Az önce bu giydiklerim onun eline geçmesin diyen de bendim şimdi ona bu resmi atan da. Kendi ayağıma sıkıyordum resmen.