Bölüm 2

77.6K 3.9K 422
                                    


Keyifli okumalar dilerim..


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Yanılmıştım. Ben ve bela artık birbirimize tanıdıktık. Ani olmuştu tanışmamız. Kader işte...

Peki nasıl tanıştınız diye sorarsanız. Güzel bir tanışmaydı açıkçası. Küçük bir iş üstündeyken kendisiyle tanışma şerefine nail olmuştum o kadar. Aslında gayet güzel, faydalı insanlık için küçük benim için büyük bir iş üstündeydim. Zaten olayda o aralar gerçekleşti.

Olay şöyle başladı...

Emniyetin arka taraflarında gördüğüm polislere tatlı tebessümler yollayarak öylesine dolaşıyordum. Açıkçası gülüşlerimde ve orada dolaşmam da hiçbir sinsi plan yoktu.

İşte zaten o ara ne olduysa bir anda arka tarafa yanaşan sivil bir araç ile habercilik iç güdülerim harekete geçti. Zor zahmet oradaki polislere gözükmeden bir ağacın arkasına saklandım.

Niye saklandın diye sormayın. Çünkü sadece bir his. Sonra işte arka kapıya yanşan arabanın içinden önce sivil polis olduğunu tahmin ettiğim iki kişi sonra da tanıdık bir sima çıktı. Çıkan kişi eski muhbirlerden Zahir Abdullah'tı

Zahir Abdullah eski muhbirlerdendi. Çok fazla terör örgütünü ifşa ettiği söyleniyordu. Ve adam kesinlikle yürüyen bir haberdi. Ve adam uzun yıllar sonra Türkiye'deydi. Durduramadım kendimi. Ne ara gözüme kameramı yaklaştırdığımı bile bilmiyordum size öyle söyleyeyim. Hızlı reflekslerimle bir sürü fotoğrafını çekmeye başlamıştım.

Resimlerim çok netti ve işler iyi gidiyordu. Büyük bir haber kokusu alıyordum. Ama işte her şey her zaman iyi gitmiyordu. Reflekslerim maalesef gözümün önünü görmeme yaramadıkları için ne ara pat diye yere düştüğümü hatırlamıyorum.

Tabi düşmemle beraber çığlığımı da salıverince bunun gören ve duyan polisler hızla yanıma gelip benim fotoğraf çekme maksadımı tamamen yanlış anlayarak beni de emniyete almışlardı.

Şimdi işte karşımda maşallah fasulye sırığı olacakken polis olmaya karar vermiş mavi gözlü adamın sinirli bakışlarından kaçmaya çalışıyordum. Bunu da sanki hayatımda ilk defa polis odası görmüşüm gibi etrafa bakınarak gerçekleştirmeye çalışıyordum.

Polis odası dört duvarmış değil mi Işık?

Bu arada da Melih'te yaklaşık beş dakika önce ben etraftan kaybolunca ve içeriden aldığı haber ile yanıma gelmişti. Biraz korkmuş görmüştüm onu. Zira içeriye girer girmez emniyetin nasıl en sinirli polisine bulaştığımı merak ve korkuyla sormuştu. Abartıyordu bence. Karşımdaki adam gülmeyi sevmiyor olabilirdi. Bu onun sinirli olduğunu göstermezdi. Öyle değil mi iç ses?

HABERLERDE AŞK VARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin