Her belayı kendine çekebilecek potansiyelde olan muhabirimiz ile belalardan hiç hoşlanmayan yakışıklı başkomiserimizin tatlı aşk haberine hoş geldiniz...
Işık Yıldız & Atilla
Melih arabayı park alanından çıkarırken bir yandan da konuşmaya başladı. " Necip abi tüm kameramanlarla öğle arasında toplantı yapacakmış. "
Neden ofladığını anlamadım. Necip Bey aklına ne zaman toplantı gelse bizi toplardı. Açıkçası onun toplantı perileri olduğunu düşünüyordum.
"Ee senin neye sıkıldı canın bu kadar? Her zamanki toplantılar işte."
Gözlerini bana çevirdi. "Ceren bugün yalnız. Öğle arası diye bir uğrayayım diyordum. Doğuma az kaldı. Merak ediyorum."
Sıkıntısını şimdi anlamıştım. Haklıydı. Eşini merak ediyordu. Aklıma gelen fikirle Melih'e döndüm.
"Beni çağırdı mı Necip Bey?" Yoldan gözlerini ayırmadan başını iki yana salladı.
"Yok demedi bir şey."
"Ee o zaman sen kanaldan dönene kadar ben uğrayayım Ceren'in yanına. Aklın kalmaz hiç değilse."
Bana bakarak gülümsedi. Bu fikir aklına yatmıştı. "Yapar mısın? Valla o kadar aklım kalıyor ki."
Hevesle başımı salladım. Ceren'i çok seviyordum. Onun iyi olduğunu görmek beni de rahatlatırdı. "Tabii yaparım. Hadi şu taksi durağında beni indir. Ben hemen size geçeyim."
Başını sallayıp sağdaki durağın önünde beni bıraktı.
Hemen sıradaki taksiye adresi verip arkama yaslandım. O arada Ceren'e geliyorum diye mesaj atsam da bana geri dönmemişti. Uyuyor olabilirdi. Hamile kadın sonuçta.
Yaklaşık on dakika süren yolculuktan sonra taksiye ücretini ödeyip indim.
Apartmanın önüne geldiğimde gözüm hemen yanındaki apartmana takıldı. Atilla bu binada kalıyordu. Sabah emniyette görmemiştim. Daha doğrusu yılbaşının üzerine onu görmemiştim. O da tam tamına üç güne tekamül ediyordu. Gene bir operasyona gittiği aşikardı.
