How To Have Sex ~ Jikook

Aşkımdan Ölmüşüm

Jungkook jimin'in koruması adlı medya uwuuuu

_______________

Bugüne kadar yaşadığım tüm anlar gözümün önünden film şeridi gibi geçerken en mutlu olduğum anlarım Jungkook'la olduğum anlar gibiydi sanki. Daha dün sevgili olmuştuk, tanışalı birkaç ay oluyordu halbuki ama öyle işte, en çok onunla mutlu olduğumu düşünüyordum.

Gözlerimi açtığımda tavanı izlerken kafamı yana çevirmek aklıma gelmişti tabii çevirdiğim gibi boş bir yatakla karşılaşacağımı bilmiyordum. Görür görmez girdiğim telaş, kalp çarpıntısı, komodinde para bulma gibi saçma düşünceler iki saniye içinde kaybolmuştu. Çünkü biliyordum nerede olduğunu, ben çalışmıyor olabilirdim ama Jungkook öyle değildi ve onun bir işi vardı. Seks uygulamasında bir yönetmenin olması ne kadar mantıksız olsa da öyleydi, Jungkook, Jeon Jungkook bir yönetmendi. Çok havalı.

Haliyle de sabah erkenden gitmesi gerekmiş olmalıydı. İyice gerindikten sonra gereksiz bir tebessümle yataktan kalkıp, elimi yüzümü de yıkadıktan sonra içeri adımladım. Onun bana güvenip de kendi evinde beni tek bırakması içimi kıpır kıpır ediyordu,canım sevgilim.

Mutfağa girdiğimde küçük bir tepsiye özenle hazırlanmış kahvaltıyı gördüğümde içimde bir şeyler hareketlenmeye başlamıştı bile. Portakal suyunu ve maydonozlardan çiçek görünümü vermeye çalışmasını gördüğümde gülmeden edemedim, bir de not vardı tabiki. Elime aldım.

'Sevgilim,
Sabah gözlerini ilk açtığında bu anı görmeyi çok isterdim. Seni doya doya öpmeyi de... Ama hiç telaşlanma işten döndüğümde özlemimizi gidereceğim. Kahvaltını güzelce yap, hepsini bitir ve kendine iyi bak ben gelene kadar. Seni seviyorum...
Sevgilin Kookie'

Çok seviyordum onu. Beni böyle düşünmesi o kadar hoşuma gitmişti ki. Dediği gibi kahvaltımın hepsini bitirip, bulaşıkları topladım. Sonra da oturma odasını ve yatak odasını toplayıp kendimi yorgun bir şekilde koltuğa bırakmıştım.

Jungkook akşam 6'da eve geliyordu, daha önceden sorduğum için biliyordum bunu. Şuan saat 13:10' du. Ah! Jimin saati.

Akşama kadar ne yapsam diye düşünürken arkadaşım Tae'yle bayadır konuşmadığımız aklıma gelince onu arayıp tüm bu yaşananlardan bahsettim, o da yeni başladığı işteki iş arkadaşlarından, kızlardan, kızlardan ve biraz daha kızlardan bahsetmişti. Tae'nin ne zaman artık doğru bir kısmet bulacağını merak ediyordum çünkü her tanıştığı kızla tam oldu diyorduk ki 'yok bu da gol değil' deyip yeni adaylara yöneliyordu. Sebebi ise kızların ona istediği şehvet ve heyecanı verememesiymiş. Ona kaç kere belki de erkeklerden hoşlanıyorsundur desem de beni geçiştirmiş ve 'ama senden hoşlanmıyorum' demişti. Bir de 'karşıma hoşlanacağım bir erkek çıkarsa o zaman düşünürüz' deyip konuyu kapatmıştı. Gözümüz yollarda Tae'ye aradığı şehveti verecek birini bekliyorduk, lütfen artık gelsin o kişi.

Yaklaşık iki saatlik konuşmamız bitince eve gitmeye karar verdim. Geri dönecektim tabiki ama ilk günden onun duşunu kullanmayı nedense uygun görmedim, bir de kıyafetlerimi değiştirmek istiyordum.

Eve gidip duşumu almam, hazırlanmam ve geri Jungkook'un evine dönmem iki saatimi almıştı. Dönerken de bir markete girip yemek için birkaç bir şey ve atıştırmalık almıştım. Şimdi artık biricik sevgilimin eve gelmesine ayrıca yemekleri yapmam için de bir saatim vardı. Hızlıca aldıklarımı tezgaha koyup yapacağım yemekler için malzemeleri çıkardım, bildiğim şeyler olduğu için zorlanmadan hemen yapmış, masayı da hazırlamıştım. Şuan sadece Jungkook'un eve gelmesini bekliyordum.