How To Have Sex ~ Jikook

Jeon Masajcılık

Slm
Nslsnz
Bnde iyym tşk
By

________________

"Ah!" ensesine sert bir tokat geçirdim. "Isırma dedim ya!"

Bir şey demeden devam etti.

İşten beraber geldiğimizde pijamalarımı giydirip kendisi de giydikten sonra beni salona taşımıştı.

Birkaç bir işim var desem de beni dinlemeden dibime kadar sokulup boynumu öpmeye başlamıştı. İkimiz de neredeyse iç içe bir şekilde koltukta yan oturuyorduk. Bacaklarımız birbirimizin belinin iki yanından arkaya doğru uzanmıştı.
(Anladınız mı yaw)

Onun omzunun üstünden elimdeki kağıtlara bakarken arada bir de maillere bakıyordum. Jungkook'sa dudaklarını boynumun her köşesinde gezdirip öpüp kokladıktan sonra sıra ısırmaya ve emmeye geçmişti.

Ona ne kadar acıtma desem de beni dinlemeyip ısırmaya devam ediyordu. Acı çekmemden zevk alıyordu, canım kocacığım.

"Biraz kafanı sağa doğru eğsene."

Ofladım. Yetmiyor muydu bu kadar?

"Jungkook yetmez mi, yarın devam edersin?"

Kafasını kaldırıp garip bir şekilde baktı bana.

"Jimin iş mi bu yarın devam edeyim? Hem..Daha yeni başlıyorum ne durması. Sana bir zararım da yok ayrıca. Sessiz sessiz oturuyorum şurada."

Sonlara doğru tripli gibi söylendiğinde minik dudaklarından sıkı bir şekilde öpüp boş elimle yanağını okşadım.

"Bebeğim benim." Onu böyle küçük bir çocuk gibi sevmemden pek hoşlanmasa da bilerek gıcık olsun diye yapmak hoşuma gidiyordu. Neymiş efendim, semeler bebek olamazmış.

"Tamam devam et hadi. Ama acıtma çok."

Kafasını sallayıp gülerek boynuma tekrar yöneldi. Tekrar gelen sert bir ısırıkla sırtına sert olduğunu düşündüğüm bir yumruk attım.

"Şaka şaka." kıkırdayarak söylemesine ben de gülüp devam ettim işime.

Dakikalar geçse de o bıkmadan usanmadan başka bir yere dudaklarını getirip orayı emiyordu, öpücüklerini minik minik sıralıyordu.

Birkaç dakika sonra benim de işim bittiğinde elimdekileri yandaki sehpaya bırakıp hala bana yapışık duran Jungkook'un beline sarılıp kafamı onun tam istediği şekilde yan olarak omzuna yasladım.

İşimin bittiğini anlayınca kalçalarımdan tutup koltukta uzattığı bacaklarının üstüne, kasıklarına yakın yere oturttu beni.

Elleri hala kalçamda dururken ben de hemen dibimdeki tene dudaklarımı yaklaştırdım. Onun gibi emip, iz bırakmaya halim olmadığı için sadece öpecektim.

Elleri yavaşça tavşanlı pijamamdan içeri girip belimi buldu. Huylandırıcı bir şekilde okşarken, ben de kaslı sırtında ellerimi dolaştırıyordum.

Dili tenimde boylu boyunca gezinip birkaç öpücük daha bıraktı bastırarak.

"Çok güzelsin."

Ona cevap vermeye bile halim yokken sadece elimi sırtına minik minik vurarak geçiştirdim.

Elleri bu sefer kısa şort şeklindeki pijama altına doğru kayarken bekledim. Lastiklerden geçip kalçamı çamaşır üstünden sıktığında mızmızlanır gibi sesler çıkardım ağzımdan. Yorgundum.

O kalçamı okşayıp hafif hafif okşarken gözlerimi kapatıp kendimi onun kollarına bıraktım iyice.

"Çok mu yorgunsun?" sadece hımladım. Elleri geri dışarı çıkıp belime sarıldı.